20.08.2019 - 11:31 | Son Güncellenme:
Çiftler arasında cinsel isteksizliğin yeterince önemsenmediğini ve cinselliğin çiftler arasında konuşulması tabu olarak algılanan bir konu olduğunu belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Murat Altın, “Gündelik yaşamın koşuşturmaları, iş stresleri, aile içi ilişkilerde olan gerginlikler, maddi sorunlar, çocuklarla ortaya çıkan ani krizler, günlük sorunlarla kavgalar derken çiftler cinsellikten giderek uzaklaşmaya başlıyor. Bu konunun konuşulması, üzerindeki toplumsal tabular da devreye girince cinsellik gibi önemli bir konu ve bu konuda yaşanan sorunlar hasıraltı edilmeye başlanıp görmezden geliniyor. Bir camdaki ufak bir çatlak nasıl ki yavaş yavaş giderek büyüyor ve en sonunda camı çatlatıyorsa, cinsel yaşamda biriken sorunlar da evlilikte giderek büyüyen bir çatlağa dönüşüyor” diye konuştu.
Cinsel isteksizliğin asıl sebebi...
“Dünya Sağlık Örgütü’ne göre cinsel sağlık; bir kişinin cinsel yaşamını bir zorlama olmadan, mutlu ve zarar görmeden sürdürebilmesidir” diye konuşan Dr. Murat Altın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sağlıklı bir iletişim, kişilik gelişimi ve çiftler arasındaki sevginin paylaşımını olumlu yönde zenginleştirmenin yanı sıra duygusal, düşünsel ve toplumsal bütünlüğünü sağlamaya katkı sağlar. İnsanlarda cinsellik istek, uyarılma, orgazm ve çözülme evrelerinden oluşur. Bu evreler değişik anatomik ve fizyolojik süreçleri içerir. ‘İstek evresi’ diğer evrelerden bağımsız olup cinselliği başlatan ve şekillendiren en önemli evredir. Bu nedenden dolayı en sık karşılaşılan cinsellik sorunlarından biri cinsel isteksizliktir. Erkeklerden farklı olarak kadınlarda cinsellikle ilgili yaşanılan sorunların kaynağında; ruhsal veya tıbbi rahatsızlıklar olabileceği gibi kişinin yaşamı içerisinde karşılaştığı cinsel veya kişiler arası sorunlar olabilir. Birçok vakada ise bu sorunların çoğunlukla birlikte bulunduğunu görmekteyiz.”
Koku da, kötü davranışta kadını soğutabilir
Dr. Altın, istenmeyen bir kişi ile evlilik, cinsel saldırılar, cinsellik ile ilgili çocukluk veya gençlik çağında öğrenilen yanlış ve korkutucu bilgiler gibi olumsuz cinsel tecrübelerin kadının cinselliğe karşı negatif bir tutumunun oluşmasına yol açabileceğine dikkat çekti.
Dr. Altın, “Özellikle ülkemizde eşlerin ilgisizliği, aldatmaları veya eşlerinin ebeveynleri (özellikle kayınvalideler) ile ilgili sorunlarda eşinin kadına destek olmamasından dolayı kadınlar eşlerine karşı öfke, hatta kin duymaya başlar. Bu durum kadının eşine karşı olumsuz duygular beslemesine, sevgisinde azalmaya neden olurken cinsel istek de olumsuz yönde etkilenir. Yine eşinin gerekli kişisel hijyeni göstermemesi, kötü vücut ve ağız kokuları olması durumlarda kadınların –özellikle daha titiz kadınların- cinsel uyarılmalarını olumsuz etkiler. Bu durumu bazen eşi ile konuşamaz veya eşinden bu konuda gerekli desteği göremez. İlerleyen dönemlerde kadında cinsel anlamda isteksizlik gelişmeye başlayabilir” diye konuştu.
Halsizlik ve enerji kaybını ciddiye alın
Çiftleri halsizlik ve enerji kaybını ciddiye almaları gerektiği konusunda uyaran Dr. Altın, şöyle konuştu:
“Sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşantı için her iki cinste de fiziksel sağlık olmazsa olmaz bir gerekliliktir. Son yıllarda hareketsiz yaşam tarzı özellikleri, yetersiz ve dengesiz beslenme sonucunda özellikle Fe (demir) eksikliği anemisi, B12 ve D vitamini başta olmak üzere diğer vitamin eksiklikleri sıklıkla görülmektedir. Örneğin istatistiklere göre tüm Dünya'da kadınların yüzde 35’inde Fe eksikliği anemisi görülmektedir. Bu durum özellikle kadınlarda yoğun halsizlik, isteksizlik ve enerji kaybına neden olurken, cinsel yaşam da bundan etkilenecektir. Yine tiroit fonksiyon bozukluları, diyabet gibi endokrinolojik rahatsızlıklar cinsel isteği azaltabilir. Cinsel isteksizlik, tansiyon ilaçları, bazı antidepresanlar veya doğum kontrol ilaçlarının yan etkisi olarak da ortaya çıkabilir.”
Uzmana gitmekten çekinmeyin
Ruhsal rahatsızlıklar içinde kadınlarda en sık görülenlerinden bir tanesinin Hipoaktif Cinsel İstek Bozukluğu (HCİB) olduğunu söyleyen Psikiyatri Uzmanı Dr. Murat Altın, “Kadınlarda HCİB, cinsel fantezi/ cinsel istekte devamlı ya da yineleyici olarak ortaya çıkan ve kişi/ kişiler arasında sorun oluşturan azlık ya da eksiklik olarak tanımlanır. Çalışmalarda sıklığı konusunda değişik veriler olmasına karşın toplumda görülme sıklığı yüzde 9-12 civarındadır. Kadınlarda yüzde 20-40 gibi yüksek bir oranda görülen majör depresyon günlük klinikte en sık gördüğümüz cinsel isteksizlik nedenlerinden biridir.
Majör depresyonun bulgularından biri cinsel isteksizlik olmasının yanı sıra tedavisinde kullanılan antidepresan ilaçlarının bazılarının yan etkileri, bu durumu daha sıkıntılı bir hale sokabilir. Yine kadınlarda görülen vajinismus rahatsızlığında iyi bir terapi ve tedavi süreci ile çözülmez ise ilerleyen dönemlerde cinsel isteksizliğe neden olabilir. Kadınlarda görülen cinsel isteksizlik belli bir süre sonra hem ruhsal hem de ailevi ve sosyal işlevsellikte sorunlara neden olabileceği için dikkat edilmesi ve önem verilmesi gereken bir durumdur. Bu sorunları yaşayan kadınların, en kısa zamanda bu konuda eğitim almış ruh sağlığı profesyonellerinden destek alması önemlidir” ifadelerini kullandı.