09.10.2021 - 12:40 | Son Güncellenme:
AA
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Boğaziçi Üniversitesi Rektörü'nün otomobiline yarı çıplak çıkıp üzerinde tepinen mahlukatın, Türk gençliğine mensup olması imkansızdır. Üniversite kapılarında polise, öğretim üyelerine, üniversite yönetimine meydan okuyan, taş atan, ellerinde sopayla dolaşan, önüne gelene hakaretleri saydıran, kimi gördüyse sövüp sayan bir güruhun Türk gençliğini değil, hain planları temsil ettiği çok açıktır." dedi.
Bahçeli, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfınca Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen "Türk Gençliği Büyük Kurultayı"nda yaptığı konuşmada, salondaki "dosta güven düşmana korku salan" coşku ve heyecan dalgasını görmekten kıvanç duyduğunu belirtti. Geleceğin teminatı Türk gençliğinin tüm görkemiyle salonda olduğunu vurgulayan Bahçeli, organizasyonda emeği geçenleri tebrik etti.
Milliyetçi ülkücü gençliğin hem haktan yana hem halktan taraf hem de hakikatin yanında olduğunu belirten Bahçeli, "Yönü doğru olanın yükü ağırdır. Eğri bacadan doğru duman çıkmayacaktır. Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılamayacaktır. Sizler istikbalin huzur ve güven veren müjdelerisiniz. Sizler eğilmez başın, çökmez dizin, bükülmez bileğin, kırılmaz belin timsallerisiniz." diye konuştu.
"Sizler Cumhuriyetin 100'üncü yıl dönümünün kutup başlarısınız. Henüz yazılmamış destanların parlak müelliflerisiniz." diyen Devlet Bahçeli, şöyle devam etti:
"Hayalleri gerçeğe dönüştürecek potansiyel güçsünüz. Ülkülerimizin şafağında doğacak aydınlık vicdanı maşeri vicdanla buluşturacak, zalim hesapları buruşturup atacak, hain emelleri budaya budaya kökünü kazıyacak ümitsiniz, özlemsiniz, beklenen serdengeçtilersiniz. Tarihin derinliklerinde altın çağlarımız vardır, önemli olan bu çağları gelecekte de inşa ve ihya etmektir. Sert çizgili bölünmelerin önünü kesecek, birliğimize ve kardeşliğimize ölüm fermanı yazan alçakları önüne kattığı gibi kovalayacak, bu şer cephesinin uykularını kaçıracak kim var diye sorulduğunda; arkasına önüne, sağına soluna bakmadan 'Biz varız.' diyen Türk gençliği, bekamızın ve milli beraberliğimizin can damarıdır. O damar ki milli kudret ve kuvvetin meskenidir. Aziz Atatürk'ün ifade ettiği üzere 'Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.' Nitekim hiç kimse fıtrat değişir zannetmesin, bu kan yine o kandır."
"NASIL BİR GENÇLİK?"
Nasıl bir gençlik istediklerinin tarifini yapan Bahçeli, "Tarihine, kültürüne, medeniyetine, öz değerlerine, inançlarına ve ruh yapısına sımsıkı bağlı, erdemli, enerjik ve sorumluluk sahibi bir gençlik. Nasıl bir gençlik? Şahsiyetli olmayı insan olmanın ön şartı gören bir gençlik. Nasıl bir gençlik? Peşin hükümlerin tuzağından, ön yargıların prangalarından kurtulmuş bir gençlik... Bu gençlikle aşılmaz engeller aşılır. Bu gençlikle zulmetin perdeleri yırtılıp atılır. Bu gençlikle zaferlerimizin ümit çeşmesi sonsuza kadar akar durur." ifadelerini kullandı.
Dava insanını, "her türlü yokluğu ve zorluğu göze alarak yola çıkan, mücadelesine tarihsel boyut, kültür ve medeniyet boylamı katan, aynı şekilde sistem ve metodolojik derinlik kazandıran kişi" olarak tanımlayan MHP Genel Başkanı Bahçeli, şöyle devam etti:
"Dava insanı olmak, kalabalıklar arasında kaybolmak değil, gerekirse yalnızlığı göze alabilmektir. Bu bir kaçış veya kopuş hali değildir. Herkesin gittiği yol doğru yol olmayabilir. Kendine güvenen, fikrine güvenen, ruh kökünden gücünü alan bir dava insanı, yeri gelirse inandığı yolda tek başına kalabilmeyi, yine de ülkülerinden taviz vermemeyi bir hayat gerçeği olarak kabul etmelidir. Efendimizin şu buyruğu iman ve dava insanı için nimet gibi görülmesi gereken bir davranış ve deyiş kalıbıdır, 'Allah'a yemin ederim ki güneşi sağ elime, ayı da sol elime verseler yine de bu davadan vazgeçmem, ya Allah bu dini hakim kılar ya da ben bu yolda yok olur giderim.' Muhammedi ahlak işte budur. Milliyetçi ülkücü gençlik bu ahlakla yoğrulmuştur. Bu gençlik ki Kerbela'da Yezid ile kazanmaktansa Hazreti Hüseyin ile şehit olmaya talip bir gençliktir. Firavunla bir olmaktansa sonunu düşünmeden Hazreti Musa'yla Kızıldeniz'e açılacak bir gençliktir. Kürşat'ın kırk çerisiyle Çin Sarayı'na baskın yapan yiğitlerin ahfadı bugün burada, adeta kıyamdadır. Davamız bir gönül hareketi, bir sevda hafızası, bir ecdad hatırasıdır."
"UYUYOR MUSUNUZ, UYANIK MISINIZ? BUNU ANALİZ EDİYORLAR"
"Dikkat ediniz, tüm gözler üzerinizdedir." diyen Bahçeli, "Tüm dikkatler size çevrilmiştir. Temkinli olmalısınız, tedbirli olmalısınız, sağduyulu ve soğukkanlı harekete mecbursunuz. Pusuya yatmışlar sizleri kolluyorlar. Pencere aralığından size bakıyorlar. Uyuyor musunuz, uyanık mısınız? Bunu analiz ediyorlar." ifadelerini kullandı.
Milliyetçi ülkücü hareketin her zaman hedefe konulduğunu vurgulayan Devlet Bahçeli, "Biliyorlar ki bu cepheyi çiğnemeden vatanı teslim alamazlar. Biliyorlar ki bu davayı geçmeden Türkiye'yi geçemezler. Çanakkale'de durdurduklarımız tekrar silaha sarılmıştır. Milli Mücadele'de denize süpürdüklerimiz bir kez daha kıyılarımıza çıkmanın arayış ve amacındadır. Son Ülkücü düştüğü yerde kanını toprakla karıştırmadıkça, son neferimiz son nefesinde bile 'Tamam' demedikçe, son namlu sükut etmedikçe yastığımız mezar taşı, yorganımız toprak, bu can bu bedene dar olsun ki, Türkiye'nin diz çöktüğünü hiç kimse göremeyecektir." diye konuştu.
"TÜRK GENÇLİĞİNİN ZİHNİ DEVAMLI ALARM HALİNDE OLMALIDIR"
Boyun vereceklerini ancak boyun eğmeyeceklerini dile getiren Bahçeli, şunları söyledi:
"Gençliğin sokağa düşmesi, geleceğimizin ayağa düşmesidir. Gelecek ayağa düştü mü, yıkım ve yok oluş kapıya dayanmış demektir. Türk gençliğinin zihni devamlı alarm halinde olmalıdır. Fikirleri her an gelişmeye açık bulunmalıdır. Günlük hayatın süratli değişimlerine intibak edecek esnekliğe, eyyamcılığa prim vermeyecek düzeye ulaşmalıdır. Boğaziçi Üniversitesi Rektörü'nün otomobiline yarı çıplak çıkıp üzerinde tepinen mahlukatın, Türk gençliğine mensup olması imkansızdır. Üniversite kapılarında polise, öğretim üyelerine, üniversite yönetimine meydan okuyan, taş atan, ellerinde sopayla dolaşan, önüne gelene hakaretleri saydıran, kimi gördüyse sövüp sayan bir güruhun Türk gençliğini değil, hain planları temsil ettiği çok açıktır. Bunlar ne öğrenci ne de gençtir. Bunlar Türkiye düşmanlarının üniversitelere sızdırmaya çalıştıkları nöbetçi ve niyeti karanlık taşeronlarıdır. Bize hiç kimse haktan, hukuktan, adaletten, eğitim özgürlüğünden, ondan bundan bahsetmesin. Biz kimin neye hizmet ettiğini, ederini, alçak emellerini gayet iyi biliyoruz."
"BUNLAR GENÇ VEYA ÖĞRENCİ DEĞİL, AJAN PROVOKATÖRLERDİR"
Öğrencilerin haklı talepleri, meşru beklentileri, yurt, barınma ve günlük maişet kaygılarının makul ve mantıklı ihtiyaçların seslendirilmesi olduğunu belirten Bahçeli, şu açıklamalarda bulundu:
"Türkiye Cumhuriyeti devleti temel insani istekleri karşılamakla mükelleftir, kaldı ki yapılan da budur. Ancak yurt diyerek banklarda yatmak da neyin nesidir? Üstelik bu reziller terör örgütü bağlantılıdır. Bunlar genç veya öğrenci değil, ajan provokatörlerdir. Gezi parkı olaylarında iç isyana kalkışan bunlardır. 6-8 Ekim olaylarında Türkiye'yi karıştırmak isteyen bunlardır. Terör örgütlerinin hücre evlerinde kanlı eylem planları yapan bunlardır. Duvarlara 'zulüm 1453'te başladı' yazan soysuzlar bunlardır. PKK'nın, DHKP-C'nin, MLKP'nin tasması boğazlarına geçen bunlardır. Kopuklar, kaçaklar, çapulcular öğrenci falan değil, düpedüz şehir eşkıyasıdır."
Geçen hafta grup toplantısında yaptığı konuşmaya atıfta bulunan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Grup kürsüsüne CHP ve HDP iltisaklı kebapçıyı çıkarıp sözüm ona bize nazire yapan, HDP'li bölücü kebapçıların gönlünü almak, gözüne girmek için bir zamanlar methiyeler düzdüğü partisini taşlayan ekmeksizler, erdemsizler, haydi çıkın da bir eşkıyayı kürsülerde konuşturun. 'Yetmez ama evet.' diyorsanız, haydi irtibat halinde olduğunuz FETÖ'cülere, PKK'lılara da mikrofon verin. Nasıl olsa öğrenci kisveli ajanlara göğsünüzü gere gere arka çıkıyorsunuz. Hatta bir ara Ülkü Ocaklarına haydut diyecek kadar alçalabiliyor, acınacak hallere düşüyordunuz. Gavurun kılıcını sallayıp haçlı beşiğinde sallanmak, terör örgütlerinin arka bahçesi, Türk düşmanlarının figüranı olmak hiç kimseyi iyi, hiç kimseyi demokrat, hiç kimseyi de yerli ve milli yapmaz. Yapsa yapsa işbirlikçi yapar, kötü yapar, melanetin seyisi yapar. Öğrenci arayan CHP, İP, HDP ve diğerleri gelsinler de buraya baksınlar."
Bahçeli, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfınca Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen "Türk Gençliği Büyük Kurultayı"nda yaptığı konuşmada, Ülkü Ocaklarına "Haydut." diyenlerin "hayasız, yüz karası, dönek, devşirme, faşizmin ipte oynattıkları kuklalar" olduğunu ifade etti. Ülkü Ocaklarına terör örgütü yaftası vurmaya, böylesi bir çamuru sıvamaya çalışanlar bulunduğunu belirten Bahçeli, şöyle konuştu:
"Öyle bir cevap veriyorsunuz ki duruşunuzla ve coşkunuzla bütün şer odaklarını zangır zangır titretiyorsunuz. Ben de diyorum ki kahrolsun şer odakları, çok yaşasın Ülkü Ocakları. Yaramız yok, gocunacak halimiz de yok. ABD Temsilciler Meclisi, terörist görmek istiyorsa, teröristi tanımak ve bilmek merakındaysa Ülkü Ocaklarına değil, yeni dost ve müttefiki yanaşmalarına bakmalıdır. Ülkü Ocaklarından terörist değil, terörizmin can düşmanı çıkar. Ülkü Ocaklarında haydut değil, haydutlara dünyayı dar edecek inanmışlar yetişir. Almanya'dan ABD'ye kadar Ülkü Ocakları ile kıyasıya uğraşanlar, küresel bir mesele haline getiren insanlık fukaraları duyun bu sesi, işitin bu salondan yükselen mesajı, açık açık söylüyorum, sizden korkan sizin gibi namert olsun. Sizden kaçınan, sizden çekinen sizin gibi çürüyüp gitsin. Davamızdan, hak bildiğimiz yoldan dönersek de gök girsin kızıl çıksın."
Eski ABD Dışişleri Bakanlarından Kissinger'e ait olduğu ileri sürülen "Amerika olarak neden güçlüyüz biliyor musunuz? Biz aramızdaki vatan hainlerini öldürürüz. Diğer ülkelerdeki vatan hainlerini ise kahramanlara dönüştürürüz." ifadeyi anımsatan Bahçeli, "Hamdolsun, ABD, Ülkü Ocaklarını kahraman görmüyor, bu şekilde değerlendirmiyor. Onların kahramanı zillettir, PKK'dır, PYD'dir, YPG'dir, FETÖ'dür, DEAŞ'tır, terörizmin diğer eli kanlı örgütleridir." dedi.
"FİTNEYE KAPALI, DEDİKODULARA KARŞI OLMALISINIZ"
Milliyetçi-Ülkücü gençliğin, varlığını sonsuz dalgalanmalardan kurtaracak değişmez değerlere, zamanlar üstü milli ve manevi servetlere sarılmak zorunda olduğunu belirten Bahçeli, "Bizim için harici ve dahili bedhahların övgüsüyle yergisi aynı kırattadır. Kovboyun sevgisi tren soyuluncaya, posta arabası yağmalanıncaya kadardır." ifadesini kullandı.
Türk milliyetçilerinin bastırılma ve melez bir hale getirilmesinin amaçlandığını anlatan Devlet Bahçeli, Türk gençliğinin bu coğrafyadaki milli varlığını şartlar ağır olsa da müdafaa edeceğini vurguladı. "Tutunacağımız dal seçkinler, yabancı muhipleri, kimliksiz ve kişiliksiz mihraklar değil, büyük millet haznesidir." diyen Bahçeli, Türk milletinin sömürge, köle olamayacağının, esir alınamayacağının altını çizdi.
Emperyalizmin sömürü planları karşısında Türk milletinin, milli birlik ve bütünlüğü sağlayabildiği her durumda saldırıları püskürttüğünü, oyunları bozduğunu belirten Bahçeli, "İnanıyorum ki Türk gençliğinin uyanışıyla kalıcı başarının gerçek anlamı bulunacaktır. Sizler var olduğunuz müddetçe, bacamızda baykuş öttürmeyeceğiz. İhanetin borusunu çaldırmayacağız. Yerimizi tavan arası görenlere fırsat vermeyeceğiz. İmkansızı mümkün kılacak bir iradeyle geleceğin yol haritasını çizeceğiz. Munis, muhlis, muteber Türk gençliğisiniz. Fitneye kapalı, dedikodulara karşı olmalısınız." diye konuştu.
SOSYAL MEDYA UYARISI
Dijital, mobil ve sosyal medyanın tüm dünyadaki insanlar için günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldiğine işaret eden Bahçeli, Türkiye nüfusunun yüzde 70,8'inin sosyal medyanın dipsiz mecralarında olduğunu dile getirdi. İnsanların internete günde ortalama 8 saat zaman ayırdığına ve bu sürenin 3 saatinde de sosyal medya uygulamalarında bulunduğuna dikkat çeken Bahçeli, "Kazandırdığından daha fazlasını kaybettiren, doğru ve temiz kullanımdan ziyade karanlık operasyonları, yalan ve dedikoduyla pekişmiş haberleri servis ağına dönüşen sosyal medya platformlarının bu haliyle devamı geleceğimiz için ciddi risk ve tehditler içermektedir." dedi.
Bahçeli, Türk gençliğinin sosyal medyayı ve interneti doğru, dengeli, kıvamında ve bilgi amaçlı kullanımının sosyal barış ve toplumsal huzur açısından mühim olduğunu aktardı.
Türk aile yapısının, bugün kitle haberleşme vasıtalarının saldırısına, çok cepheli tahribatına maruz olduğunu ifade eden Bahçeli, buna karşı yasal tedbirlerin geliştirilerek sosyal doku, milli kültür ve öz değerlerin korunması zorunluluğu bulunduğunu söyledi. Devlet Bahçeli, bu alandaki muhtemel bir ihmalin bedelinin vahim olacağının altını çizdi.
"TÜRK GENÇLİĞİNE BAKINCA OY GÖRMÜYORUZ, GELECEK GÖRÜYORUZ"
Türkiye'nin gerçek gücü, mukavemet yüzünün gençler olduğunu ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
"Onları her türlü çetrefilli ahlaki sorunlardan, sosyal medya batağından, tehlikeli akım ve örgütlerden korumak milli görevimizdir. Tok gezip açlık edebiyatı yapanların gençlerimize oy gözüyle baktıkları malumumuzdur. Ancak biz Türk gençliğine bakınca oy görmüyoruz, gelecek görüyoruz. Sandık görmüyoruz, Türk milletinin güvencesini görüyoruz. 2023 yılı Haziran ayında ilk kez oy kullanacak yaklaşık 2,5 milyon kardeşimizin kararı ve tercihi ne olursa olsun, hepsinin taleplerinin, arzu ve hedeflerini gerçekleştirme mücadelelerinde sonuna kadar yanlarında olacağımızın sözünü veriyoruz. Gözlerine kara perde inenler nasıl bakar bilemem ama biz gençliğe bakınca x, y, z görmüyoruz, alayını evladımız, kardeşimiz, yılmaz ve yıkılmaz Türk gençliğinin saygın ve sahiplenilmesi gereken bir parçası değerlendiriyoruz."
Öte yandan, "Hareketin lideri Devlet Bahçeli" ve "Ülkücü hareket engellenemez" sloganlarının atıldığı kurultay salonunda, "Cumhuriyete yüzyıllık yemin ülküye ömürlük sadakat" yazılı pankart yer aldı.
Kurultayda, ayrıca Mustafa Yıldızdoğan ve Ali Kınık konser verdi.