18.12.2014 - 14:14 | Son Güncellenme:
İnsan cildinin gerginliğini sağlayan cilt altında mevcut olan kollojen ve elastik dokulardır. Cildin yenilenmesi, kırışıklıkların azalması, gerginliğinin yani tonusunun geri kazandırılması için esnekliğini yitirmiş kollojen ve elastik dokuların tekrar yenilenmesi gerekiyor. İçerdikleri çeşitli özelliklerle yenilenme sağladığını öne süren yüzlerce kozmetik ürünün mevcut olduğunu biliyoruz. Estetik, Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Erdem Aksoy, “Bunlar ne derece etkili oluyor? Sorunun en kesin çözümü olan ve yıllar öncesine dönmemizi sağlayan yüz germe ameliyatları tek çare mi?” konularına değiniyor.
Gençleşme, yara iyileşmesi yöntemi ile mümkün
Yukarıdaki soruların cevabı, insanlık tarihi kadar eski , basit ve yine kendi vücudumuzun mucizelerinde saklı. Kollojenin vücut tarafından tekrar üretildiği ve yenilendiği bir durum var ki bu da “yara iyileşmesi”. Her yaşta, en gencinden en yaşlısına, erkeğinden kadınına, yaralanan cilt iyileşirken o bölgede yeni kollojen sentezi ve yenilenme gerçekleşir. Karmaşık kimyasal formüllere gerek olmadan cildin eski gerginliğini sağlamak ve oluşan kırışıklıkları azaltmak ya da kaybetmek için vücudumuzun bu potansiyelinden yararlanmak mümkün. Cilt yaralandığı zaman bu bölgede bir takım olaylar meydana gelir. Öncelikle damarlarımızın içerisinde dolaşan trombositler yara bölgesine gelerek önemli bir takım sinyaller yayar. Bu sinyaller yeni kollojen sentezini uyarır. Bu sayede yaralanmış cilt bölgesinde yeni kollojen sentezi ve sonuçta iyileşme gerçekleşir.
Estetik, Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Erdem Aksoy, cilt gençleştirmede Fraksiyonel Erbium lazerin ve PRP’nin birlikte kullanımı sayesinde ciltteki kollojen miktarını arttırıp, yenilenme sağlamanın mümkün olabileceğinden bahsetti.
Doku Yenilenmesi: PRP uygulaması
Estetik, Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Erdem Aksoy, yara iyileşmesi yöntemiyle gençleşmeyi sağlayan iki yöntemin detaylarını anlattı. Türkçe karşılığı “Trombositten Zengin Plazma” olan PRP (Platelet Rich Plasma) tamamen hastanın kendi kanından hazırlanır. Herhangi bir laboratuar tetkiğinde verdiğiniz kadar miktarda kan veriyorsunuz. Bu kan özel bir tüpte santrifüj yapılıyor. Katmanlarına ayrılıyor. PRP dediğimiz bu katmanlar içerisinde trombositlerin ve kan plazmanızın bulunduğu katman. Bu tabaka alınıyor. Yara iyileşmesi sırasında yara bölgesinde ana kumanda görevi trombositlerde. Normalde kan damarlarının içerisinde bulunan bu hücreler, yaralanma ile damar dışına çıktıklarında çeşitli sinyaller yayarak o bölgede yenilenme, kollojen sentezi, kan damarlarında artış gibi iyileşme ve yenilenmeyi sağlayan olayları başlatıyor. İşte PRP yani trombositten zengin plazma bizim tarafımızdan istediğimiz bölgeye ulaştırıldığında bu hücreler orada da yeni kollojen sentezi ve yenilenme başlatıyor. İşin sırrı vücudumuzun bu eşsiz kapasitesini, bizim istediğimiz yerde tekrar ortaya çıkartmak. Ve tabi hiç bir yabancı kimyasal olmadan sadece ve sadece kendi kanınızla sağlanıyor. Sadece estetik alanında değil, yenilenmeyi uyardığı için tıbbın her alanında artık yaygınlıkla kullanılan yöntem, tek başına yüz gençleştirme için PRP minik iğnelerle enjeksiyon yoluyla ya da roller denilen üzerinde mikro iğneler bulunan bir silindir yardımıyla uygulanıyor.
Doku Yenilenmesi: Fraksiyonel Erbium Lazer
Fraksiyonel Erbium Lazer de tıpkı PRP gibi, vücudunuzun potansiyelini açığa çıkartarak çalışıyor. Basitçe, lazer kuvvetli bir ışıktır. Farkı ise gözümüzle gördüğümüz milyonlarca farklı dalga boyunda ve renkte ışın içeren gün ışığının aksine sadece tek bir dalga boyunda ve rengini gözümüzle farkedemediğimiz bir ışını içermesi. Lazer uygulamasında cildinize ışık haricinde herhangi bir kimyasal vb yabancı bir madde temas etmiyor. Bu kuvvetli ışık hüzmesi cilde temas ettiğinde cilt hücrelerindeki suyu buharlaştırarak etki ediyor. Isı olsa da burada yanık söz konusu olmuyor. İşlem sonrası yüzümüzde en fazla 1-2 gün süren bir kızarıklık oluşuyor. Kabuklanma, aşırı şişlik gibi istenmeyen durumlar oluşmuyor ve bu 1-2 gün geçtiğinde tamamen normale dönmüş oluyorsunuz. Tabi ki bu her çeşit lazerde böyle değil ama yeni nesil fraksiyonel erbium lazerlerde, yanık olmadan sadece suyu buharlaştırarak etki oluştuğundan işlem sonrasında kalıcı izler, aşırı şişlik, kabuklanma gibi istenmeyen durumlar ya da iyileşme için uzun zaman gereksinimi olmuyor.
Lazer yardımı ile hücrelerdeki suyun buharlaşması cilt yüzeyinde minik boyutlarda çok sayıda tüneller oluşturuyor. Bu tüneller kollojen ve kan damarlarının olduğu derinliğe kadar uzanırlar. Sonuç olarak çok sayıda minik ve kontrollü yaralanma bölgesi elde edilmiş olur. Tek başına uygulandığında her bir minik yara bölgesinde yara iyileşmesi ve dolayısı ile kollojen sentezi gerçekleşir. Yine vücudumuzun kendi potansiyelini açığa çıkartarak yeni kollojen, yenilenmiş kollojen ve tabi ki yenilenmiş bir cilt elde ederiz.
Tamamen kendi vücudumuzun potansiyelini ortaya çıkartarak etki eden bu iki yöntemin birlikte kullanılması ise elde edeceğimiz etkiyi çok daha üst seviyelere çıkartıyor. Lazer ile zaten açılmış olan tüneller olduğundan PRP için enjeksiyon ya da roller gibi ağrılı uygulama yöntemlerine gerek kalmaması ilk avantajımız oluyor. Lazerin zaten tüneller sayesinde oluşturduğu yara iyileşmesi bölgelerinde bir de eklenen PRP ile ana kumanda hücresi trombositlerin sayısının iyice artması da ortaya çıkacak kollojen sentezini belirgin bir şekilde artırıyor. Ameliyat için erken diyorsanız ya da ameliyattan korkuyorsanız, kimyasal vb yabancı bir madde kullanmadan, sadece kendi kanınız ve lazer ışığı kullanarak, vücudunuzun yenilenme mucizesiyle parlak ve gerginliği artmış bir cilde sahip olabilirsiniz.