06.04.2016 - 16:17 | Son Güncellenme:
Aldatmada hormonlar ne kadar sorumludur?
Aile Sağlığı Araştırma Derneği Başkanı Prof. Dr. Halim Hattat bu soruya şöyle cevap veriyor: “Cinsel arzuyu kontrol eden hormonların yanında aldatma duygusu kişinin sosyo-kültürel durumu, duygusal ve düşüncesel yapısı, karakterine de bağlı. Ancak son dönemde evlilik dışı yaşama olasılığı ve hormonların ilişkisini araştıran yeni bir çalışmaya göre aldatmayla hormon seviyelerinin ilgisi olduğu gösterildi. Bu çalışmaya göre testis hacmi, total testosteron seviyeleri, penise giden kan akımı arttıkça erkeklerde aldatma olasılığı da artıyor. Diğer faktörlere bakarsak eşiyle ilişki problemleri yaşayan, ailede sorunları olan, eşi cinsel problem yaşayanlarda da bu olasılık sıklaşıyor. İşinde stres yaşayan, genel olarak kendini mutsuz hissedenlerde de durum aynı. Görüldüğü gibi aldatma hissini hormonlar kadar kişisel, ilişkiye ait diğer faktörler de etkiliyor. Aile Sağlığı Araştırma Derneği olarak yaptığımız araştırmalarda cinsel sorunlar konusunda konuşmamanın da aldatma seviyelerini etkileyebileceğini görüyoruz. Evliliklerinde cinsel sorun yaşayan çiftler cinsel sorunları hakkında birbirleriyle konuşmak yerine çözümü dışarıda, yeni ilişkilerde arayabiliyor.”
"Uzun süreli ilişkilerde cinsel beraberlik sıklığının azalması normaldir."
Prof. Dr. Halim Hattat evliliğin cinsel isteği azaltmasının da bir kural olarak algılanmaması gerektiğini belirtiyor: “Uzun ilişkilerde spontan hislerde bir azalma görülebilir ancak her çift bunu yaşayacak diye bir sonuç yok. Burada önemli olan, cinsel isteğin duygusal, karşılıklı hisler, düşünceler kadar hormonlar, altta yatan organik nedenler, hastalıklar, kullanılan ilaçlar ve yaşam tarzı faktörlerinden de etkilendiğinin bilinmesi. Örneğin 40'lı yaşlardaki bir erkek doğal olarak oluşan testosteron düşüklüğüne bağlı cinsel istek azalması yaşayabiliyor; ya da bir kadın menopoz sürecindeki hormonal değişimlerle cinsel isteğini kaybedebiliyor. Bu sorunlara başka cinsel sorunlar da eklenebiliyor. Bu durumda spontanlık azalabiliyor.
Günlük yaşam koşuşturması da önemli bir faktör. Birçok kişiye işe gitmek, trafikte kalmak, çocuklarıyla ve eviyle ilgilenmek için bir gün bile az geliyor. Bu durumda çiftler duygusal, entelektüel ve cinsel anlamda birbirinden uzaklaşabiliyor. Çiftler sorunlarını konuşmayınca spontan hisleri daha da azalıyor. Burada hem biyolojik faktörleri, hem de psikolojik ve sosyal faktörleri göz önünde bulundurmak gerekiyor. Ancak kendiliğinden gelişen cinsellik ve cinsel ilişki sıklığı azalıyor ve bu size rahatsızlık veriyorsa, mutlaka eşinizle konuşmalısınız. Bu konuda uzmanların da tavsiyelerle size yardımcı olabileceğini unutmayın. Uzun süreli ilişkilerde cinsel beraberlik sıklığının azalması normaldir. Genç çiftlerde bile cinsel ilişki sıklığı zamanla düşebiliyor. Ancak tatminkar, doyurucu, kaliteli ve sevgi dolu bir beraberlik durumda cinsel ilişki sıklığı azalsa da cinsel ilişkiden alınan doyum değişiklik göstermez. Önemli olan sizin tatminkar ve zevk dolu bir cinsellik yaşayıp yaşamadığınızdır. Eğer bu noktalarda bir problem yaşıyorsanız, bir uzmana başvurabilirsiniz.