15.02.2012 - 00:00 | Son Güncellenme:
Şimdi sıra sizlerde, Yonca Bagana ve renklerin dünyasını yakından tanımak için röportajımızı okumanız yeterli..
Yonca Hanım öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
İsviçre Lugano TASIS’de lisan öğrenimimi bitirim, devamında İtalya Milano MARANGONI’de Moda ve Tasarım eğitimi aldım. Profesyonel iş hayatıma İsviçre’de tekstil sektöründe çalışarak başladım, İstanbul’a dönerek Dolce adıyla bir catering şirketi kurdum.
Kendimi en iyi ifade edecek işi ararken kişisel gelişim, yaşam koçluğu, renk ve styling eğitimi alarak bilgi ve birikimimi paylaşmak üzere Ya Da Hayatın Renkleri Kişisel Gelişim A.Ş.’yi kurdum ve üç senedir bini aşkın kurum çalışanına ekibimle birlikte birebir danışmanlık vererek hayatlarına artı değerler kazandırdım.
Halen Onur Hava Yolları dergisi yöneticilerinden biriyim ve aynı zamanda Onur Hava Yolları Yönetim Kurulu Üyesiyim
Renklerle olan bağlantınızı nasıl keşfettiniz?
İtalya’da moda eğitimi aldım, moda desinatörlüğü ile başladım. Çalışma hayatına da orada adım attım. Sonra Türkiye’ye gelip anne ve evimin kadını olduktan sonra daha rahat saatleri olan bir işe soyundum. Pastacılıkla yola çıktım, 7 sene orada emek verdikten sonra aile şirketimiz olan hava yolu şirketindeki görevime biraz daha ağırlık vererek hosteslerlerin üniformalarında bir değişiklik yapmak istedim aldığım moda eğitim doğrultusunda.
Daha sonra renklerle uğraşıp, aslında bizim fark etmeden onların ne kadar etkisi altında kaldığımızı ve onlarsız bir hayatın düşünemez olduğumuzu gördüm. Ve her bir insana başka türlü renklerin yakıştığını ve bunların herbirinin verdiği farklı bir mesaj olduğunu…
Renk analizi nedir?
Gün ışığında, analizleri yaparken kullandığım özel kumaşlar var. Londra’dan özel aldığım bir sistem bu. House of Color sistemini kullanıyorum. Özel boyatılmış sıcak ve soğuk tonlarda kumaşları, insanların yüzüne yakın tutarak kendilerinin de görmelerini sağlıyorum onlarda gerçekleşen değişimi. Doğru renkleri yaklaştırdığımızda yüzlerine, gözlerinin daha ışıltılı, daha parlak ve canlı; cildinin daha pürüzsüz olduğunu gösteriyorum. Maalesef genelde kritik eden gözle bakıyor herkes kendine aynada, kendisinin çirkin olan tarafını görüyor ama karşı taraftan nasıl algılandığımızın farkında değil birsürü insan.
Yine House of Color’un vermiş olduğu bir renk kartelası var. Bu renk kartelasıyla birlikte her grubun 36 tane temel rengini teker teker üstüne koyup, en ideal rengi yakalamak istiyoruz seansın sonunda; yüzde yüz de herkesin 4-5 tane harika gözüktüğü renk vardır aslında. Yani baştan aşağıya o rengi giydiğiniz zaman muhteşem görünürsünüz. Bu rengi onlara söyleyip, diğerlerini yüzde kaç kullanması gerektiğini de onlara anlatıyorum. Aynı zamanda yerimde bir makyaj stüdyosuyla küçük bir berber salonu da var. Çok arzu edenlere orada doğru saç ve makyaj uygulamasını da yapıyoruz.
Giyilen renkler neden önemlidir?
Biz her ne kadar tutucu bir toplum olup siyah ve koyu renklere bağımlı kalıp, kendimizi bastırmaya çalışsak da içimizde var olan şeyleri ortaya çıkartacak aslında yüzlerce renk var. Benim yaptığım şey sadece bu olayı aynalamak ve herkesin içinde var olan güzelliği ortaya çıkartmak. Özgüveni yüksek olan, mutlu insanları yaratmak. Yani aslında yaptığım; sadece insanlara aynada kendilerini göstermek ve güzel olduklarını hatırlatmak, kendilerini beğenmelerini sağlamak.
Renk hayat demektir! Düşünün, bir gece davete gittiğinizde etrafta sadece siyah kadınlar görürsünüz, hepsi en güzel olmak ister; ama o yüzlerce kadının içinden sadece bir-ikisi ortaya çıkar, giydikleri elbise aynı marka ve aynı tipte de olsa. Sebebi de, bahsettiğimiz o cilt altındaki pembelik ve maviliktir.
Gece çıkarken siyah giyen kadın, bir topluluğa girdiğinde en güzel, en çekici, en çarpıcı olmak istiyor. O yüzden, herkesin siyahı farklıdır. Mesela belki sizinki koyu yeşildir, öbürününki mürdümdür, ya da kırmızıdır. Yoksa herkes her rengi giyebilir. Ama ben daha ince bir ayar yapıp, herkese yakışanı bulmaya çalışıyorum. Herkesin nasıl kendine özel bir parmak izi varsa, ki değişmeyen bir şey; 18 yaşında da aynı 78 yaşında da aynı… Benim yaptığım sadece bir aynalama oluyor. İnsanın kendisini görüp, kendisini tanıması ve kendisini sevmesi, kendinde güzel olan şeyleri ortaya koyması önemli.
Birey renk analizi çalışmasını neden deneyimlemelidir?
Siz kendi renk tonlarınızın iz düşümünü yaptığınız zaman tamamen sıcak, başarılı ve karşı tarafa olumlu bir mesaj veriyorsunuz. Oysa kendinizle kontrast bir şey yaptığınızda insanlar sizden uzaklaşıyorlar. Göz algısı fotoğraf makinesı gibi çalışır, uyumu çeker, uyumsuzu iter..
Bazen bazı şeyleri giydiğimizde kendimizi harika hissediyoruz, karşı tarafa verdiğimiz o mesaj o kadar kuvvetli oluyor ki; açamayacağımız bir kapı kalmıyor o zaman. Marka giymeniz veya ne tarzınızın olduğu çok önemli değil, bizim kendimizi iyi hissetmemiz lazım. Herkesin kendine göre bir karakteri ve dediğim gibi başka bir parmak izi var. Dolayısıyla ne kadar bilinçli bir şekilde giyebilirsek veya giydirebilirsek, karşı tarafa da öyle bir mesaj veririz.
Renk analizi çalışması yeni bir uygulama mıdır?
Avrupa’a Amerika’da geçmişi 30-35 seneye dayansa da Türkiye’deki geçmişi 3-5 sene ile sınırlı.
"Ya da Hayatın Renkleri" nasıl kuruldu? Nasıl hayata geçti?
İngiltere’de 25 senelik geçmişi olan House of Colour’dan eğitim ve franchise alışımı takiben, 2008 yılından bu yana, İstanbul Gümüşsuyu’ndaki yerim Yada Hayatın Renkleri Kişisel Gelişim A.Ş.’de bireysel çalışma yaparak kişilere renkler hakkında danışmanlık servisi veriyorum. Kurum çalışanlarını da bu mekanda ağırlıyorum.
Yaptığınız çalışmaların adımlarını anlatır mısınız?
Öncelikle renk analizi ile başlıyorum. Renk analizinden sonra ikinci aşama olan stil devreye giriyor. Ben insanlara renk analizinden sonra 2- 3 ay gibi bir zaman koyuyorum stil analizi öncesi. Erkekler için bu böyle olmayıp, süre, analitik zeka yapılarından dolayı daha daralabiliyor. Bayanlar daha romantik bir yapıda oldukları için, daha uzun bir vakte ihtiyacı var. Herkes genelde renk analizinden çıkar çıkmaz koşturarak alışverişe gidiyor. Sakın almayın, diyorum ben. Sadece yapabileceğiniz, alabileceğiniz şey, yüzünüze en yakın olan saçınızın rengini yaptırabilirsiniz ya da fular alabilirsiniz. Daha sonra “stil analizinde” işin içine stil ve karakteriniz giriyor. Herkesin içinde dişi ve erkek yaradılış var. Bunun analizi için vücut yapısına bakılıyor, ve ondan sonra sizin etek boyunuz diz üstü mü olmalı, diz altı mı olmalı, saçınızın boyu ne olmalı gibi, giyim tarzınızla ilgili bir analiz yapmış oluyoruz. Yani tamamen matematiksel ve bilimsel bir şeyin sonucunda stiliniz ortaya çıkıyor. Her zaman giydiğiniz şey sizi temsil etmeli ve sizin vücut akışkanlığınız içinde olmalı. Yani vücudunuzun hatları eğer yuvarlaksa, siz asla düz kalıplarda ya da çizgili bir şey giymemelisiniz, deseninizi ona göre seçmelisiniz; çiçek olmalı, puan olmalı vesaire.. Yani içinizde dişi ya da erkek ne kadarsa giyiminize de o yansımalı. İçinizdeki dışarı yansımalı..
Birey kendi renklerini öğrenmeden, nerede yanlış yapıyor?
Zaman zaman dolabı açıp da, binlerce giysisi olup da giyecek hiçbir şeyim yok, duygusuyla çok karşı karşıya kalıyorlar ve sonuçta kendilerini iyi hissettikleri birkaç rengin içinde dönüp dolaşıyorlar, ve almaya devam ediyorlar. Sonuçta ortada kullanılmayan bir sürü şey ortaya çıkıyor. Kendisini en iyi nasıl ifade edebiliri düşünmeye başlıyor ya da..
Biz doğduğumuz andan itibaren ebeveynlerin etkisiyle başlıyoruz; kızlar pembe erkekler mavi! Ondan sonra işe kardeşler, arkadaşlar, moda, ikoncanlar, film artistleri, beğenilen insanlar giriyor. Sonra tezgahtarlar, satıcılar… Dolayısıyla herkesin beğenisi ya da herkesin doğrusu kendine doğru olduğu için hatalar ya da yanlışlıklar yapılabiliyor.
Renk analizi çalışmalarını moda, sinema ya da çeşitli sektörden tanınan isimlerle deneyimlediniz mi?
Yurtdışında yıldızların %80’i bu analizden geçmişlerdir. Özellikle o bizim kırmızı halı dediğimiz o büyük şov, oscar gecelerinde, ödül alma törenleri öncesinde… Tabi ki giyilen kıyafet çok önemli; ama elbise hiçbir zaman giyen kişinin önüne geçmiyor dikkat ederseniz. Her zaman onların yüzünü hatırlıyoruz. Tamam elbisesi çok güzeldi veya elbisesi çok kötüydü diyoruz ama şahıs ismi kullanıyoruz.
Bu sektörlerden çok kişi ile çalıştım ancak basına yansıyan Ziynet Sali, Nur Fettahoğlu ve Gökçe Bahadır haricindeki müşterilerimin isimlerini vermeyi doğru bulmuyorum.
Renk analizine katılan simalardan örnekler verebilir misiniz? Şimdilerde sizin belirlediğiniz sonuçlar doğrultusunda giyinmeye devam ediyorlar mı?
Özel hayatlarında evet.
Renk analinizi çalışmasına katılan bireylerden nasıl dönüşler alıyorsunuz? Renk analizi deneyiminden geçen bireyler ile bağlantıda olmaya devam ediyor musunuz?
Fotoğraflarla zenginleştirilmiş teşekkür mektupları alıyorum ya da bazen alışverişlere eşlik ediyorum, bazen de örneğin danışanım yeni bir iş kurup da websitesi hazırlığında olduğunda en uygun stil ve renkteki fotoğrafını seçmemi rica edebiliyor.
Bireylerin yaşam tarzlarını etkiliyor olmak nasıl bir duygu? Doğru yolu göstermek kendilerini mutlu hissetmeleri kadar, sizin de mutlu olmanızı sağlıyor mu?
Elbette. Uyum içinde olduğu zaman ten, saç ve üstündeki kıyafet; son derece güzel görünüyor.. Ve o zaman vücuttaki defolar da görünmüyor zaten. Çünkü ilgi tamamen yüze ve göze odaklanıyor. Herkesin de zaten en büyük arzusu fark edilmek. Elbisesinden daha ziyade, isminin ya da yüzünün hafızada kalması. Herkes benim gülen yüzümü veya gözlerimi hatırlamalı ki bence en güzel şey; bir gülümsemenin halledemeyeceği, çözemeyeceği bir şey yok.. Mutlu insanlar etrafa mutluluk veriyorlar!
Peki son olarak, siz hangi mevsiminde bir kadınsınız? Hangi renkleri kullanmalı ve hangi tarzı benimsemelisiniz?
Ben "KIŞ" kadınıyım. Siyahı başarıyla taşıyan şanslı azınlıktanım. Favori renklerim; griantrasit, mürdüm, bordo, saks mavi, leylak.
Tarzım Dramatik/Klasik. Kaçınmam gerekenler romantik kesim ve kumaşlar, uçuşan kıyafetler ve çiçekler, böcekler:)
Ya Da İmaj'a ulaşabileceğiniz alternatif adresler; www.yadaimaj.com, https://www.facebook.com/Yadaimaj ve http://twitter.com/Yadaimaj