Son yıllarda Estetik Cerrahinin dünyada ve ülkemizdeki gelişimi sayesinde, özellikle burun ameliyatları ön plana çıktı. Hemen hemen 18 yaşını dolduran ve burunlarından memnun olmayan pek çok genç, estetik cerrahların ve kulak burun boğaz doktorlarının kapılarını çalıyor. Burun ise hiç kuşkusuz yüze anlam katan en önemli organların başında yer alıyor. Pek çok insan, yapılan burun ameliyatları sonrasında hem bambaşka bir görünüme sahip olabiliyor, hem de özgüven kazanabiliyor. Özellikle vurgulamak istiyorum ki özgüven, bireysel markalaşmaya giden altın yollardan biri...
Türkiye'de, Ultrasonik Rinoplasti kavramının öncülerinden biri olan Op Dr. Emre İlhan ile estetiğin hayatimizi nasıl etkilediğini ve kendisinin markalaşma hikâyesini konuştuğumuz keyifli bir röportaj gerçekleştirdim.
Kulak burun boğaz çok geniş bir alan olmasına rağmen siz sadece burun estetiği yapıyorsunuz. Bu tercihinizin nedenini öğrenebilir miyiz?
Çocukluğumdan beri daha kreatif işlerle uğraştım. Hep kreatif bir yanım vardı. Tıp Fakültesi'ni seçtikten sonra uzun süre müzisyenlik yaptım. Uzun süre enstrüman yapımı ile ilgilendim. Sonrasında bu alanın benim için doğru alan olup olmadığını sorgularken burun estetiğini fark ettim. Kulak burun boğaz ihtisasını yaparken ilk olarak insana kalıcı şekil vermenin ve insanların hayatlarını değiştirebilmenin sonucu tam olarak görebildiğim bir süreçte gerçekleşiyor olması beni cezbetti. Çünkü birçok alanda ameliyat yapıyorsunuz ancak sonucu tam olarak göremiyorsunuz; hastada pek bir şey görmeyebiliyor. Ancak benim açımdan ilk olarak takdiri ve teşekkürü yaptığın işin niteliği ile ortaya çıkan bir kazanımdı. İkincisi ise yaratıcı bir iş olmasıydı. Bizim için en önemli şey, kazandığımız paranın yanında, hastaların gülen yüzleri. Onların mutlu olması benim için çok önemli. 5 sene sonra bile bir hastamla dışarıda karşılaştığımızda gelip benim boynuma sarılıyor. Bu geçmeyen, bitmeyen bir şükran yaratıyor. Yaptığımız işe çok önem verdiğimiz için genel olarak hastalarımız bizden ve sonuçlardan çok memnun. Hiçbir zaman ne olacak ki burun estetiği deyip geçmiyoruz. Gerçekten çok değer veriyoruz. Her hasta için farklı plan yapıyoruz ve farklı teknik uyguluyoruz. Her hastayı ameliyat öncesinde 4 kere görüyoruz. 3 kere bizzat ben görüyorum, 1 kere de ameliyat hemşiremiz görüyor. Hastalarımıza tam bir bilgilendirme yapıyoruz. Herkesin derisine, bize getirdiği materyallere, yüzüne, isteklerine, yüz ve vücut oranlarına göre burun ameliyatlarını yapıyoruz. İstekler de bizim için çok önemli; çünkü herkesin ruhu farklı ve herkesin ruhuna göre farklı burunlar yapmak gerekiyor. Ruha uyan burun yapmaya özen gösteriyoruz.
Burun ameliyatı deyince ilk akla gelen isimlerden birisiniz. Emre İlhan bu alanda hiç şüphesiz ki bir marka... Peki, bu kadar başarılı bir marka olmanızın sırrı nedir?
Aslında marka demeyelim de buna bilinirlik diyelim. Yani iyi bir şöhretimiz oldu. Bizi bilen herkes bizi yaptığımız işle bildi. Öncelikle yaptığınız işi çok sevmeniz, işinize âşık olmanız, çok çalışkan olmanız ve insanlarla iletişiminizin iyi olması çok önemli. Hasta iletişiminiz olmazsa bu bir problem. Bu iş multifaktöriyel bir iş. Ben bu işi çok seviyorum, bu iş bana çok yakışıyor. Bir yanda da işimizi iyi yapıyoruz ve insanlarda bunun üzerinde duruyor. Bunu konuşuyor. Önemli olan yaptığınız işteki ciddiyeti ve aşkınızı insanlara yansıtabilmeniz. Bir hasta geldiği zaman yaklaşımımızdan, işi sevdiğimizi ve severek yaptığımızı, bizim de en az onun kadar yapacağımız işten tatmin olmak istediğimizi ve onun mutluluğunun bizim için çok önemli olduğunu anlıyor. Bizim asıl isteğimiz mutlu hasta- gururlu cerrah tablosu. Her zaman bunu yaşamayı hedefliyoruz. Çok hastamızın olmasının temelinde, tek bir alanda çalışıyor olmamız ve her hastamıza çok değer vermemiz yatıyor. Her hastamız bizim için bir pırlanta değerindedir.
Emre İlhan markasını nasıl yönetiyorsunuz?
Bir hekim olarak bilinirliği yönetmek aslında hasta ilişkilerine bağlıdır. Hastalarınla iyi iletişim kurmak çok önemli. Bizim işimizde mutlu hastalar yönetilmesi gereken hastalar değildir. Gerçekten sen en iyisini yaptığın halde mutsuz olan hastalar var. Veya yaptığının yetersiz olduğu bir hasta varsa onu aslında bulup mutlu etmek önemli. Asistanlarıma da hep söylüyorum. Karalama kampanyası amacı ile değil, gerçekten bir forum sitesinde benim yapmış olduğum bir burun ameliyatı sonrasında mutsuz olan bir hastamız varsa onu bulalım. Mutlaka davet edelim, neden mutsuz olduğunu tespit edelim; nefes mi alamıyor, yoksa başka bir problemi mi var, şekil olarak bir memnuniyetsizliği mi var, neresini beğenmiyor bunları öğrenmemiz gerekiyor. Ben 10 yıl önce ameliyat olmuş bir hastamı bile davet ediyorum ve memnuniyetsizliğinin nedenini soruyorum. Bizim görevimiz bir yerlerde bizden dolayı tatminsiz bir hasta varsa, onu da mutlu etmek. Marka yönetimimizi bu şekilde yapıyoruz.
Son yıllarda burun ameliyatı olmak isteyen erkeklerin de sayısı azımsanamayacak kadar fazla. Bu estetik kaygısının nedeni sizce nedir?
Erkek hastalardan da bize başvuru var. Özellikle erkek hastalarda artık kendilerine daha çok dikkat ediyorlar. Erkek hastalar için de bir takım estetik normlar var. Kadın hastalarda daha çok gençlik ve güzellik öne çıkıyor. Kadın daha çok genç gözükmek istiyor. Burun ameliyatlarında bile bu durum sebebi ile burnun daha kalkık ve ucunun hafif yukarıda olması ona gençliği çağrıştırıyor. Gene elmacık kemiklerinin çıkıklığı da aynı konu ile ilintili. Erkeklerde durum daha farklı. Erkek hastalar burun ameliyatlarını daha genç gözükmek için olmuyorlar. Onlar da proporsiyonel olarak daha oranlı gözükmek istiyorlar. Erkek hastalar aslında bizim mesleki açıdan çok fazla ameliyat etmek istediğimiz hastalar grubunda yer alıyorlar. Çünkü erkeklerin böyle bir değişime alışmaları daha zordur. Özellikle estetik cerrahi arayışında olan erkekler arasında sorunlu hasta çıkma olasılığı daha fazladır. Kadınlar zaten küçük yaştan beri bir şeyleri değiştirmeye çok meyilli. Değişime çok daha çabuk adapte olabiliyor, çünkü çocukluğundan beri saçının rengini, şeklini, teninin rengini ve makyajını sürekli değiştirebiliyor. Bu değişimlere iyi bir şekilde adapte olabiliyor. Ancak erkeklerin bu tarz bir değişime adapte olması daha zordur. Bu yüzden her erkek estetik cerrah arayışına girmiyor. Burnum çirkin ne olacak çirkin olsun diyerek hayatına devam edebiliyor. Ancak estetik cerrah arayışında olan erkek hasta bizim için ileride de problem çıkartma potansiyeli daha fazla olan hasta grubunda yer alıyor. Bizim işimiz beğeni ile ilgili bir iş. Sen ağzınla kuş tutsan hasta beğenmiyorsa problem teşkil ediyor. O yüzden bu beğenmeyecek olan hasta grubu erkek hastalarda daha geniş bir yüzdedir.
Değişim iyi de olsa kişi kendi yeni görüntüsünden rahatsız olabiliyor mu?
Hasta sizin gördüğünüz gibi görmeyebiliyor. Siz çok iyi bir burun yaparsınız, herkes çok beğenir ama o beğenmiyorsa problemdir. Gözü sizin gibi görmeyebiliyor. 100 erkek düşünün sadece 10 tanesi estetik cerrahi arayışında oluyor. Kadınları ele aldığımızda 100 kadından 80'i estetik cerrah arayışında oluyor. Erkeklerin yüzde 90'ı burunlarının nasıl olduğunu umursamıyor. Erkek hastalardan o yüzde 10 içerisine giren kesim ise gerçekten umursuyor. Bu yüzden sorun yaratan hasta çıkma olasılığı daha yüksek oluyor.
Op. Dr. Emre İlhan'la gerçekleştirdiğimiz keyifli röportajımızın ikinci bölümü gelecek hafta sizlerle olacak. Sayın İlhanla gelecek haftaki röportajımızda burun ameliyatı olmanın kişinin öz güveninde ne gibi kazanımları olduğu, ultrasonik cerrahi ve kimlerin burun ameliyatı olmaması gerektiği konuları üzerine keyifli sohbetimize devam edeceğiz. Markalaşma eğitimleri, bireysel ve kurumsal eğitimlerle ilgili bilgi almak ve eğitimlere katılmak için mail atabilir, instagram veya facebook sayfalarından eğitim tarihlerini öğrenebilir ve katılım sağlayabilirsiniz.
ÖĞ.GÖR. TUVANA EROLTU
İnstagram: tuvanaeroltu
İnstagram: tuvanaeroltuilemarkalasma
tuvanaeroltu@hotmail.com