‘’Sağlıklı yaşam’’ beslenmeden egzersize çok geniş bir alan. Yaşam kalitesi kavranmının önem kazanması hiç kuşkusuz insanın kendine bakma sürecini de olumlu yönde etkiliyor. Artık kadın-erkek-çocuk herkes iyi beslenmeye ve spor yapmaya özen gösteriyor. Özellikle kış aylarından yaz aylarına geçiş döneminde, kışın kendimize yapmış olduğumuz yatırım daha belirgin olarak ortaya çıkıyor. Kışın kendimizi kat kat örtebilirken yazın bedenimiz daha ortada oluyor. Bununla beraber herkes spor salonlarına hücum ediyor ve kısa sürede sonuç alabileceklerini umdukları diyetler yapıyorlar.
Size şimdiden yaz için önerilerde bulunabilecek diyetisyen Hilda Altunöz ile iki bölümden oluşan keyifli bir röportaj sunmak istedik. Böylelikle vücudunuzu kış mevsiminden hazırlayıp yapıp gönül rahatlığıyla yaza merhaba diyebilirsiniz. Olur da bu yazıyı okumakta geç kalırsanız üzülmeyin, Hilda Altunöz'ün sizin için de önerileri olacak.
Hilda Altunöz kimdir?
1989 Antakya doğumluyum.Liseden mezun olana kadar Antakya’daydım daha sonra hayalim olan diyetisyenlik için Hacettepe Üniversite’si Beslenme ve Diyetetik bölümünü kazandım ve Ankara’ya yerleştim. Mezun olduğum 2013 yılından beri de Antakya’da Özel Hatay Hastanesi’nde çalışıyorum.
Sağlıklı yaşam için doğru beslenme nasıl olmalı?
Sağlıklı yaşam için doğru beslenmenin birinci kuralı her besin grubunu ayırt etmeden tüketmektir. Bunlar, süt ve süt ürünleri grubu, et, yumurta ve kurubaklagiller grubu, sebze ve meyve grubu ,ekmek ve tahıl grubu olmak üzere 4’e ayrılmaktadır. Bu besin gruplarını tüketirken içeriğindeki karbonhidrat, protein ve yağ gibi besin öğelerine dikkat ederek yeterli ve dengeli bir biçimde tüketmek sağlıklı beslenmenin olmazsa olmazıdır. Bireylerin günlük beslenmesinde önerilen besin öğeleri oranları yaş gruplarına göre değişmektedir fakat genel bir ifadeyle; enerjinin %55-60 karbonhidratlardan, %12-15 proteinlerden, %25-30 yağlardan gelmelidir. Ve tabi ki sağlıklı yaşam için yetişkinlerin günlük 2-2,5 litre su içmeleri hayati önem taşıyor.
Kış aylarında kilo almaya, yağlanmaya daha mı meyilli oluyoruz?
Kış aylarında herkes bir anda eve kapanıyor haliyle gün içinde harcanan enerji azalmasına rağmen beslenmesine aynı oranda dikkat etmeyenler için kilo artışı kaçınılmaz oluyor. Metabolizmayı canlandırabilmek için mutlaka gün içinde düzenli aralıklarla öğün atlamadan beslenme planı yapılmalı ve bunun yanında sporla da bu süreç desteklenmeli. Düzenli ve dengeli beslenme planını ben halledemiyorum diyenler için diyetisyenler devreye giriyor.Mevsim koşullarından dolayı açık havada spor yapamıyorum diyorsanız bu bir bahane değil çünkü spor salonları veya evde yapılabilecek egzersizler kurtarıcı olacaktır.Spora başlamadan önce mutlaka bir uzmandan size en uygun egzersiz programıyla ilgili bilgi almanızı tavsiye ediyorum.
Kışın sebze tüketirken nelere dikkat etmeliyiz? Hangi pişirme yöntemini tercih etmeliyiz?
İlk olarak vurgulamak istediğim şey mevsimine uygun sebzelerin tüketilmesine dikkat edilmeli. Sonbahar ve kış aylarında ıspanak,pazı,lahana,karnabahar,balkabağı,brokoli,havuç,kereviz,pırasa,brüksel lahanası gibi sebzelerin tüketilmesi uygundur. Ancak yaz sebzeleri olan taze fasülye, kabak,patlıcan, enginar, börülce, bamya gibi sebzeleri ise kendi mevsiminde alıp kışa hazırlığı için uygun şartlarda muhafaza edersek kışın tüketmeye uygun olur.
En sağlıklı pişirme yöntemleri buharda pişirme,fırınlama veya haşlamadır.Kızartmayı kesinlikle önermiyorum. Örneğin patatesi kızartmak yerine baharatlayıp az miktarda zeytinyağı ile harmanlayıp fırınlamak daha sağlıklı ve leziz bir alternatif olacaktır. Haşlama sağlıklı bir pişirme yöntemi olsa da buharda pişirmeyi tercih etmek vitamin ve mineral kayıplarını önlemek adına daha sağlıklı bir seçim olacaktır.
Toplum olarak soframızdan kesinlikle çıkartmamız gereken yiyecekler hangileri?
Toplumumuzun beslenme konusundaki bilinci her geçen gün artmakta.Bunu zaman içerisinde danışanlarımla yaptığım görüşmeler sonucunda daha net gözlemleyebiliyorum.İnsanlar artık biz neler yiyoruz bu nedir bunun içinde neler var diye sorguluyor ve bu durum beni çok mutlu ediyor. Sağlıklı bir toplumun temellerinin atılmasının ilk adımını bireylerin bu sorgulamaları yapması olarak görüyorum.
Benim danışanlarıma asla önermediğim besinlerin başında sucuk,salam,sosis gibi işlenmiş et ürünleri, patates ve mısır cipsleri, fast-food zincirlerinin hamburger ve
kızarmış ürün grupları,gazlı içecekler, hazır meyve suları,hazır soslar var. Hepsinin sağlıklı bir alternatifi varken ve artık insan vücuduna bir yararları olmadığı gün gibi ortadayken özellikle çocuklar tarafından tüketilmesi beni çok endişelendiriyor. Sağlıklı yaşamın çocukluk çağında empoze edilmesi uzun vadede oluşabilecek diyabet,hipertansiyon ve kardiyovasküler kalp hastalıkları riskini azaltmada çok olumlu etkileri var.