09.05.2022 - 16:08 | Son Güncellenme:
İHA
“Daha Adil Bir Dünya için Küresel Barışın Tesisi” temasıyla 6-9 Mayıs tarihleri arasında Şişli’de bir otelde düzenlenen 3. Uluslararası Model İslam İşbirliği Teşkilatı Liderler Zirvesi'nin kapanış programı gerçekleşti. Beyoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı, Beyoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi ve İslam İşbirliği Gençlik Formu (ICYF) işbirliğiyle düzenlenen zirvenin kapanış programına AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş ve Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Nazif Yılmaz da katıldı.
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş yaptığı konuşmada, “Özellikle son günlerde Türkiye’de de göçmen meselesi ve Türkiye’deki buraya gelmiş olan kardeşlerimiz üzerinden bazı yanlış algılar ve operasyonlar yapılmaya çalışılıyor. Çok açık söylemek isterim, 'Bülbülü altın kafese koymuşlar, illa vatanım vatanım' demiş. Hiç kimse hangi şart içerisinde olursa olsun ülkesini, evini ve ailesini terk ederek başka bilmediği bir ülke ve bilmediği bir hayata doğru göç etmek istemez. Bu göçmen meselesini de inşallah artan ırkçılığın, gelişen faşizmin bir aracı haline döndürmeden makul ve gerçekten elverişli politikalar kullanarak çözeceğiz” dedi.
"TÜRKİYE TABİRİ CAİZSE İSLAM DÜNYASININ KALBİ YA DA ZİHNİ MERTEBESİNDEDİR"
Türkiye’nin İslam dünyasındaki yeri ve önemini anlatan Kurtulmuş, “Türkiye'nin İslam dünyası için tabiri caizse İslam dünyasının kalbi ya da zihni mertebesinde olduğunu bir kere daha bu toplantıyla birlikte gömüş oluyoruz. Dünyanın ve İslam dünyasının fevkalade önemli bir tarihi süreçten geçtiğini ve büyük kırılmaların, büyük altüst oluşların yaşandığı bir dönemi hep beraber idrak ediyoruz. 2001’den itibaren başlatacak olursak 20 yılı aşkın bir süredir İslam dünyası fevkalade önemli hadiseleri yaşamaktadır. 11 Eylül 2001 arkasından 2003’te Irak‘ın işgali süreci ve ardından Arap Baharı olarak ortaya çıkan olaylarla birlikte ortaya çıkan gelişmeler İslam dünyasını fevkalade büyük bir türbülansın içine sokmuştur. Fevkalade büyük çelişki ve çatışmaların, kırılmaların yaşandığı bir döneme şahit olmuşuzdur. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın ana gövdesi olmak üzere bütün kurum ve kuruluşlarımızın çıkardığı fırsatları iyi değerlendirmesi ve İslam ülkelerinin bundan sonra insanlığın tamamına söz söyleyebilecek güce kavuşmasını temin etmemiz hepimizin vazifesidir” dedi.
Göçmen krizinin ortaya çıkmasının nedenlerini anlatan Kurtulmuş, “Artan ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve göçmen krizleri ve bunlara bağlı olarak özellikle Batı dünyasında gelişen İslam düşmanlığının da sadece sonuç olduğunun altını çizmek isterim. Uzunca bir süredir Avrupa’da, Batı’da göçmen meselesi önemli bir meseledir. Tartışılıyor ama Avrupa’da ben burada bugüne kadar göçmen meselesinin sebepleri üzerinde tartışıldığını hiç duymadım. Açık söylüyorum, Afganistanlı göçmenlerden bahsediliyor. Afganistan’ın önce Ruslar, arkasından Amerikalılar tarafından işgali olmasaydı bugün Afganlı kardeşlerimiz dünyanın dört bir tarafına sadece yaşamak için göç etmek zorunda kalırlar mıydı? Orta Doğu‘da terör örgütleri vasıtasıyla önce Amerika’nın 2003’te işgaliyle başlayan süreç olmasaydı, Irak ve Suriye hallaç pamuğu gibi dağıtılmasaydı, oradaki Türkler ve Kürtler, Araplar, Ezidiler, Müslümanlar, gayrimüslimler, Sünniler, Şiiler evlerini terk etmek zorunda kalmasaydı, Orta Doğu’da bir göçmen meselesinden bahsedilebilir miydi? Şimdi kendilerinin ürünü olan bu göçmen sorununun üzerinde sörf yapanlar, bunun üzerinden yabancı düşmanlığını ve İslam düşmanlığını körükleyenler önce otursunlar baksınlar bu Orta Doğu'daki örgütlere biz niye yıllar boyunca silah dağıttık, bunlara niye lojistik destek verdik, niye bunlara siyasi ve istihbari destek verdik diye kendilerini suçlasınlar” ifadelerini kullandı.
"GÖNÜLÜ BİR ŞEKİLDE GERİ DÖNECEKLER"
Suriyelilerin kendi ülkelerine sağ salim dönebilmeleri için tüm projelerin hazırlandığını söyleyen Kurtulmuş, "Son günlerde Türkiye’de de göçmen meselesi ve Türkiye’deki buraya gelmiş olan kardeşlerimiz üzerinden bazı yanlış algılar ve operasyonlar yapılmaya çalışılıyor. Çok açık söylemek isterim, 'Bülbülü altın kafese koymuşlar, illa vatanım vatanım' demiş. Hiç kimse hangi şart içerisinde olursa olsun ülkesini, evini ve ailesini terk ederek başka bilmediği bir ülke ve bilmediği bir hayata doğru göç etmek istemez. Ama bugün burada ifade ettiğim iç çatışmalar, savaşlar, terör örgütleri maalesef sadece bizi değil dünyanın dört bir tarafını etkiliyor. Böylelikle büyük bir göçmen krizi dünyanın önemli sorunlarından ve sonuçlarından biri haline geliyor. Biz diğerleri gibi yabancı düşmanlığı üzerinden bu konuya bakamayız. Çünkü biz insanlara Hazreti Ali efendimizin bize tavsiye ettiği üzere yaradılışta eş, Müslümanları da dinde kardeş olarak biliriz. Göçmen meselesi üzerinden tarihi boyunca, kuruluşundan bu yana bir devlet olarak ayağa kalkışından bu yana Müslüman bir devlet olarak büyük bir medeniyet beşiği olan ülkemizde hiçbir zaman yabancı düşmanlığı olmamış, hiçbir zaman ötekileştirme olmamış, hiçbir zaman insana hazreti insan gözünün dışında bakılmamıştır, bakılmayacaktır. Bu göçmen meselesini de inşallah artan ırkçılığın, gelişen faşizmin bir aracı haline döndürmeden makul ve gerçekten elverişli politikalar kullanarak çözeceğiz. Türkiye’de olan ve sayıları abartılı bir şekilde ortaya konulan Suriyeli kardeşlerimiz başta olmak üzere göçmen kardeşlerimizin kendi ülkelerine sağ salim dönebilmeleri için tüm projeler yapılıyor. Suriyeli kardeşlerimiz hayatta kalmak için kaçtıkları bombalardan, kimyasal silahlardan kaçtıkları Suriye’ye inşallah orada emniyet ve selamet sağlanır sağlanmaz güvenli ve gönüllü bir şekilde geri döneceklerdir” şeklinde konuştu.
Zirvenin kapanış programında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da mesajı okundu. Gençlere mesajıyla seslenen Erdoğan, “İslam âleminin ve tüm insanlığın savaşlardan ekonomik krizlere, terörden siyasi istikrarsızlığa kadar ciddi sorunlarla boğuştuğu bir dönemde gerçekleştirilen zirvenin geçlerimiz arasında dayanışmanın artmasına, kardeşlik duygularının gelişmesine katkı sağlamasını diliyorum. İslam dünyasının aydınlık yarınlarının teminatı olan geçlerimizi bir araya getiren bu anlamlı zirvenin icrasında görev alan, destek veren tüm kurumlarımızı tebrik ediyorum. Zirveye katılmak üzere Türkiye’ye gelen siz liselerimizden, evlerinize döndüğünüzde ebeveynlerinize, arkadaşlarınıza, özellikle de ülkenizdeki genç kardeşlerime en kalbi selamlarımı iletmenizi rica ediyorum. Rabbim yolunuzu, bahtınızı açık etsin, her birinizin yardımcısı olsun diyor, sizleri bir kez daha sevgiyle selamlıyorum” dedi.