Kabullenme, sıkıntı oluşturan duygu, düşünce ya da durumlarla baş edebilmenin bir yoludur. Sıkıntı verse de kişinin hoşuna gitmeyen olaylara, kişilere ve duygulara yer açarak bunlarla barışabilmesidir. Duyguları bastırmak veya onlardan kaçmak yerine onlara yaklaşmaya çalışmaktır.
Kabullenme, kişinin olaylar karşısında hoşuna gitmeyen şeyleri beğenmesi, boyun eğmesi demek değildir.
Şu andaki yaşantıdan kaçmak yerine bireyi yaşantıya yöneltir.
Kişi kendi dışında gelişen ve istemediği durumlar karşısında sıkıntı yaşayabilir. Kabullenebildiği zaman rahat edecektir. Gerçekleri kabullenebildiğinde gerçeklerle yüzleşerek, bu konuda yapabileceklerini netleştirebilir.
Kabullenmek, mevcut koşullarımızı, kendimizi, yapabildiklerimizi, suçlu kişi aramadan mantıklı bir şekilde değerlendirebilmektir.
Yaşamdaki her şey her zaman kişinin istediği şekilde gelişmez. Birey istese de istemese de, acı da hüzün de vardır. Bu yüzden olaylara karşı esnek olmak gerekiyor.
Kabullenmek kişinin duygularının ne olduğunu daha iyi anlamasını sağlıyor. Kabullenmeyi gerçekleştirebilenler, sıkıntılı durumlarda daha rahat hissedebilirler.
Gerçeği kabullenenler, sıkıntıları başka insanlara oranla daha kolay atlatırlar. Gerçeği kabullenmek, huzuru getirir.
Kabullenme, akışta kalabilmeyi gerçekleştirebilmektir.
Olumsuz duyguları gizlemeye çalışmak ve yok saymak, kişinin ruh sağlığı için zararlıdır.
Hipnoterapi-Psikoterapi ile bireyin duygularını, yaşadığı olayları ve yaşamındaki kişileri kabullenememesindeki sebepler bilinçaltı düzeyde ortaya çıkarılarak anlamlandırılır ve çözümlenir.
Uzman Psikolog Yasemin Aydoğdu