23.07.2019 - 16:03 | Son Güncellenme:
Amerikan Türk İş Geliştirme Konseyince Fours Seasons Bosphorus Otel'de, "Türk Amerikan İş Geliştirme Konferansı" düzenlendi. Konferansta konuşan Yıldırım, Türkiye-Amerikan ilişkilerinin gelişmesi için olumlu gündem üzerine odaklanılması gerektiğini belirterek, "Pozitif ajanda çok önemli. Tamam sorunlarımız var, bugünlerde ilişkilerimizde inişli çıkışlı bir süreç yaşıyoruz ancak bize düşen farklı gündemlerle olumlu konuları ele almak. Ve bunlar üzerinde daha fazla gayret göstermek. Bugün yapılan toplantının amacı da bu. İki ülke arasında iş ilişkileri karşılıklı ortaklıklar, nasıl geliştirilebilir, nasıl büyütülebilir bunun üzerine bir çalıştay yapılıyor. Türkiye Yatırım Ajansının da dahil olduğu bir çalışma." ifadelerini kullandı.
Ticarete, karşılıklı yatırıma daha çok zaman ve imkan ayrılması durumunda, olumsuz gündemin her iki ülkede de daha az ilgilenilen konular haline geleceğini anlatan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Türkiye'de, Amerika'da S-400'lerin, F-35'lerin, NATO üyeliğinin veya Türkiye'nin savunma ihtiyaçlarının olup olmaması konuları yerine Türkiye ile Amerika arasında ticaret hacmi nasıl 19 milyardan 100 milyar dolarlara çıkıyor? Hangi Amerikan şirketlerinin hangi Türk şirketleriyle ortaklık yaptığı ve bu ortaklığın sadece Türkiye'de ya da Amerika'da değil, aynı zamanda bölgemizde üçüncü ülkelere de sağladığı faydaları konuşursak bunlar üzerine gündem oluşturabilirsek o zaman ilişkilerimizin daha da geliştirilmesine katkı sunmuş oluruz. Aynı zamanda da bölgesel huzura katkı sağlamış oluruz."
Yıldırım, Türkiye ile Amerika ortaklığının bugün tesis edilmediğini, 200 yılı aşan bir süredir bu ilişkinin var olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin ve İstanbul'un konumunun önemine değinen Binali Yıldırım, "Bu topraklar büyük medeniyetlerin gelip geçtiği topraklardır. Bu topraklar, insanlığın var olduğu ilk günden beri medeniyetlerin buluştuğu birçok güzelliklerle birçok sıkıntıların da yaşandığı dinamik bir coğrafyadır. Dünyanın büyük bir kesimine erişmenin yolu da buradan geçiyor. İstanbul dediğiniz yer 3 saatlik uçuşla 56 ülkeye ulaşılabilen bir yer demek, 1,5 milyar nüfusa ulaşım demektir, 35 trilyon dolarlık bir pazara erişim demektir. İşte bu bakımdan son yıllarda özellikle Batılı ülkeler, hatta Amerika firmaları bölgesel yönetimlerini Türkiye'ye taşıyorlar. Bugün İstanbul üzerinden 80 ülkenin yönetimini yapan küresel firmalar var. Neden? Çünkü, iklim olarak güzel, yetişmiş insan, genç mühendisler var, yetişmiş beyin gücü var, bölgenin özelliklerini bilen insanlar ve erişim kolaylığı var." şeklinde konuştu.
İstanbul'un önemi açısından dünyanın en büyük havalimanının yapıldığını ancak bu havalimanını inşa ederken çok büyük dirençle de karşılaştıklarını anlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Biz,'böyle saçmalık olur mu?' diyen dirençle karşılaştık. Ama bugün görüyoruz ki yaptığımız iş çok doğru bir iş. Dünyanın zenginlik merkezi artık Batı'dan Doğu'ya doğru geri döndü. Eskiden Uzak Doğu'dan Batı'ya hatta Amerika'ya doğru zenginlik göç etti. Ama şimdi Uzak Doğu'ya doğru tersine dönen bir İpek Yolu kervanı var. O yüzden Çinliler bir yol projesini bu kadar önemsiyorlar ve bunun için çok büyük yatırım yapıyorlar. Amaç bu değişim ve dönüşüm içerisinde bu güzergah üzerinde yer alan bütün ülkelerin küresel refahtan daha fazla pay almasını sağlamak. Refah artarsa kavga azalır. Her işin başı yokluktur, yoksunluktur. O halde bize düşen görev Amerika'nın refahı, zenginlik ve tecrübesini Türkiye'ninki ile birleştirmek ve bölgede yaşanan dramları sona erdirmek. Bütün dikkatimizi, enerjimizi refahı artırmaya, barışı artırmaya yönelmeye daha fazla zaman ayırmak."
"Türkiye enerji transfer ülkesi"
Binali Yıldırım, Türkiye'nin enerji bakımından da kritik bir konuma sahip olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Enerji denilince zaten Amerika ayrı bir kıta. Orada kendi kendine ortaya koyduğu kaya gazı ve çeşitlendirme konusunda önemli teknolojilere sahip, büyük bir ilerleme katetti. Ancak Türkiye de enerji bakımından çok kritik bir konuma sahip. Türkiye bugün tam anlamıyla bir enerji tedarik ülkesi değil ama bir enerji transfer ülkesi. Kafkaslar'ın, Orta Asya'nın enerjisini Türkiye, Avrupa'ya nakletmektedir. Bakü-Tiflis-Ceyhan hattı, Türk Akımı ve Mavi Akım çok önemli stratejik projelerdir. Enerji arz güvenliğini bölgede, Avrupa'da sağlamaya yönelik stratejik projelerdir. Benzer çalışmaları da Amerika ile biz pekala yapabiliriz. Kaya gazı ile ilgili teknolojilerde beraber çalışabiliriz. Türkiye'nin 780 bin kilometrekare toprağı var, bunun sadece 500 kilometrekaresinde yapılacak çalışma ile ortaya çıkacak kaya gazı, Türkiye'nin bir yıllık ihtiyacından fazlasını sağlar.
Amerika-Türkiye ilişkileri kısa vadeli, birtakım siyasi söylemlerle bozulacak ilişkiler değil. Bugünün gündeminde olan konuların geçici siyasi manevralar olduğunu düşünüyorum. Hiçbir zaman Amerika, Türkiye'nin güvenlik endişesine duyarsız kalamaz. Daha dün Ceylanpınar ilçemizde insanların üzerine roket düştü, nereden? Suriye tarafından. Orada bir otorite boşluğu var. Dolayısıyla Türkiye'nin yapmaya çalıştığı şey bölgenin güvenliğini sağlamak."
Hayatlarını kurtarmak için Türkiye'ye gelen Suriyelilerin memleketlerine, güvenli bölgelerine sağ salim dönmelerinin önemli olduğuna değinen Yıldırım, Türkiye'nin bu konuda takdir gördüğünü ancak sadece takdirin yeterli olmadığını katkı da yapılması gerektiğini ifade etti.
Yıldırım, şöyle devam etti:
"Burada istikrarsızlığın, iç savaşın, olumsuzlukların çok uzun vadede devam etmesi bizim arzu ettiğimiz ikili ilişkilerin geliştirilmesi, stratejik ortaklıkların daha da güçlendirilmesi önündeki en büyük engeldir. Bu bakımdan ABD ve koalisyon güçleriyle Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye'nin güney sınırlarında terörden arındırılmış bir güvenli bölge yapılıyor. Bu önemlidir. Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Trump çok güzel bir irade ortaya koydular. En son G-20'de bir kez daha bu konu ele alındı. Bakanlık düzeyde, askeri düzeyde bu çalışmalar yapılmaya devam ediliyor. Türkiye ve bölgedeki terör Türkiye'nin enerjisini tüketen bir silahtır ve mutlaka terörün bu bölgeden temizlenmesi gerek. Türkiye'nin yaptığı şey halkının ve ülkesinin güvenliğini sağlamaktan ibarettir. Hiç kimseye bir düşmanlığımız yok. Bize, ülkemize, topraklarımıza bir düşmanlık olmadıktan sonra bizden kimseye bir zarar gelmez. Bizim dış politikamızın esası dostları artırmak düşmanlığı azaltmak şeklinde tanımlanmıştır. Hükümetimiz bu yönde çalışmalarını sürdürüyor. Gündemde ön plana çıkarılan askeri ve savunma esaslı konuların bütün gündemimizi işgal etmesinin haksızlık olduğunu düşünüyorum. O yüzden sizin bu ziyaretinizi iki ülke arasındaki ilişkilerin olumlu gündemde geliştirilmesi bakımından bir fırsat olarak görüyorum."
Eski ABD İçişleri Bakan Ryan Zinke de Türkiye'nin önemli bir NATO ülkesi olduğuna vurgu yaptı. Zinke, "Bölgesel istikrar için Türkiye önemli bir kilit noktada bulunuyor. Eski bir Amerikan Deniz Komandosu olarak Türk kuvvetleriyle eğitim yaptık, Bosna ve Kosova'da Türk birlikleriyle beraber hizmet verdik." dedi. Türkiye'nin milyonlarca mülteciye ev sahipliği yaparak muazzam bir cömertlik gösterdiğine dikkati çeken Zinke, şunları kaydetti:
"Bu mültecilerin bakım ve beslenmelerine milyarlarca para harcandı. İki ülke arasındaki ilişkilere değinirsek Amerika'nın artan gaz üretimi ve Türkiye'nin artan talebi ve enerji çeşitliliğindeki belirlenen hedefleri, hem Türkiye'ye hem de Amerika'ya katkı sağlamaktadır. Türkiye, doğal gaz başta olmak üzere ekonomi merkezi ve bölgenin enerji dağıtıcısı olmak üzere konumlanmıştır. Amerika dünyayı güvenli ve çevresel olarak sorumluluk sahibi petrol, gaz teknolojisi ve üretimine yönlendirmektedir. Doğal gazdan sonra konuşmamız gereken ikinci önemli konu ise siber güvenlik. İş, banka, ekonomik durum gibi birçok alanda siber güvenlik konusu önemli. Siber tehditler vardır ve siber saldırılar iş dünyası ve ulusal güvenlik için ortak bir tehdittir. Teknik eğitim ve gelişmiş teknoloji araçlarıyla siber saldırı tehditlerine karşı savaşmak hem Amerika'nın hem de Türkiye'nin gündemindedir."