İSPANYOL MEYHANESİ
Kararmış tahta masamızda bir şişe şarap,
Gecelerden bir gece bezginiz.
Üstelik adamakıllı sarhoşuz.
Ellerin, ellerimde..
İspanyol meyhanesinde bir kadın
Çığlık çığlığa şarkı söylüyor.
Belli yıkılmış bir kadın.
Hayli çirkin, hayli geçkin, ağlamaklı.
Zayıf, incecik elli, kalın dudaklı.
Sesi bir tokat gibi patlıyor kulaklarımızda;
Yüzümüz al al oluyor.
İçimiz hüzün dolu, kahır dolu,
Gözlerimiz kanlı..
İspanyol meyhanesinde bir gece
Seninle başbaşayız
Üstelik sarhoşuz adamakıllı.
Daha içelim, daha içelim..
Başını dizlerime daya gözlerin kapalı
Ağla biraz,
Bak ben de ağlıyorum.
Ocakta odunlar sönüyor,
Görüyor musun?
Çığlık çığlığa bir kadın,
Duyuyor musun?
Ah ölelim artık;
Bitsin bu delicesine koşu,
İspanyol meyhanesi yerin dibine batsın.
Yeter! yeter!
Öleceksek ölelim.
Hadi vur kendini şaraba,
Kedere ve aşka vur.
Daha içelim, daha içelim..
Alkol duvarını geçelim artık;
Damarlarımızdan ispirto akmalı.
Hey garson!
Sustur şu çığlık sesli kadını.
Söyle masamıza gelsin, içelim.
Hey garson!
Bütün hesaplar benden bu gece sen de iç.
Kapat kapıları;
Yabancı gelmesin.
İspanyol meyhanesinde öldüğümüzü
Kimse bilmesin.
Daha içelim, daha içelim...
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN