ÖLÜM RİSKİNİZİ 4 KAT AZALTMAK İSTER MİSİNİZ?
Kolesterol Nedir?
Kolesterol hücre zarının yapısında bulunan ayrıca D vitamini, bazı hormonlar ve safra asitleri yapımı için öncül bir madde olan , büyüme- gelişme için gerekli temel bir bileşendir.
Dışarıdan besinlerle her gün 0,3-0,9 gr kolesterol alınır. Günlük 1,5-2 gr kolesterol ise vücutta karaciğer ve barsaklarda yapılır. Kolesterol insan vücudu için faydalıdır, ancak belli düzeyde tutulmalıdır. Sağlıklı bir kişinin kanında 8 saat açlıktan sonra ölçülen lipid düzeyi %400-700 mg kadardır. Bunun %140-200 mg’ı kolesteroldür. Kandaki kolesterol düzeyi yaşla beraber artar ve erkeklerde kadınlardan daha yüksektir.
Başlıca iki ana kolesterol tipi bulunur. Bunlar: Kötü kolesterol olarak bilinen LDL kolesterol( düşük yoğunluklu kolestero) ve İyi kolesterol olarak bilinen HDL-kolesterol (yüksek yoğunluklu kolesterol) . LDL kanda kolesterolü taşıyan başlıca lipiddir. Ve artışı doğrudan kalp krizi riskini arttırır. HDL ise damar duvarındaki kolesterolü damar dışına taşır dolayısıyla kalp krizinden koruyucudur. Türk toplumunda koruyucu olan HDL düzeyi diğer toplumlara göre daha düşüktür. Egzersiz, yeşil yapraklı sebzeler, bazı ilaçlar ile HDL düzeyini arttırılabilir.
Kolesterol Yüksekliği:
Kandaki kolesterol düzeyinin yüksekliği ile kalp damar hastalığı arasındaki ilişki için çeşitli ve çelişkili açıklamalar vardır. Gerçek şudur ki kolesterolden zengin besinler kan kolesterolünü yükseltir. Hele bu beslenme tarzı uzun süre devam ederse artan LDL kolesterol damar duvarında birikir ve ateroskleroza neden olur. Damarların etrafında biriken lipid ve ateroskleroz yıllar içinde artarak damarlarda daralmaya ve çeşitli organlara olan kan akışının azalmasına neden olur. Ateroskleroz kalbi besleyen damarları tıkarsa kalp krizine, beyni besleyen damarları tıkarsa inmeye (felçlere) neden olur.
Kolesterol Düzeyinin Ölçümü ve Normal Değerleri
20 yaşın üzerinde kan kolesterol düzeyi mutlaka ölçülmeli, normal düzeyde bulunursa ölçüm her 5 yılda bir tekrarlanmalıdır. Ailesel yatkınlığı ve şeker hastalığı olanlarda ise ateroskleroz daha çok görüldüğü için kolesterol ölçümü daha sık aralıklarla yapılmalıdır.
İdeal kolesterol düzeyi 140-190 mg/dl’dir. Total kolesterol düzeyi 300 mg üzerinde olduğunda kalp krizi geçirme riski 2-3 kat artar.
Yine LDL kolesterol düzeyi 115 mg/dl altında, HDL kolesterol düzeyi 40 mg/dl üzerinde tutulursa kalp damar hastalığı riski büyük ölçüde azaltılmış olur.
Kalp Krizi:
Türkiye’de en sık ölüm nedeni kalp -damar hastalıklarıdır . Dünyada da her 3 ani ölümden birinin nedeni kalp krizidir. Kolesterol yüksekliğine eklenen aile öyküsü, sigara, diyabet , hipertansiyon, sedanter yaşam gibi durumlar kalp krizi riskini arttırır.
Kalp krizinde ölüm çoğu zaman hasta doktara ulaştırılamadan önce evde veya yolda gerçekleşmektedir. Ölümün olmadığı durumlarda ise kalıcı hasar olasılığı çok yüksektir. Bu nedenle asıl mesele yıllar içinde sinsi bir şekilde ilerleyen ve aniden krize neden olan olayların ve mevcut risk faktörlerinin önceden tespit edilmesi ve buna yönelik önlemlerin alınmasıdır. Bu önlemlerden temel olanları beslenme ve yaşam tarzı değişikliklerinin sağlanması , kolesterol düşürücü ve dengeleyici ilaçların kullanılmasıdır.
Yaşam tarzı değişikliğinde diyet, egzersiz, kontrollü kilo verme, sigara ve alkolün bırakılması önceliklidir. Sadece sigaranın bırakıldığı durumlarda bile kalp krizi riski bir yılda yüzde 50 azalır.
Beslenme tarzı değişikliğinde ise kişinin özellikle meyve,sebze, tahıl ve lifli gıdalar, balık, beyaz et, az yağlı süt gibi gıdalar ile beslenmesi önerilmektedir..
Beslenme ve yaşam tarzı değişikliği ile kolesterol yüksekliği önlenemezse ilgili hekim tarafından başlanacak koruyucu ve tedavi edici ilaçlar kullanılmalıdır. İlaca başlama sınırı, süresi kişinin kan kolesterol düzeyine ve risk faktörlerine göre yine hekim tarafından belirlenir.
Tüm bu önlemler alındığında bu hastalıklardan ölüm 4 kattan fazla azaltılmış olur.
Kolesterol düşürücü ilaçların yan etkileri ve etkinliği yapılacak kan tahlilleri ve tıbbi kontroller ile izlenebilmektedir. Bu ilaçların kullanımına tıptaki her durum için geçerli olan kar –zarar dengesine dikkat edilerek karar verilmelidir.