Selülit, lenfatik dolaşımın bozulmasıyla oluşan, sadece kilo problemi yaşayanlarda değil aynı zamanda kilo problemi olmayan kadınlarda da görülebilen portakal kabuğu görünümüdür. Kadınların %80-90’ının sorunu olan selülit; genetik etkenler, hormonlar, vücutta su tutumu, kilo alıp vermelerde (yo-yo diyetleri) yağ hücrelerinin genişlemesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Ergenlik çağından itibaren önlem alınması gerekir. Vücudumuz, selülitle ilgili ilk işaretleri genellikle 20-30 yaşları arasında vermeye başlar. Selülit tedavisinde; oluşumuna etki eden etmenleri tanımak veönlem almak en etkili çözüm yoludur. Tedaviye erken evrede başlamakdaha iyi sonuçlar verirçünkü yaşla birlikteilerlemiş selülitlerde tedavi daha da güçleşmektedir.
Genetik etmenler ve hormonların yanı sıra, günümüzde yoğun iş temposuna bağlı hareketsiz yaşam, rafine besin tüketiminde artış,karbonhidrat ve yağ ağırlıklı yanlış beslenme,fazla tuz tüketimi, sigara kullanmak ve kişilerin kendilerine gereken özeni göstermemesi, selülit oluşumu için en temel sebepler arasında yerini alır.
Selülit oluşmaya başladığında vücuttakan dolaşımında sorunlar yaşanıyor demektir, gittikçe şişen yağ hücreleri kanındamarlarda dolaşımını engeller ve vücuttaki su, dokular tarafındantutularak cildin görüntüsünün bozulmasına özellikle bacaklar ve popo bölgesindeki ciltte dalgalanmalarını yol açar.
Selülit Tedavisinde Diyetin Etkin Rolü Nedir?
Sadece diyetle selülitlerazalmaz ancak selülit oluşumu ve ilerlemesine karşın önemli bir destek sağlayabilir.Doğru beslenme ve yeterli fiziksel aktivite ile portakal görünümünü en aza indirmeniz mümkün olabilir.
Antioksidanların kullanımı; A, C, E vitaminleri ve bol sıvı tüketimi selülit tedavisinde önemli besin öğeleridir.A, C, E vitaminleri vücudumuzdaki toksinlerle savaşmak ve cildinizi güzelleştirmeye yardımcıdırlar.
Selülit Savaşçısı Besinler
Ananas, üzüm, greyfurt, kiraz, portakal, kivi, tam buğday ürünleri selülit diyetinin olmazsa olmazlarıdır.
A vitaminin öncü maddesi olan beta karoten, cilt güzelliği ve selülitlerden kurtulmak için en doğru seçimdir. Kayısı, havuç, bal kabağı ve kavun gibi turuncu renkli besinlerde bulunur.
Ceviz, fındık ve badem içerdikleri E vitamini ile cildinizi güzelleştirmeye yardımcı olacaktır. Ara öğünlerinizde tüketebilir veya salatalarınız üzerine ekleyebilirsiniz.
Omega 3; lenf dolaşımını düzene sokarak cildin kendini yenilemesine yardımcı olur. En zengin kaynakları; somon, ton balığı ve sardalyedir. Bunun yanı sıra ceviz ve keten tohumu kaynaklar arasında yer almaktadır.
Kafein yağ oksidasyonunu arttırıcı, yağ yakıcı etkisinden dolayı, paketlenmiş yağ görünümü ile karşımıza çıkan selülit sorununu tetikleyici etki göstermez ancak günde 2 fincan kahveyi geçmemek önemlidir.
Selülit oluşumunu tetikleyen en önemli etken tuzdur, selülitlerle başa çıkmak için mutlaka görünen ve görünmeyen tuz kaynaklarının tüketiminizi azaltmaya çalışmalısınız.
Somon ve avokado tüketin
Her 2 besinde dolaşım sistemi için oldukça faydalı ve dolayısıyla selülit için sıklıkla tüketilebilinir. Somon ve diğer balıklarda bulunan fosforun dokuları kuvvetlendirici bir özelliği de vardır.
Tedavide başarıyı artırmak için
- İdeal kilonuza ulaşmaya ve sabitlemeye çalışın.
- Şekerli yiyecekleri ve içecekleri hayatınızdan uzak tutun.
- Yağlı ve kızartılmış besinlerden uzak durmaya çalışın.
- Besinleri ilk haliyle tüketmeye çalışın. İşlem görmüş ve rafine edilmiş karbonhidrat tüketmeyin.
- Düzenli egzersiz yapmaya özen gösterin. Haftada en az 3- 4 kez 30 - 40 dakikalık yürüyüşleryapın.
- Nikotinin etkisinden korunmak için sigara içiyorsanız mutlaka bırakmaya çalışın.
- Alkolden uzak durun. Haftada 1-2 kadehi geçmeye özen gösterin.
- Her gün 1 gram C vitamini takviyesi alınabilir.
- Cilt elastikiyetini sağlamak için günde 2,5 - 3 lt su içmeye özen gösterin.
Uzman Diyetisyen Gamze Şanlı Ak
Moso Diyet ve Beslenme Danışmanlığı
Facebook;UzmDyt Gamze Şanlı Ak
Twitter;DytGamzeSanliAk
İnstagram;gamzesanliak