Hasta olma korkusu yaşayan bireyler sürekli olarak ağır bir hastalığı olduğunu ya da olabileceğini düşünürler. Bedensel bir belirtileri yoktur, varsa bile aşırı değildir. Ailesindeki bireylerde hastalık geçmişi varsa, kendisinin de hasta olma olasılığının yüksek olduğunu düşünür. Sağlıkla ilgili konularda yoğun bir kaygı yaşar. Vücudunu sıklıkla kontrol eder. Hastanelerden uzak durur. Sürekli hastaneye giderek sağlık kontrolü yaptıranlar da vardır. Bireyin bedensel hastalığının olmadığı görülmüştür.
Hastalık kaygısı, bu kişilerin hayatlarında önemli yer tutar, günlük hayatlarını olumsuz yönde etkiler.
Örneğin kişide baş ağrısı varsa, beyninde bir sorun olduğunu düşünür. Hastaneye gider, tahlil yaptırır, röntgen filmi çektirir, beyninde sorun olmadığı belirtilir. Bireyde rahatlama olsa da bu rahatlık yaklaşık 15 gün devam eder, sonra aynı düşünce yine ortaya çıkar. Birey hep şüphe durumundadır, birçok hastaneye başvurur, devamlı tahlil yaptırır ve sorunun fizyolojik değil de psikolojik olduğu ortaya çıkar.
Birey, hastalığa sebep olabileceğini düşündüğü durumlarda aşırı kaygılanır.
Çocukluk veya ergenlik döneminde yaşanan bir hastalık ya da ameliyat, hastalık korkusuna neden olabilir. Yaşanan bir olayın duygusu da bu korku ile ifade ediliyor olabilir. Bireyin çocuklukta evinde hastalık ve ölüm ile ilgili konulardan çok bahsedilmiş ve birey bundan etkilenmiş olabilir. Bu korkunun altındaki neden genellikle duygusal yaşantılarla, anılarla ve aile ilişkileriyle ilgilidir.
Birey hasta olma kaygısını yaşarken çevresinde onunla ilgilenen kişi sayısı fazla oluyorsa, kişi bu durumdan kazanç sağlayarak bu sorununu devam ettirebilir.
Hasta olma korkusu bireyin günlük hayatında sıkıntı oluşturuyorsa psikolojik destek alması gerekir.
Hipnoterapi-psikoterapi ile bireyin hasta olma kaygısı yaşamasına sebep olan olaylar, bilinçaltı düzeyde ortaya çıkarılarak anlamlandırılır, duygu ve düşüncelerin değişimi sağlanır ve çözümlenir.