İnsanoğlu mutluluğun ne olduğuna dair fikir üretmeyi Antik Çağ'dan beri sürdürmektedir. Antik dönemlerden günümüze bir çok felsefeci ve bilim adamı fikirler üretirken ulaşılan sonuç bir çok kişinin ve farklı yüzyılların mutluluğa atfettiği anlamın farklı olduğunu göstermektedir. Bu durumda mutluluk değişken bir şey midir? Mutluluğu arayan kişiye veya bilim dalına göre farklılık gösterir mi? Sanıyorum bu soruları daha önce soranlar muhakkak olmuştur.
Psikoloji bilimi açısından bakacak olursak, Psikolog Seligman mutlu olmak için üç yol olduğunu söylemektedir:
1. Keyifli Hayat: Yemek yemek, müzik dinlemek gibi kısa süreli keyif veren zevklerin verdiği mutluluklar.
2. Meşgul Hayat: Yemek yemek ya da müzik dinlemek gibi faaliyetler her ne kadar keyif verse de bunların yanında fiziksel veya entellektüel bir anlamı ve amacı olan bir hayat sürdürülmelidir.
3. Anlamlı Hayat: Aile kuran ve hayırsever kurumlarda yer alan insanlar hayatlarında hedefledikleri amaca daha yakın hissederler.
Seligman'ın önerdiği üç yola göre bir kişinin kısa süreli keyif arayışından ziyade onun için hayatı anlamlı kılan bir amaca yönelmesi ve bu amaca bağlanarak hayatını devam ettirmesi mutlu olabilmesi için önemli gözükmektedir. Örneğin; bir kişinin almayı arzu ettiği çantayı alabilmesi ona mutluluk verir ancak bu mutluluk geçicidir. Geçici mutluluk yerine hayata bağlanabileceği, anlamlı bulacağı fiziksel veya entellektüel bir alan bulması mutluluğun uzun süreli olmasını sağlamaktadır.
Sigmund Freud çalışabilen ve sevebilen insanın sağlıklı olduğunu söyler. Seligman'ın mutluluk yolundaki üç önerisine bakınca aslında birbirlerini doğruladıklarını söyleyebiliriz.
Herşeye rağmen mutlu olmak mümkün mü? Mutluluk arayışı son bulabilecek mi? Sanırım bu soruların cevabı insanoğlunun kendini tanıma, keşfetme yolunda ilerlemesi ile mümkün olabilecek.