16.12.2018 - 08:15 | Son Güncellenme:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Denizli 15 Temmuz Delikliçınar Meydanı’nda düzenlenen toplu açılış töreninde vatandaşlara seslendi. Erdoğan, özetle şunları söyledi:
İZMİR’İ ALACAĞIZ: Belediyecilik AK Parti’nin işidir, CHP filan bu işten anlamaz. Ben İstanbul’u kimden aldım? CHP’den aldım. İstanbul’da CHP’den belediyeyi aldığımız zaman İstanbul susuzdu, çöp dağları vardı, hava kirliliği maalesef tavan yapmıştı. O susuzluğun olduğu İstanbul’a 180 kilometreden dağları delerek su getirdik. 2040’a kadar İstanbul’un su sorununu çözdük. Bitti mi? Hayır. Bundan sonra da oldukça yine çözmeye devam. İzmir’de bile susuzluk vardı. İzmir’in su sorununu da biz Devlet Su İşleri olarak çözdük. Baraj yapmak büyükşehir belediyelerinin görevidir ama yapamadılar, biz yaptık. Ve şimdi inşallah İzmir’i de alacağız. İnşallah bir Denizli’li ile de İzmir’i alacağız.
İKİ DEV PROJE: Unutmayın, ‘İki dev proje’ dedim. Bunlardan birisi neydi? Millet bahçeleri. Başlattık mı millet Bahçelerini? Başlattık. İstanbul’da 5 önemli millet bahçesinin açılışını yaptık. Toplam alan 1.5 milyon metrekare. Muhteşem oldu. Bir de ne demiştim? Yine bir söz, ‘Millet kıraathaneleri’ dedim. Şu anda muhteşem millet kıraathaneleri açıyoruz. İçinde kek, simit, çay, kahve hepsi ücretsiz olarak gençlere ikram ediliyor. Gençlerimiz gelecek, derslerini çalışacak ve oralardaki binlerce kitabın içerisinden alıp, kitabını okuyacak. Belki evine götürecek, okuyacak. Sonra teslim edecek. Bu bir lütuf değil, devletin milletiyle kaynaşması demektir.
KÖR, SAĞIR, LAL: Türkiye’nin yükselişi herkes tarafından görülüyor ve kabul ediliyor. Sadece anamuhalefet partisi bu gerçeklere kör, sağır ve laldir. Geçmişteki 14 seçimde olduğu gibi 31 Mart için de tek bir projeleri var. O da AK Parti’ye ve Tayyip Erdoğan’a saldırmak, iftira atmak, çamur atmaktır. Bunun için terör örgütleriyle iş birliği yapmaktan darbe çığırtkanlığına, ülkede kaos çıkartma çağrısından Türkiye’yi dünyaya şikayet etmeye kadar her türlü rezilliği sergilemekten geri durmuyorlar.
DUYDUN MU BAY KEMAL?: Bay Kemal, bak terörle mücadelede neler yapıyoruz? Gördün mü? Duydun mu? Bak Sincar’a girdik mi? Girdik, Karacak’a girdik mi? Girdik. Uçaklarımız o PKK teröristlerine oraları mezar yaptı mı? İftihar etmen lazım. Unutma bay Kemal, o kol kola gezdiğin terör örgütlerinin mensupları var ya onların açtıkları çukurları kendilerine mezar edeceğiz, mezar. Sen kimlerin yanında yer alacağını hala öğrenemedin. Sen onlarla beraber yola devam et, biz milletimizle beraber bu yola devam ediyoruz.
HEPSİ AYNI: Çıkmışlar, parlamentoda akıl veriyorlar. Diyorlar ki, ‘İşte böyle böyle arkadaşlarımızı vurdular.’ Ya sizin arkadaşlarınız değil mi vatandaşımızı birbirine kırdıran. Benim Kürt kardeşlerimi sokağa dökenler bunlar değil miydi? Şimdi biri içeride yatıyor. Diyorlar ki, ‘Böyle böyle bu kadar zamandır içeride, çıkması lazım.’ Adaletin gereği ne ise onun bedelini ödeyecek. Bölücü terör örgütünün başıyla ilgili yaptıkları ortada, hale bak. Hala durdukları yok.
PKK’sı, PYD’si, YPG’si, FETÖ’sü bunların hepsi aynı. Bütün bunlarla beraber bunlar halkımızı böldüler, parçaladılar. Milletimize göğüslerini gererek ifade edebilecekleri hiçbir planları, projeleri, hayalleri, hedefleri olmadığı için işi yüzsüzlüğe vurdular.
KORKAKSIN: Bu zat Meclis kürsüsüne çıkıyor, ‘Türkiye’de bir darbe varsa o da 20 Temmuz darbesidir’ şeklinde sözler edebiliyor. Bu ne büyük bir gaflet.. Sen korkaksın, korkak. Sen vatansever değilsin. 20 Temmuz’da ne olmuş, söyleyeyim. FETÖ ihanet çetesinin, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından TBMM 20 Temmuz’da toplanıp hükümetin ülkede olağanüstü hal ilanı kararını onaylamıştır. Bay Kemal, egemenlik kayıtsız şartsız milletin değil mi? Bu kararı kim aldı? Millet Meclisi aldı, ne oldu, işine mi gelmedi?
ZAFER YAŞAYACAĞIZ: Şimdi bak 31 Mart’a terör örgütüyle koyun koyuna gidiyorlar. Bunların koalisyonunda ne var, aynı zamanda bir de malum terör örgütünün beslemesi olan parti var. Biz MHP ile bir Cumhur İttifakı oluşturduk ve seçime gidiyoruz. MHP ile azami müştereklerimiz var, onun için de Cumhur İttifakı’nı oluşturduk. İnşallah 31 Mart’ta Cumhur İttifakı’nın zaferini hep birlikte yaşayacağız.
‘Yalanlarını halk bilsin’
UYDURMA: CHP’nin başındaki zat, bütçe görüşmeleri için çıktığı kürsüde, hepsi de yalan, yanlış, uydurma olan bir sürü zırvayı peş peşe zırvaladı, yalancı. Ben bu zatı muhatap almayacağım ama halkım bazı gerçekleri bilsin istiyorum. ‘Hastanelerde tedavi yapılmıyor, muayene yok’ diyor. Öyle senin dönemindeki gibi kuyruklarda ölenler yok. Hastanenin morguna rehine olarak alınanlar yok. Onlar senin genel müdürlüğündeydi. İlacını alamıyordu benim vatandaşım ama şimdi ilacını hastanenin eczanesinden almasına gerek yok, istediği eczaneden alabiliyor.
‘Vesayetten arındırdık’
YARGIYA GÜVEN YÜKSEK: Bu zat Türkiye’de yargıya olan güvenin düştüğünü söylüyor. Bunu neye göre
ifade ettiği meçhul. Avrupa Komisyonu ve uluslararası kuruluşlar başta olmak üzere ülkemizde yargıya olan güvenin oldukça yüksek seviyede olduğu görülüyor. Vesayetten ve FETÖ’den arındırdığımız yargı teşkilatımızın itibarının her geçen gün daha da yükseldiğini görüyoruz, müşahede ediyoruz.. Bunların o gönlündeki yargı, 12 Eylül’ün ‘Bir sağdan bir soldan’ diyerek, gençleri dar ağacına gönderen, 28 Şubat’ın cuntacılarından brifing alan hakim ve savcıların yargısıdır. Hiç kusura bakmasınlar, Bay Kemal o dönem kapandı.
‘Sen ne kadar vicdansızsın’
YALANLARINI İFŞA EDECEĞİZ: Kılıçdaroğlu’nun tahrik etmeye çalıştığı bir başka kesim emekliler. Emeklilere AK Parti iktidarı kadar değer veren başka bir hükümet olmadı. Biz iktidara geldiğimizde bu ülkede emekli maaşı 66 liraydı son düzenlemeyle bin liranın altına emekli aylığı kalmadı. Üniversite öğrencilerine 45 lira kredi veya burs veriyorlardı. Şimdi Ocak’la birlikte bunu 500 liraya yükselttik.
Yalana bak. Öğrencilerin kalacağı yer yok diyor. Ne kadar vicdansızsın. 2002’de 182 bin olan yurt kapasitesi vardı. Şimdi bu sayı 689 bin oldu. Öğrenci yurtlarında 214 bin yatak kapasitesini artıracak çalışmayla ilgili ihale süreci devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapımı tamamlanan tesislerin kurdelesini TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan ve Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu üyesi Sema Ramazanoğlu ile birlikte kesti.
‘Kalbi mühürlenmiş duymuyor, görmüyor’
KAŞIKÇI CİNAYETİ: (Kılıçdaroğlu’nun ‘Türkiye’nin Kaşıkçı cinayetini işleyenlerin ellerini kollarını sallaya sallaya kaçmasına göz yumduğu’ sözleri) Azıcık, aklı, mantığı, izanı, vicdanı olan bir insan bu sözleri etmeye utanır ama maalesef bunlarda hiçbiri yok. Olayın en başından en sonuna kadar nasıl gerçekleştiğini defalarca anlattık. Parlamentoda tüm dünyaya seslendim. Kalbi mühürlenmiş, duymuyor, görmüyor.
HUSUMET MESELESİ (CHP’nin terör örgütlerine sıcak mesajlar gönderdiğini ifade ederek) Bütün bunlar karşısında biz, terör örgütleriyle mücadelemizi Gabar’da, Cudi’de hiç aralık vermeksizin devam ettiriyoruz. (Gazetecilerin hapiste olduğu söylemleri) İddianın gerisindeki gerçeklere baktığımızda, mesleğini gazeteci olarak belirtenlerin bir kısmının terör örgütleriyle ilişkileri, bir kısmının da adi suçlar sebebiyle cezaevinde bulunduğunu görüyoruz. Cezaevinde olma sebepleri teker teker ortada olan bu kişileri, ‘Türkiye’de gazeteciler cezaevine atılıyor’ yalanına malzeme yapmak, ancak ülkemize ve milletimize husumet meselesi olabilir.
‘Sokağa davet ediyor, bu ne terbiyesizlik’
BEDELİNİ AĞIR ÖDER: Çıkmışlar sokağa davet ediyorlar, bu ne terbiyesizliktir ya. Bir tanesi TV ekranlarından kendini bilmez, haddini bilmez, edep yoksunu bir tanesi çıkmış sokağa davet ediyor. Ahlaksıza bak, ahlaksıza bak. Bu ne terbiyesizliktir? Zaten bunlara yargı gereken cevabı verecektir. Ben buna inanıyorum. Sen napıyorsun? Burası Paris mi? Gezi olaylarında zaten herkes dersini aldı. 15 Temmuz’da zaten herkes dersini aldı. Bu ülkede bundan sonra bu tür olaylara girişenler bunun bedelini ağır öderler.