Yaşadığımız hayat tamamen bizim bireysel gerçekliğimiz, önceki düşüncelerimizin somut filmidir. Neye odaklanırsanız o sizin gerçekliğiniz olur.
Büyük Patlama teorisinden sonra parçalara ayrılmış olduğumuzu ve aslında bir bütünün parçaları olduğumuzu yani “birbirimize hala bağlı olduğumuzu” düşünürsek benim yaptığım bir hareket, aklımdan geçen bir düşünce bir yerlerde muhakkak bir başkasını etkiliyor.
Gelelim kendi özel yaşamımıza...
Kabul etsek de etmesek de muazzam bir ölçüyle bilinçli yaratılmış bu dünyada karşımıza çıkan her insan, bizim senaryomuz için seçtiğimiz oyunculardır. (Aslında hep kendimizle karşılaşmaktayız.)
Bu kişiler tekamülümüz için muhakkak çok önemli oyunculardır. Biz bilinçli bilinçsiz her ne senaryo yazdıysak karşımıza geçmiş onu oynamaktadırlar.
Neden mi?
Genelde hala kendimizle ilgili bir şeyi ya da çok şeyi öğrenememiş olmamız bunun sebebidir.
Yine öğrenemiyorsak EYVAH!
Yeni oyuncular kılık değiştirerek devamlı karşımıza çıkar.
Sizin titreşim katınız neyse buna denk oyuncularınız o kata büyük bir keyifle gelir.
ÖĞRENENE KADAR!
Bir de diğer tür oyuncular var.
Yine elbette enerjinizle çektiğiniz oyuncular.
Kafayı taktığınız kişi de size takar.
Gıcık olduğunuz insan muhakkak size gıcık oluyordur.
Nefret ettiğiniz ve istemediğiniz çoğu ot dibinizde biter.
Asla dediğiniz her şeyi hayatınızda görürsünüz.
Siz kendinize güvenmezseniz hep güveninizi kıracak kişiler karşınıza çıkar.
Kendinize değer vermezseniz ne kadar değersiz olduğunuzu pekiştirecek olaylar yaşayabilirsiniz.
Kalbinizle en sevdiğiniz de sizi muhakkak en seveninizdir.
Çünkü siz bir aynasınız!
Söz mühürdür.
Ağızdan çıkan olur. Yoğunlaştığınız birlikte titreştiğiniz her düşünce olur.
UNUTMAYIN her şey sizde başlar.
Böyle hissettiğiniz durumlarda (sorunlu durumlarda) lütfen kendinize dönün ve sorun:
“Bu insan bana hangi konuda ayna tutuyor?
Kendimde neyi görmeliyim?
İçimdeki hangi yanı, hangi eksikliği, hangi sıkıntıyı ortaya çıkarıyor?
Onda bu gördüğüm beni ne sebeple rahatsız edebilir?
Bana, ruhuma ne öğretmeye çalışıyor? Neyin rehberliğini yapıyor?”
Sonra bekleyin, cevaplar gelir.
Hayatınızın sorumluluğunu üstlenmek zorundasınız.
Çünkü HAYATINIZIN MİMARI SİZSİNİZ...
SİLİN SÜPÜRÜN, YOLLAYIN HAYATINIZDAN
vefasızı,
saygı duymayanı,
devamlı ağlaşıp sizi aşağı çekeni,
kendini bilmezleri,
hayatı EGO olanı,
sırtından vuranı,
her günde bir suç bulanı,
etrafında suçlu arayıp da kendine hiç bakmayanı,
bir öyle bir böyle olanı,
öyle deyip böyle yapanı,
affedemediklerinizi,
kızgınlıklarınızı,
sonradan değişen arkadaşı, akrabayı,
ve tüm yaralarınızı...
Hayat çok kısa...
Enerjinizi, çevrenizi bir güzel temizleyin.
Atın yüklerinizi sırtınızdan.
Tutunmayın sizi hayatında tutmayanlara!
İyi insan olun, zayıf insan değil!
Yaşamınızda herkes birer öğretmen.
Görevi biten gidecektir ya da vakit geldiğinde göndereceksiniz.
Kendiniz için,
önce kendinizi sevdiğiniz için,
hayat kısa olduğu için!
AŞK, IŞIK VE FARKINDALIKLA KAL GÜZEL İNSAN.
DUYGU GİRAY
Not; Sizlerle kitabımdan bir bölüm paylaştım sevgili okur. Yazılarımın devamı için sosyal medya sayfalarımda sizleri de görmekten mutluluk duyarım. güzellikleri paylaşıp iyiliği bulaştıralım.
Yakında çok güzel insanların özel röportajlarıyla geleceğim karşınıza.
Instagram; duygugiray
Facebook: yaşam koçu duygu giray
Kitabım; Geçmişe teşekkür geleceğe şükür