Bireysel markalaşma son yıllarda en önemli konulardan biri haline geldi. İnsanlar artık işleri, hobileri ya da sadece aile hayatları ile bile markalaşabiliyorlar. Yeter ki kendilerini doğru konumlandırmayı başarabilsinler. Markalaşmanın ön şartı aslında "farklı" olmaktan geçiyor. Gerçekten kendiniz olduğunuz ise farklılaşmış oluyorsunuz.
Bir hayat düşünün; evli, mutlu ve çocuklusunuz. Masal gibi bir yerde yaşıyorsunuz. İmkanlarınız dahilinde bol bol seyahat ediyor ve bu seyahatlari takipçilerinizle paylaşıyorsunuz. Takipçileriniz doğallığınıza, samimiyetinize ve zarafetinize hayranlar. Gittiğiniz yerlere gitmek istiyor, verdiğiniz tavsiyeleri deniyor ve sizi çok seviyorlar. Peki sizce bu özelliklerle fenomen olmak mümkün mü? Bugün sizlere benim de severek takip ettiğim fenomen Gizem Zor, Instagram adı ile namıdiğer gizemzzor ile yaptığım röportajı aktarmak istiyorum. Öyleyse buyrun röportaja geçelim.
Gizem Zor kimdir?
12.06.1983 İstanbul doğumluyum. Üniversiteyi Chicago'da çocuk gelişimi üzerine okudum. Yaklaşık 2 senelik evliyim ve Alya adında 1 yaşında bir kızım var. Eşim de benim gibi İstanbullu ve işi sebebiyle 3 sene evvel İstanbul'dan Kapadokya'ya taşındı. Bende evlendikten sonra taşındım. Eşimle beraber Kapadokya'da Rox Cappadocia adındaki butik otelimizi işletiyoruz. Seyahat ise oldum olası her ikimizin de tutkusu! İşlerimizden vakit ayırdıkça seyahat ediyoruz.
Nasıl bir Instagram fenomeni haline dönüştünüz?
Aslında başlarda sanal ortamlara pek sıcak bakmayan bir yapım vardı. Fakat işimiz için sosyal medyanın çok doğru bir alan olduğunu düşündüm. Bu sebeple kendi sayfamı ve Kapadokya'daki yeni hayatımı daha sık paylaşmaya başladım. Seyahat etmeyi çok seviyoruz. Alya doğduğundan beri 10'dan fazla ülkeye seyahat ettik. Takipçilerimizin özellikle de Alya doğduktan sonra bize, aile hayatımıza ve Alya ile seyahatlerimize olan ilgisi gün geçtikçe daha da arttı.
Takipçi sayınız 110.000'nin üzerinde bu başarıyı sürdürmek için neler yapıyorsunuz?
Açıkçası çok özel bir çaba sarfetmiyorum. Bu kadar kişiye ulaşmamda en büyük etkenin kendim gibi olmam ve bunun da insanlara samimi gelmesi diye düşünüyorum. Takipçilerimin bana gösterdiği değeri onlarla karşılıklı iletişimde olup ben de onlara göstermeye çalışıyorum.
Sizinle ilgili genel gözlemim takipçileriniz tarafından çok sevildiğiniz yönünde. Genelde bu tip durumlarda çok seven takipçiler olduğu kadar, hiç sevmeyen takipçilerde oluyor. Hatta durum nefret noktasına kadar varabiliyor. Sizin durumunuzun böyle olmamasını neye bağlıyorsunuz?
Öncelikle çok takipçim var diye kendimi çok özel bir insan olarak görmüyorum. Herkes gibi bende sıradan bir insanım aslında. "Cevap verdiğinize inanamıyorum" diye o kadar çok mesaj alıyorum ki hatta şaşırıyorum. Daha öncede bahsettiğim gibi takipçilerim ile daima iletişim halinde olmaya çalışıp gelen negatif bir yorumu bile yaklaşımım ile pozitife çevirdiğimi düşünüyorum.
Dışarıda takipçileriniz ile karşılaştığınızda nasıl bir tepki alıyorsunuz?
Dışarı çıktığımızda Alya'yı görüp sarılanlar, öpücük yağmuruna tutanlar, fotoğraf çektirmek isteyenler, evlerine davet edenler veya yanıma gelmekten çekinip daha sonra mesaj atanlar o kadar çok oluyor ki.. Otelimizi Alya ve bizi görmek, yakından tanımak için tercih edenlerle neredeyse her hafta karşılaşıyoruz ve bu bizi çok mutlu ediyor. Başlarda insanlar dışarıda bizi tanıyınca değişik geliyordu ama artık alıştım. Bu duruma anlarmış gibi en çok Alya seviniyor sanırım. Herkese gülücükler saçıyor.
Seyahatlerinizin büyük bir bölümünde kızınız Alya da sizinle birlikte. Sizin için bebekle seyahet etmek zor olmuyor mu?
Hayatta neye inanırsanız hayatınızın o doğrultuda şekillendiğine inanıyorum. Ben her zaman bebeğin hayatı yaşamaya engel değil , asıl engelin insanların kendisi olduğuna inandım. Seyahatlerimizde Sri Lanka dahil bir çok ülkeye gittik. Bebegimizi gozlemleyip onun kesfetmeye olan meraki ve ilgisini de farkedince birlikte seyahatlerimiz daha da kolay olmaya basladi. Bebeklerin evde kapali olarak yetismesindense merak eden, disari cikan, parkta oynayan, cevreyi gozlemleyen bebekler yetistirmenin daha saglikli olduguna inaniyorum. İnsanlara da hayatimiza yeni katilan bir mucizeyi hayatimiza dahil etmenin, onunla yaşamın ve seyahat etmenin sandıkları kadar zor olmadigini gostermeye calisiyorum.
Takip ettiğim kadarı ile marka iş birlikleri konusunda çok seçici davranıyorsunuz. Kriterleriniz nedir?
Marka işbirlikleri konusunda oldukça seçici davranıyorum. Hediye tekliflerini kabul etmiyorum. Fotoğraflarımı para kazanmak amacı ile değil gerçekten paylaşımda bulunmak amacı ile paylaşıyorum. Her gün birbirine benzer markaları tanıtmak bana doğru gelmiyor. Özellikle bebek markaları konusunda daha da özenli davranıyorum. Asla kullanıp memnun kalmadığım bir ürünü para kazanmak uğruna tanıtmayı kabul etmiyorum.
Biraz da kendi işinizden bahsedelim. Kapadokya’da yaşıyor ve eşiniz Arda Zor ile birlikte butik bir otel işletiyorsunuz. Turizm’in çok sancılı olduğu bu dönemlerde bile oldukça başarılı işler yapamaya devam ediyorsunuz. Bu durumu iyi bir marka yönetimine dayandırmak doğru olur mu?
Markamız kısa zamanda çok duyuldu. Dünyanın en prestijli otel ödüllerinin de verildiği ve dünyanın en iyi otellerinin katıldığı "World Luxury Hotel Awards" da dünya çapında "En iyi manzaralı otel" ödülünü aldık. Bu hem bizim için hem de Türkiye için büyük bir başarı diye düşünüyorum. Tabiki bunda sosyal medyanın gücü tartışılmaz. Aslında bunların hepsinin arkasında eşimin 10 yıllık otel tecrübesi, turizm kökenli bir otelci olması, çalışkanlığı ve işini adeta bir hobi gibi çok severek yapıyor olması yatıyor diye düşünüyorum.
Zaman zaman otelinizle ilgili sayfanızdan çekilişler yapıyorsunuz. Çekilişlerin etkisini nasıl yorumluyorsunuz?
Çekilişleri hem otelimizin hem de Kapadokya'nın adını daha da duyurmak ve takipçilerime güzel bir jest yapmak amacıyla hazırlıyoruz. Katılımı 1500'ün üzerinde oluyor. Bazen bizim için para kazanmaktansa bir kaç kişinin mutlu olup, hayallerine ulaşması çok daha büyük bir kazanım oluyor.
Yararlı Bilgiler
Seyahate giden anneler için hafif puset ve kanguru kullanmak daha kullanışlı. Uçak yolculuklarında, iniş ve kalkış esnasında östaki borusu tıkanabiliyor ve bu durum bebeklerin keyfinin kaçmasına sebep oluyor. Keyifleri kaçan bebekler daha çok ağlıyor ve kulak ağrısı daha da şiddetli bir seviyeye ulaşıyor. Çözüm ise emzirmekten geçiyor.