14.04.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün CNN Türk’te katıldığı programda şunları kaydetti:
- BEDEL ÖDEMEYİ GÖZE ALMALI: Yolsuzluğu parlamentoda milletvekili yapmaz, yolsuzluğu bakan yapar. Bakanların da dokunulmazlığını geçici olarak kaldıralım dedik, ‘dışarıda tutalım’ diye karar çıktı. Bu teklife de evet diyeceğiz. Bizim korkumuz yok ki... Buna AKP’nin gerçek yüzünü ortaya çıkarmak için evet diyeceğiz. Asıl gerekçe HDP’lileri yargılamak. Biz hayır desek, bunlar ‘HDP’lilerle kolkola’ diyecekler. Bunlar, toplumu nasıl kandırabiliriz diye çıkış yolunu arıyor. Terör örgütüne en büyük yardım ve yataklığı yapan AKP hükümetinin kendisi. Bağımsız olmayan bir yargı herhangi bir yazarı, çizeri hapse atıyor ve buna itiraz ediyorsak, aynı bedeli siyasetçi de ödemeyi göze almalı. Biz, göze aldık.
- HAPİS Mİ ÖNCE BEN GİRECEĞİM: Haksız yere hapse atıldığımı, ancak hapse girdiğimde anlatabilirim. Biz bunu göze aldık. Göze almaya da kararlıyız. Neden korkacağız? Yargının önüne çıkarmazlarsa insan değiller. Türkiye öyle bir noktaya taşındı ki, bu süreci daha sert geçiştiremezsek geniş kitleleri ayağa kaldıramayız. Birisinin cesurca çıkıp ‘Hapis mi önce ben gireceğim, bedel ödemek mi önce ben ödeyeceğim.’ Yapsınlar bize, hazırız. Sen hala hırsızları, bakanları, rüşvet aldığını bütün dünyanın bildiği 4 bakanı koruyorsun.
- İLER TUTAR YANI YOK: Anayasaya aykırı zaten. Parlamentodan birisinin yargılaması sırasında Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını kullanır herhalde. Amaç üzüm yemek değil, toplumu nasıl kandırırım... Bu kadar ahlaktan yoksun bir düzenleme getiriyorlar. Bizim korkacak bir tarafımız yok. Hayır dediğimiz anda, ‘Terörle mücadele ediyorduk CHP engel oldu’ diyecekler. Memlekette hukuk mu, mahkeme mi kaldı? Anayasaya aykırı bir düzenleme geliyor buna rağmen diyoruz ki bir bedel ödenecekse demokrasi ve hukuk adına o bedeli ödeyeceğiz.
- KAN BEYNİME SIÇRADI: Bu tür olaylarda en tehlikeli sözcük “bir sefer” sözcüğüdür. Sen nasıl olur da bu lafı söylersin. O çocukların hakkını kim savunacak. Başbakan, aileden sorumlu bakan, cumhurbaşkanı Ensar’ı savundu. Müsaade edin çocukları da aileleri de ben savunayım. Halk deyimidir ‘önüne yatmak’. Kadın yazmasını çıkarıp yatarsa yere orada kan davası durmaz. Bir bakan kalkıp da çocukların hakkını savunmak yerine bir vakfı savunursa... Çocukları bırakıp Ensar’ı korumaya giden bir süreç yaşanınca kan beynime sıçradı. Ben üniversitede konuşmuyorum, halka hitap ediyorum, halkın anladığı dildir. Konuyu saptırmak için gerekçe yaratıyorlar, o gerekçe bize sökmez. İstedikleri kadar tansiyonu yükseltsinler, ben daha fazla yükselteceğim.
- KAMUYA YARARLI STATÜDEN ÇIKARMALI: AKP tabanında vicdan varsa, o çocuklara sahip çıkmayan bir siyasete değil, çocuklara sahip çıkan siyasete destek versinler. Bütün kavgam onların anneleri için. Ailelere para verilerek baskı yapılıyor davadan vazgeçmeleri için. Bir kişi tutuklandı yetmez, kaçak evleri kimin açtığı soruşturulmalı. Bakanlar Kurulu’nun Ensar Vakfı’nın kamuya yararlı vakıf statüsünden çıkarması lazım.
‘Diplomatik dilden anlamıyorlar’
- SERTLEŞTİRECEĞİZ: Vatandaş gibi hesap vereceğim, benim dokunulmazlığım olsa ne olur olmasa ne olur. Bu sert tutumu hukuk içinde kalarak her alanda sergileyeceğiz. Bunun birinci yolu dilimizi sertleştireceğiz. Bunlar diplomatik dilden anlamıyor.
- HÜKÜMETİN GÜVENCESİNDE: (Kimlik bilgilerinin sızdırılmasına ilişkin olarak) Pazarlayıp satan AKP hükümetinin kendisi. Bilgiler hükümetin güvencesinde. Bize AKP’li bir il örgütünden sızdırıldığı yönünde bilgi geldi.