07.08.2012 - 09:45 | Son Güncellenme:
Yaz gelince içimizi bir telaş alıyor. Deniz, kum, güneş hepsi güzel de; ya zayıf kadınlar? Onları kim ortadan kaldıracak? İnce bacaklarıyla etrafımızda dolaşan kadınlardan biri olmak en büyük hayalim diyorsanız estetikteki son gelişmelere kulak verip, bölgesel fazlalıklardan ve selülitlerden kurtulmanın yollarını öğrenmelisiniz.
TMT (Transdermalmezoterapi)
Son yıllarda adını yeni duymaya başladığımız TMT bir selülit giderme yöntemi. Medikal Estetik Uzmanı Dr. Özgür Evren Ersoy bu yöntem için şöyle diyor: “Genel olarak değerlendirmek gerekirse TMT, klasik mezoterapide uygulanan ilaçların cilt altına iğneyle değil de iğnesiz olarak gönderilmesi anlamına geliyor. Bir alet yardımıyla uygulanan bu yöntemde cihazın metal bir başlığı bulunuyor. Bu başlık koltuk altına sürülen roll-on’lara benziyor. Başlığın arkasına klasik iğneli mezoterapide kullanılan ampüller jelle karıştırılıp monte ediliyor. Ciltte dolaştırıldıkça gözenekler açılıyor ve cilt altına özellikle selülitli bölgeye ilaçların iğnesiz bir şekilde sızdırılması sağlanıyor.” Selülit tedavisi yanında sarkmaların giderilmesine de yardımcı olan TMT, gevşemiş olan bacakları sıkılaştırmayı, göğüsleri dikleştirmeyi amaçlıyor. Saç diplerine uygulanarak dökülmüş saçların tedavisi de bu uygulamayla yapılabiliyor. İğneli mezoterapinin kullanıldığı her yerde kullanılabilen TMT, antiaging olarak yüze de uygulanabiliyor. 10 seanslık paketler halinde haftada bir ya da iki defa yapılıyor.
Dr. Özgür Evren Ersoy, “Her şeyden önce bu uygulamayla bikini, şort ve mini eteklerin giyildiği yaz döneminde klasik mezoterapide yapılan enjeksiyonların sonucunda oluşan morarmalar oluşmuyor. Kanama, ağrı ya da acı da olmuyor. Başlangıç aşamasındaki selülit için 10 seanslık tedavi yeterli olurken daha ileri düzeydeki selülit sorunu için 20 seans uygulama yapmak gerekebiliyor. Bu uygulamaya sıkılaşma programı da ilave edilebiliyor” diyor.
Ozonterapi
Cildi yenileyen, selülitlerin tedavisinde kullanılan yöntemlerden biri olan ozonterapi, ozon gazının vücuda verilmesi anlamına geliyor. Bu yöntem iki türlü uygulanıyor. Yöntem, kan yoluyla (major ozon) yapılabildiği gibi özel bir kabinde de uygulanabiliyor. Dr. Özgür Evren Ersoy, “Kan yoluyla yapılan ozonterapide ilk olarak kişinin damar yolu açılıyor. Bu sayede 100 cc kan alınıyor. Alınan kanın içine ozon gazı veriliyor. Bu ozon gazı kana karıştıktan sonra damardan tekrar vücuda geri veriliyor. 100 cc kan vücuda girdikten sonra saç telinden ayak tırnağına kadar vücuttaki her hücreye ozon gazı gitmiş oluyor. Bu sayede her şeyden önce insan vücudunun direnç sistemi tetiklenmiş oluyor. Yurt dışında bu yöntem kanseri engellemek için de kullanılıyor. Yaz sonunda güneşin verdiği negatif etkileri silmek ya da hasta olmamak için bazı kişiler bu yöntemi yaptırıyor” diyor. Damardan kan yoluyla yapılan ozon tedavileri haftada bir gün olmak üzere 10 hafta uygulanıyor. 5-6 ay sonra tekrarlanabiliyor.
Diğer uygulama şeklinde ise küçük bir kabine çıplak ya da bikiniyle giriliyor. Daha sonra baş d›şar›da kalacak şekilde kabin kapatılıyor. İçeriye ise basınç ve sıcak buharla birlikte ozon gazı veriliyor. Bu sayede gözenekler açılıyor. Sauna etkisiyle açılmış olan gözeneklerin içerisine ozon gazı kolayca nüfuz ediyor. Bu yöntem selülit tedavisinde kullanılabiliyor. 10 seans uygulanıyor. Alınan sonuca göre tekrar edilebiliyor. Bu uygulamadan sonra ciltte parlaklık oluşuyor ve daha canlı görünüyor. Tüm vücuttaki hücreler yenileniyor. Yaşlanmayı geciktiriyor.
Soğuk lipoliz
Bölgesel zayıflama için lipoliz tedavisi de yapılabiliyor. Lipoliz cilt altına yağ parçalayan soya lesitin maddesinin verilmesiyle yap›l›yor. Soğuk lipoliz ise bir alet yardımıyla uygulanıyor. Soğuğun etkisiyle cilt altındaki yağ hücreleri parçalanıyor. Aletin vermiş olduğu tedavi etkisiyle yağlar patlatılıyor ve dışarıya atılıyor. Kalp damar hastalarında damar içindeki yağ plaklarını eritmek için de kullanılan bir madde olan soya lesitin yağlı bölgeye enjekte edildiğinde bölgesel olarak incelme sağlanmasına yardımcı oluyor.
Yağ aldırma teknikleri
Aqualipo
Çok yeni bir yöntem olan Aqualipo spor veya diyetle bir türlü eritilemeyen yağların, özel bir basınçla püskürtülen su (serum) ile bulundukları ortamdan gevşetilip alınması anlamına geliyor. Geleneksel liposuction tekniklerine göre deri altındaki damar ve sinirler büyük oranda korunduğu için daha az şişlik ve morluğa neden oluyor böylece kişinin daha hızlı iyileşmesini sağlıyor.
Vücudunda bir türlü eritilemeyen yağları bulunan ve bu yağlardan estetik olarak şikayetçi olan kişilere uygulanan bu yöntem, kol, uyluk, diz, boyun, karın ve yan bel bölgeleri ile erkeklerde göğüse uygulanabiliyor. 2-3 mm’lik kanüller aracılığıyla deri altına püskürtülen basınçlı suyun yağ dokusunu jel haline getirmesi sağlanıyor. Bu işlem vücut alanının genişliğine göre en fazla 30-45 dakika arasında sürüyor. Ardından fazla beklenmeden bir yandan aynı basınçlı su püskürtülürken aynı yanda da yağ alma işlemi yapılarak püskürtülen su ve jel halini almış yağ dokusu dış ortama alınıyor.
Bu yöntemin klasik liposuction’dan farkı ise çok geniş vücut alanları hariç lokal anesteziye izin veren bir yöntem olması. Böylece kişinin hızla normal hayata dönmesi sağlanmış oluyor. Özel bir basınçla püskürtülen su sadece yağ hücrelerini bulundukları noktadan koparıyor dolayısıyla yağ hücrelerinin etrafında bulunan sinir, damar ve hücreler arası destek doku en üst düzeyde korunduğu için derinin liposuction sonrası toparlanma miktarı da oldukça yüksek oluyor. Aynı zamanda damarların daha az zarar görmesi daha az morluğa neden olacak sinirlerin korunması ise operasyon sonrası o bölgede uyuşukluğun oluşmasını önlemeyi amaçlıyor. Aqualipo’da yağları vakum yardımı ile almadan önce sadece lokal anestezi amaçlı düşük miktarda serum enjeksiyonu yapılıyor, ardından yağ hücrelerini bulundukları ortamdan gevşetmek için püskürtülen su ise yağlar ile birlikte aynı anda dış ortama alınıyor.
Navigasyonlu lazer liposuction
Navigasyon yardımlı çalışan lazer liposuction yöntemi, lazer ışınlarını sadece istenmeyen yağların eriyebileceği kadar ve her bölgeye eşit miktarda gönderiyor. Bu uygulamada cerrah, navigasyon yardımı ile cihazın ekranında hangi bölgede yağın tümüyle eriyip nerelerin düzeltilmesi gerektiğini görüyor. Bununla birlikte erimemiş yağ hücreleri ortadan kalkana kadar lazer atışı devam ederken, erimesi gereken yağ miktarı sona erdiğinde cihaz lazer atışını otomatik olarak durduruyor. Yine operasyon öncesinde cerrah tarafından sınırları çizilip belirlenmiş yağlı alanın dışına çıkıldığında; lazer atışı otomatik olarak duruyor. Tüm bölgelerde lazer taraması yapıldığı için engebeli bir dış görünüş oluşması engelleniyor. Yöntem karın, kalça, basen, kol, çene altı, bel, sırt ve bacaklarda başarılı sonuçlar veriyor. Bu yöntem klasik liposuction’dan farklı olarak lokal anestezi ile gerçekleştiriliyor. İşlemden sonra hastanede kalmak gerekmiyor. 2 mm’lik bir noktadan girilerek alınan yağlardan sonra morluk ve şişlik miktarı az oluyor.
Nilgün YILDIZ