13.08.2010 - 16:16 | Son Güncellenme:
Gıda zehirlenmelerinin yaz aylarında daha sık görülmesinin nedeni, artan sıcaklar dolayısıyla yemeklerin uygun ortamlarda ve sıcaklıklarda saklanamamasıdır. Dikkatsizlikle sofrada unutulan pilav tenceresi, birkaç saat açıkta bırakılmış süt veya uygun çözdürülmemiş et nedeniyle kendinizi hastanede bulabilirsiniz.
Besinlerin satın alındıktan sonra uygun şekilde saklanması, pişirilmesi, soğutulması gıda zehirlenmelerinin oluşmasını engeller. Artmış bir yemeği tekrar saklamakta da oldukça özenli davranılması gerekir.
Gıda zehirlenmeleri genelde iki şekilde ortaya çıkar. Ya besinlerin içerisindeki zararlı bakterilerin tüketimi ile ya da bakterilerin ürettikleri zehirli maddelerin besinlere bulaşması ile gıda zehirlenmeleri oluşur. Besin tüketiminden sonra karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal, baş ağrısı ve ateş gibi belirtiler ortaya çıkıyorsa kişi gıda zehirlenmesi geçiriyor olabilir. Ateş görülmeyen gıda zehirlenmeleri genelde 5–6 saat sonra son bulur. Ateşli gıda zehirlenmeleri ise daha uzun süre devam eder.
Yapılan bir araştırmada, gıda zehirlenmelerine en sık yol açan etmenin üretim hataları olduğu gözlenmiştir. Besinleri doğru pişirmek ve doğru saklamak, güvenli gıdanın en önemli koşuludur.
Özellikle yaz aylarında sıklıkla görülen gıda zehirlenmeleri birkaç tür bakteri nedeni ile ortaya çıkar. Daha sık gıda zehirlenmesine neden olan besinler beslenme biliminde “potansiyel riskli besinler” adını alır. Riskli yiyecekler, et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, patates, et salataları, salata sosları, pirinç ve çeşitli tahıl ürünleri, mayonez, kabuklu deniz ürünleri, elma ve havuçtur. Kış aylarında sıklıkla kullanılan konserveler de uygun koşullarda üretilmez ve saklanmaz ise gıda zehirlenmelerine yol açabilir.
Yaz aylarının keyifli geçmesini istiyorsanız aşağıdaki püf noktalarına göz atabilir ve gıda zehirlenmelerinden korunabilirsiniz.
• Besinleri ele almadan önce eller mutlaka iyice yıkanmalıdır.
• Yiyecekler buzdolabında uygun şekilde saklanmalı, et ve sebzeler birbirine temas etmemelidir.
• Pişen besinler sıcakta bekletilerek soğutulmamalıdır.
• Çiğ tüketilecek sebze ve meyveler akan su altında iyice yıkandıktan sonra tüketilmelidir.
• Yemekler ağzı açık olarak bekletilmemelidir.
• Et ve sebzelerin kesme tahtası ve et bıçağı ayrı olmalıdır.
• Çiğ et kesildikten sonra kesilme tahtası sıcak su ve sabun ile iyice yıkanmalıdır.
• Etler akan su altında, buzdolabında veya mikrodalga fırında çözdürülmelidir. Kalorifer üzeri veya açık ortam et çözdürmeye uygun değildir.
• Çözdürülen et tekrar dondurulmamalıdır.
• Artmış yiyecekler buzdolabında 24 saatten fazla bekletilmemeli ve dökülmelidir.
Güç bende artık! Buzdolabı için tam teşekküllü güvenlik
Buzdolabı besinleri daha uzun süre saklamamızı sağladığından ötürü yaşamımız için yararlı araçlardan biridir. Fakat buzdolabımızın bizlere dostça davranması bizlere bağlıdır. Buzdolabı temizliği uygun yapılmazsa veya besinler doğru şekilde konumlandırılmazsa buzdolabımız bize düşmanca davranarak gıda zehirlenmesi geçirmemize neden olabilir.
Buzdolabının rahat kullanılması ve risk yaratmaması için uygun aralıklar ile temizlenmesi gerekir. Buzdolabını silerken fişini çekmeli, ayrılabilen bütün parçaları çıkartılarak yıkanmalıdır. Buzdolabını içi ise ılık sabunlu su ile silinmelidir.
Buzdolabına yerleştirilecek besinlerin birbirine temas etmeyecek şekilde ve doğru raflara yerleştirilmesi sağlık için önemlidir. Yumurtalar, yumurta raflarına yıkanmadan yerleştirilmeli, kullanımdan hemen önce yıkanmalıdır. Yumurtanın yıkanıp bekletilmesi, yumurtada bulunan gözle görülmeyen porlardan (delikler) kabuk üzerinde bulunan mikropların yumurtanın içine geçmesine neden olabilir. Dikkat edilmesi gereken ikinci besin etlerdir. Uzun süre saklanacak etler derin dondurucuya konulmalı, daha kısa sürede kullanılacak etler ise buzdolabının en soğuk yerine yerleştirilmelidir.
Et, tavuk ve balıklar iyi paketlenmiş bir şekilde buzdolabına konulmalıdır. Paketten sızacak et sularının başka bir besine teması gıda zehirlenmelerine yol açabilir. Sebzeler yıkanıp kurulandıktan sonra uygun şekilde sebzelik bölümüne konulmalıdır. Çamurlu ve kirli besinler buzdolabına konulmamalıdır.
Yemekler buzdolabına ağzı kapalı şekilde yerleştirilmelidir. Böylece herhangi bir mikrop geçişi riski azaltılabilir.
Mutfağınız artık güvenli
Gıda zehirlenmelerinin önüne geçmenin en kolay yolu mutfağınızda temizliğe ve sıcaklıklara dikkat etmektir. Çünkü mutfak yüzeylerinde çok sayıda bakteri yaşar. Bu nedenle saklama dolapları, kesme tahtaları, bıçaklar ve mutfak bezleri risk altındadır ve temiz tutulmalıdır.
El ile hazırlanacak besinlere dokunmadan önce eller yıkanmalı ve kâğıt havlu ile kurulanmalıdır. Bez havlularda bakteri üremesi hızlıdır bu nedenle tek kullanımlık havlular mutfak için daha idealdir.
Et tahtaları her kullanımdan sonra tahtaya hasar vermeyecek bir fırça ile iyice temizlenmeli daha sonra sıcak sabunlu suda yıkanmalıdır. Hafif etkili sprey bir ağartıcı kullanılmalı ve açık havada hızla kurutulmalıdır.
Bulaşıklarınızı kurulama alışkanlığınız varsa, her gün kurulama bezinizi değiştirmelisiniz. Ortada bırakılan nemli bezlerde bakteriler çok çabuk ürer.
Mutfağınıza bozuk, ezilmiş, çürümüş besinler sokmayın. Bunu sağlamanın en kolay yolu doğru alışveriş yapmayı öğrenmekten geçer.
Sağlıklı pikniğe hazır mısınız?
Yaz aylarının vazgeçilmez eğlencelerinden biridir piknik. Yiyecekler hazırlanır, mangallar yakılır ve eğlence başlar. Fakat yapacağımız birkaç yanlış nedeni ile piknik dönüşü çeşitli sağlık sorunları ile karşılaşabiliriz. Önerilerimizi dikkate alın, pikniğiniz şenliğe dönüşsün.
• Pikniğin vazgeçilmez unsurlarından biri mangaldır. Pikniğe giderken etler alınır ve yola çıkılır. Etleri uygun ortamda saklamak gıda zehirlenmesi yaşama riskimizi azaltır. Etleri ve tavuk etini satın aldıktan sonra birbiri ile temaslarını engellememiz gereklidir. Bu nedenle uygun şekilde saklama poşetlerine yerleştirmemiz veya polietilen kılıfından çıkarmadan pikniğe götürmemiz gerekir. Etleri uygun bir soğutma yöntemi ile götürmek, yolda bozulmalarını engelleyecektir. Etleri pişirmeden hemen önce soğutucudan çıkarmalı ve direk güneş ışığı ile temasını engellemeliyiz.
• Mangal ateşi ete direkt olarak temas etmemelidir. Bu durumda etin dış yüzeyi yanar ve iç yüzeyi pişmez. Bunun yanı sıra zararlı kanserojenler ete geçer. Bu nedenle et mangal ateşine 15 santim uzaklıkta olmalıdır.
• Pikniklerde alkol tüketimi de ülkemizde oldukça yaygındır. Fakat fazla alkol alımı vücuttan su atımını arttırır. Özellikle sıcak havalarda vücudun daha fazla suya ihtiyacı olduğu düşünüldüğünde fazla alkol alımının sıcak havalarda yaratacağı tehlike anlaşılabilir. Ayrıca alkollü olarak güneşe çıkmak güneş çarpması ve bayılmalara neden olabilir.
• Piknikler fiziksel aktivitemizi arttırmak için muhteşem fırsatlardır. Top oynamak, ip atlamak ve bisiklete binmek pikniğin olmazsa olmazlarıdır. Akşamüstü güneş ışınları yatay olarak geldiği saatlerde sizde piknikte hareketlenerek, enerji harcamanızı arttırabilirsiniz.
• Piknikte sıklıkla tüketilen besinlerden bir diğeri de hamur işleridir. Yağdan ve genellikle şekerden de zengin olan bu besinlerden aşırı miktarda tüketmek sindirim sistemimizi zorlar. Bu nedenle hamur işlerini tadımlık pişirmeniz ve ölçülü tüketmeniz uygundur. Hamur işleri yerine salata ve yaz meyvelerini tercih edebilirsiniz.
Yaz aylarında enfeksiyon hastalıkları
Tatilimizi bozabilecek, aşırı sıcakları daha da olumsuz hale getirebilecek ve tadımızı kaçırabilecek bir durumda yaz aylarında enfeksiyonların daha sık görülmesidir.
Enfeksiyonlar yaz mevsimini sever. Bunun nedeni, genelde yaz boyunca birçok kişinin girdiği havuz ve denizlerde yüzmektir. Bu durum deri, kulak ve genital yollarda enfeksiyon hastalıklarına neden olur. Bunların dışında tehlikeli bir durum daha vardır ki o da yaz ishalleridir. Yaz mevsiminde ishal yaygınca görülen ve sıcaklar nedeni ile daha da tehlikeli bir hal alır. İshalin yaz aylarında bu kadar sık görülmesinin nedeni, kirli suları içmek, kirli sularda yıkanmış olan meyve ve sebzeleri tüketmek ve besin zehirlenmeleridir.
İshal vücuttan su kaybına neden olan bir hastalıktır. Bu nedenle vücutta ısı hastalığına ve dehidratasyon (vücuttan aşırı sıvı kaybına) neden olabilir. Aşırı sıcaklar söz konusu ise bu durum daha da tehlikelidir.
İshal birçok neden dolayısı ile oluşan bir hastalıktır. Fakat ülkemizde en çok enfeksiyonlar nedeni ile oluşmaktadır. Besin zehirlenmeleri dışında dengesiz beslenme de ishale neden olabilir. Fazla miktarda besin tüketimi veya karbonhidrat içeren besinlerin beslenme programında gereğinden fazla yer alması özellikle çocuklarda ishale neden olabilir.
Yaz aylarında görülen ishallere genelde bakteriler neden olur. Bakterilerin zehirli etkiye sahip toksinleri, bakterilerin barsaklara yerleşmesi ve barsakta hasar oluşturması, bakteriye bağlı ishallerin temel nedenleridir. İshale neden olan bakteriler aynı zamanda ishalle birlikte ishal, kusma ve ateşe neden olabilir.
Yaz ishalleri, vücutta su kaybından başka iştahsızlığa da neden olur. Besin tüketiminin yeterli olmaması nedeni ile kilo kaybı ve yetersiz beslenme sorunları ile karşı karşıya kalınabilir.
Besin zehirlenmelerine bağlı ishaller genelde üç günden kısa sürer. Bu nedenle ishalde beslenme ilkelerine uymak yeterli olabilir. Fakat ishal üç günden fazla sürüyorsa veya kanlı ishal durumu söz konusu ise en kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir.
Sebebi ister besin zehirlenmesi olsun, ister başka bir faktör olsun, ishale uygun beslenme programı uygulanmalıdır. Bol su ve sıvı besinler tüketilmesi, vücuttan su kaybını azaltacaktır. Bebekler için anne sütü, çocuk ve yetişkinler için ORS, kaynamış su, ayran ve meyve suyu sıklıkla tüketilmesi gereken içeceklerdir.
İshali olanların en sık yaptığı hatalardan biri de, ishali kesmesi ümidi ile kolalı içecekler tüketmeleridir. Fakat bu tür içeceklerin içinde yer alan kafein barsak hareketlerini hızlandırarak durumu daha kötü hale getirebilir.
İshal durumunda nasıl beslenmeli?
Eğer ishalseniz ve vücudunuzdan bu nedenle aşırı miktarda su kaybediyorsanız beslenme tarzınızı ishale adapte ederek, oluşturacağı olumsuz etkilerden korunabilir, aynı zamanda hastalığın süresini kısaltabilirsiniz.
Bu hastalık süresince size fayda sağlayacak yiyecekler; pirinç, patates, yoğurt ve bazı meyvelerdir. Pirinç, nişastadan zengin olması nedeni ile ishal süresince kullanılabilecek bir besindir. Zengin nişasta içeriği ile kendisine su çekerek vücuttan atılan su miktarını azaltır. Bilinenin aksine pirinç lapası tüketilmesi gerekli değildir, az yağlı pişirilmiş pirinç pilavı daha uygun olacaktır.
Yoğurt, yaşamımızın her döneminde tüketmemiz gereken besinlerden biridir. Sütten yoğurt meydana gelirken oluşan değişiklikler nedeni ile yoğurt ishal için sütten daha olumlu etkiler gösterir. Son dönemde raflarda yerini alan probiyotik yoğurtlarda tercih edilebilir. Probiyotik yoğurtlar, içerdikleri yararlı bakteriler sayesinde barsaklarımızı düzenler ve ishal süresini kısaltmakta etki gösterir.
Patateste aynı pirinç gibi yoğun nişasta içeriği ile su tutar ve vücuttan su kaybını azaltır. Haşlanmış patatesi yoğurt ile birlikte tüketmek daha olumlu sonuçlar verir. Ayrıca şeker hastaları, glisemik indeksi yüksek olan patatesi tek başına tüketmek yerine yoğurt ile tüketirlerse kan şekeri dengeleri daha iyi sağlanır.
Bu süreçte tercih etmemiz gereken meyveler, şeftali, muz ve elmadır. Pektin adı verilen bitkilere has öğeyi bünyelerinde yoğun olarak bulunduran bu iki meyve, barsaklarda su tutarak hastalığın iyileşmesinde yardımcı olur.
Hastalık süresince tüketilmemesi gereken bazı besinlerde vardır. Bu besinler yoğun posa içeren besinlerdir. Posa, barsak hareketlerini hızlandırdığından ötürü ishalli kişilerde tüketimi sınırlandırılmalıdır. Hasta olduğunuz süre boyunca, çiğ sebze ve meyveleri ve kepekli tahıl ürünlerini daha az tüketmeye özen gösterin. Yüksek yağ ve şeker içerikli besinlerinde durumu daha zorlaştıracağını sakın unutmayın.
Dyt. Canan AKSOY