Kapalı yerde kalma korkusuna klostrofobi adı verilir. Klostrofobi yaşayan bireyler kapalı alanlarda kaygı ve korku duygusu hissederler.
Kapalı alanda kalındığında sağlıklı bir kişi, yardım gelene kadar bir süre bu ortamda durabilirken, klostrofobisi olan kişi buna kısa bir süre bile katlanamaz. Boğulma, panik, çarpıntı, terleme, bayılma hissi, baş dönmesi, ellerde ve ayaklarda kilitlenme, nefes alamama hissine kapılır.
Kapalı alanda, duvarların üstüne geldiğini, sıkışıp kaldığını hissedebilir. Hemen dışarı çıkmak ister. Yardımı bekleyemeden oradan çıkmanın yollarını arar.
Bu kişiler; asansör, toplu taşıma araçları, sinema, sınıf, dar alanlar gibi yerlerde rahatsızlık hissedebilirler. Bu bireyler daha çok, çıkışa yakın yerleri seçerler. Genellikle yanlarında birilerini götürürler. Güvenlik için yanlarında su, nefes açıcı, mendil vs. taşırlar.
Birey kapalı alanlara giremiyorsa, ofise gidemiyorsa, arkadaşlarıyla buluşamıyorsa yaşam kalitesi de düşer. Bu sorunu ertelerse ileride panik bozukluk, depresyon sorunlarını yaşayabilir.
Klostrofobi, bireyin çocukluğundan ya da sonraki dönemlerinden getirilen bir korkunun, sonradan zamanla tekrar ortaya çıkabileceği gibi acı bir olay karşısında verilen tepkiye bağlı olarak da meydana gelebilir. Bir yerde kilitli kalma yaşantısı olan bireylerde de klostrofobi görülebilir. Anne babaları çok evhamlı olan kişilerde kapalı alan korkusu görülme sıklığı fazladır.
Hipnoterapi- psikoterapi ile bireyin kapalı alan korkusuna sebep olan yaşantılar, bilinçaltı düzeyde ortaya çıkarılarak anlamlandırılır çözümlenir. Korku ve kaygının ortadan kalkması sağlanır. Bunlar ortadan kaldırılınca birey artık kapalı alanlarda rahat olabilir. Geçmişinde herhangi bir yaşantı bulunmuyorsa telkinlerle devam edilir.
Uzman Psikolog
Yasemin Aydoğdu
www.yaseminaydogdu.com.tr