24.09.2022 - 12:43 | Son Güncellenme:
Selçuk BAŞAR- Aleyna KESKİN/ TRABZON (DHA)
İçişleri Bakanı Soylu, çeşitli programlara katılmak üzere Trabzon’a geldi. Bakan Soylu, ilk olarak Sürmene ilçesinde iş insanı Mehmet Ali Kancaoğlu'nun annesi ve babasının adını taşıyan Sürmene Saniye ve İlyas Kancıoğlu Özel Eğitim Okulu’nun temel atma törenine katıldı.
Burada konuşan Soylu, okulun yapımında emeği geçenlere teşekkür ederek, “Ben genelde İçişleri Bakanlığı'nın veya daha önce yapığım görevlerde bir açılış yapmaktan imtina ederim. Temel atmaktan da imtina ederim ama hayır olunca koşarım. Açılışına da koşarım. Türkiye’nin neresi olursa olsun çünkü hayır sahiplerini gönüllendirmek lazım. Onları takdir etmek lazım ve onları attıkları adım konusunda milletimizde de toplum içerisinde de farkındalık oluşturmak lazım. Çok doğru bir iştir” diye konuştu.
‘BİZ BURADAN YAPILAN YARDIMLARI GÖTÜRMEYE YETİŞEMİYORUZ’
Bakan Soylu, Türkiye’de hayır konusunda dünyaya örnek anlayış ortaya koyulduğunu belirtip, “Yağmur yağıyor berekettir. Biz bundan 15 gün önce kıymetli bakanımız Murat Kurum bey ile Sayın Cumhurbaşkanı'mızın talimatları, arzuları ve o insanlık konusunda ortaya koymuş olduğu ve bütün dünyaya örnek olan anlayışları çerçevesinde Pakistan’a gittik. Kara yoluyla ilgili sel alanına ulaştık. Hakikaten 3'te 1'i sular altında Pakistan gördük. Dünyada bu konuda 1 numara olduğumuzu söylemek isterim; sadece milli gelirine oranla değil; yaptığı yardımın büyüklüğü açısından da nicelik olarak da insani yardım içerisinde Türkiye, Amerika’dan zengin değil Almanya’dan zengin değil ama Allah, bu millete öyle yüce gönüllülük vermiş ki gönlü zengin dünyanın her tarafına ulaşabilecek bir kabiliyete sahip.
Şunu söyleyeyim; biz buradan yapılan yardımları trenlerle götürmeye yetişemiyoruz. Yani uçaklarla hava köprüsüyle götürmeye yetişemiyoruz. Orada da bir sistem kurduk. Orada da dağıtmaya yetişemiyoruz. Çadırlar kurmaya yetişemiyoruz. Şunu söyleyeyim; Elazığ ve Malatya depreminde sadece 30 bin çadır verdik. Şu anda 30 bin çadır gönderdik ama Pakistan’ın 3'te 1'i diyorum 250-260 milyon nüfusu olan bir ülkeden bahsediyorum. Hala Himalayalardan sular eriyor ve sular yükseliyor. Allah muhafaza etsin. Allah onların da yardımcısı olsun” diye konuştu.
Türk milletinin dünyanın her yerinde olduğunu kaydeden Soylu, “Buradan Bangladeş’e, Arakan’a, Filistin’e, Yemen’e, Lübnan’a kadar her tarafa elinden gelen bütün desteği ortaya koyan bir anlayışı sergilemektedir. Böyle bir milletin evladı olmaktan, böyle bir milletin sorumluluğunu taşımaktan insanlığın ne olduğunu bütün dünyaya gösteren anlayışı ortaya koyan bir milletin evladı olmaktan büyük bir onur duyuyoruz. İşte onun bir parçasını da bugün burada hem de çok özel bir anlayış ve hizmetle birlikte yaşıyoruz. Özel gereksinimli çocuklar için burada 16 derslikli ve inşallah önümüzdeki eğitim öğretim yılına da yetişecek. Bir özelliği daha var bizim yerel mimarimizle de bütünleşen bu anlayışı da taşıyan yani sadece bir iyilik mirası bırakılmıyor. Aynı zamanda geleneğimiz, göreneğimiz, mimarimizin de bir mirası bırakılıyor. Allah razı olsun. Allah tuttuğunuzu altın etsin. Allah hayrınızı kabul etsin" dedi. Konuşmaların ardından temel atma töreni gerçekleştirildi.
ANAOKULU AÇILIŞINA KATILDI
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Trabzon’un Sürmene ilçesindeki Saniye ve İlyas Kancıoğlu Özel Eğitim Okulu’nun temel atma töreninin ardından Hatice- Aslan Aksoy Anaokulu'nun açılışına katıldı.
Açılış öncesi konuşan Bakan Soylu; Avrupa ülkeleri ile ABD'nin planlarının; mazlum ve mağdur milletler ile üzerinde yaşadıkları coğrafyaları sömürmek ve köleleştirmek olduğunu söyledi. Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş nedeniyle 10 milyon Ukraynalının Avrupa’ya gittiğini dile getiren Bakan Soylu, şunları kaydetti:
“Allah kimseyi kendi memleketinden uzak etmesin. Bundan 1-1,5 ay önce İdlib’e gittiğimde 75-78 yaşlarında bir nine, ‘Evlat, biz ne zaman kendi memleketimize döneceğiz'. Dedim ki 'Kendi memleketinizdesiniz'. ‘Ben Halep’e dönmek istiyorum’ dedi. Ukrayna-Rusya savaşı başlandığında kimse bu savaşın bu kadar uzun süreceğini tahmin etmedi. Sadece bir rakam vermek isterim; Ukrayna’dan Avrupa’ya giden Ukraynalı sayısı, 10 milyonu aştı. İçimizden hiçbirimiz o insanların Avrupa’da ne kadar kalacağını bilmiyorlar veya bizim ülkemize de gelenler oldu. Başka ülkelere de gidenler oldu. Bu savaşın ne kadar zaman süre sonra biteceğini de bilmiyorlar. Bunun maliyetini de bilmiyorlar. Hiçbir şey bilmiyorlar ama beni bağışlayın. Sadece siyaset uğruna, Avrupa’nın belki de insanlığa en yakışmayan karakterlerinden birisi olan yabancı düşmanlığını bu ülkeye nakşetmek isteyenler, sadece bir tek oy uğruna memleketimizi farklı göstermeye, insanlarımızı farklı göstermeye, bizi bir ırkçılığın içerisine koymaya ve bizi esas itibarıyla o güzel karakterimizden ayırmaya çalışıyorlar. Biz Müslüman'ız. Hiç kimse peygamber efendimizin Veda Hutbesi'ni unutmasın. Hiç kimsenin zihninden çıkmasın. Biz bu topraklarda etrafımızdaki bütün coğrafyanın karşı karşıya kaldığı sıkıntılarının sorumluluğunu yaşayan bir milletiz. Bugüne kadar kimseye sırtımızı dönmedik.”
‘RUSYA GAZI VERMEDİĞİ ZAMAN KIŞIN TİR TİR TİTREYECEKLER’
Avrupa ülkelerinin ve ABD'nin en korktuğu işlerden birinin radikalleşme olduğunu belirten Soylu, “Şimdi biz, okul açıyoruz. Bilesiniz ki burada hayırla açtığımız bu okulların benzerini biraz önce bahsettiğim coğrafyalarda açan bir milletin sahibiyiz biz. Bir milletin evlatlarıyız. Suriye’de, Çobanbey’de, Resulayn’da, Tel Abyad’da, Azez’de, El-Bab’da, Afrin’de, öğretmenlerimizle birlikte biz bu okulları açıyoruz. Avrupa’nın ve Amerika’nın en çok korktuğu işlerden bir tanesi radikalleşmedir. Ne yapıyorlar, bu çocuklar bu travmalardan nasıl kurtulacaklar? Milyonlarca insan bu travmalardan nasıl kurtulacak? Nasıl dünyaya düşmanlık etme aklından vazgeçecekler? Nasıl yaşadıklarında kimse kendilerine sahip çıkmadı, diye kızacaklar. Kim engelleyecek bunu? Ne olacak Amerika’nın yıllık 50 bin dolarlık kişi başına gelir seviyesi? Ne olacak Avrupa’nın yıllık 30-40 bin dolarlık kişi başına gelir seviyesi? Ne yapacaklar? Ne yapacaklar bu parayı? Çaresiz kalacaklar. Pandemide çaresiz kaldılar mı? Evlerinden dışarı çıkamadılar. Herkese hava atıyorlardı 'Biz 50 yıl sonramızı, 100 yıl sonramızı hesap ediyoruz'. Neyi hesap etmişler? Burunlarının ötesini göremiyorlar. Rusya gazı vermediği zaman kışın tir tir titreyecekler. Hani sizin 50-100 yıllık hesaplarınız ve planlarınız? Bir tek hesapları ve planları var; Avrupa’nın da Amerika’nın da Batı’nın da bir tek hesapları ve planları var; mazlum milletlerin, mağdur milletleri ve onların üzerinde yaşadıkları coğrafyayı sömürmek ve onları köleleştirmek. Başka hiçbir planları yok. Başka hiçbir planları da olmamıştır. Milletimizin bu konudaki hassasiyeti, ecdadımızın neyse bugün de aynı devam edecektir. Gelecek nesillerimizin de o olacak” diye konuştu.
‘AMERİKA, AVRUPA BOZUYOR; BİZ DÜZELTMEYE ÇALIŞIYORUZ’
Türkiye’nin karakterinin, geleneklerinin, göreneklerinin, medeniyetinin başkalaştırılmaya çalışıldığını kaydeden Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Buradan muradım şu; Allah’a çok şükürler olsun, elbette ki birtakım sıkıntılar ve dertler yaşayabiliriz. Dünya da yaşıyor. Ukrayna-Rusya savaşını biz çıkarmadık. Afganistan’ı yıllarca biz işgal etmedik. Pakistan’ı biz bu zorlukların içerisine itmedik. Irak’a demokrasi getireceğim, diye Irak’ı biz işgal etmedik. Suriye iç savaşını ve vekalet savaşlarını biz çıkarmadık. Libya’daki bu karmaşıklığı biz sağlamadık. Lübnan’daki bu ekonomik krizi ve yoksulluğu biz ortaya koymadık. Bunların hiçbirisini Orta Doğu’da, Balkanlar'da neredeyse Balkanları bir barut fıçısı haline getirebilecek bir anlayışı biz ortaya koymadık. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde biz bunların hepsini düzeltmeye çalışıyoruz. Amerika, Avrupa bozuyor; biz düzeltmeye çalışıyoruz. Ama bizim yapmamız gereken bir şey var; çocuklarımızı okulla buluşturmalıyız. 81 ilde üniversitelerle buluşturduğumuz gibi onlara dünyanın en iyi eğitimlerinden birisini vermeliyiz. Öğretmenlerimiz de üniversitedeki akademisyenlerimizle hocalarımızla beraber. Bunu sadece 780 bin kilometrede yaşayan bu çocuklarımız için yapmamalıyız. Bizim başka bir rolümüz daha var. Rolümüz şudur; biz Suriye’ye de biz Irak’a da biz etrafımızdaki coğrafyada biraz önce saydığımız Afganistan’dan Pakistan’a da rol model bir ülke olmalıyız. Kendi kendine ayakta durabilen, Amerika’dan da Avrupa’dan da parmak sallandığında 'Siz kimsiniz, biz sizden korkmuyoruz, kendi işimize bakabiliyoruz' diyen bir anlayış ortaya koyabilecek bir millet olunabileceğini her tarafa göstermeliyiz. Biz bunu beraber sağlamalıyız. Biz bunu gerçekleştirmeliyiz. Bugün de gerçekleştiriyoruz. Yoksa bizim burnumuzu Afrin’e sokmazlardı. Yoksa bizim burnumuzu Azez’e, Cerablus’a sokmazlardı. Antep’ten Hatay’a kadar Kilis’ten Şanlıurfa’ya kadar her yeri sabahtan akşama kadar havanlarla teröristlerin tacizi altında bırakırlardı. Bunu Amerika da böyle ister Avrupa da böyle ister. Başımız dertten kurtulmasın, istenmektedir. Biz onlara müsamaha göstermeyiz. Onun için çocuklarımızı, gençlerimizi iyi eğitimle buluşturmalıyız. Bu okulun belki de en önemli sağlayacaklarından bir tanesi de budur. Bunu da gerçekleştireceğiz.”
Konuşmaların ardından anaokulunun açılışı gerçekleştirildi.