'Tesadüfen' radyocu

Gün boyu sihirli kutularından bizlere seslenen isimlerin çoğu, bu mesleğe 'hiç hesapta yokken' başlamış. Kimi mühendis, kimi jeolog, kimi tiyatrocu, ama artık hepsi, 'büyülü kutunun' esiri

SAVAŞ Biner, her sabah 07 - 10 arasında Radyo 5'te program yapıyor. Dinleyiciyi dünyada olup bitenlerden haberdar etmenin yanısıra, klasik sabah sendromlarını üstlerinden atmaları için çalışıyor. Savaş, radyoyla tanışmadan önce müzikle ilgileniyormuş. Hatta konserler bile vermiş. Çok zor ve acılı günlerinde yayına çıktığı da olmuş, ama dinleyiciye belli etmemeye çalışmış, çünkü onlara karşı sorumluluğu olduğunu düşünmüş.
"Sonuçta onların pekçok alternatifi var. Bıkkın birini dinlemek istemezler" diyen Savaş, mikrofon önünde hiç zorlarmıyor. Sürekli 'Dinleyici olsam şimdi neyi duymak isterdim?' diye düşünüp ona göre konuşuyor. Ankara Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümünde okumuş, ama onun için varsa yoksa 'radyo'.

Mehmet Onur'un henüz 20 yaşında olmasına aldanmayın. Onun radyoculuğu özel radyoların tarihi kadar eski. Yani dört senelik radyocu. Bir gün tesadüf eseri Levent Erim'le tanışmış ve birlikte radyo programı yapmaya başlamışlar.
Zaten Mehmet, dinlediği hiçbir radyoyu beğenmiyor ve kendisinin daha iyi program yapabileceğini düşünüyormuş. İnce eleyip sık dokuyor. Yaptığı herşeyin en iyisi olsun istiyor. Sektörün en önemli probleminin yöneticiler olduğunu düşünüyor ve, "Bu dala yoğunlaşmış kişilerin azlığı büyük yara. Çoğunlukla tesadüfen ya da torpille piyasaya giren kişiler piyon olmaktan ileri gitmeyip, meslektaşlarımızın başarılarını kendilerine mal ediyor" diyor.

Power FM'in efsanevi programcısı Cem Ceminay, 'Canım Türkiyem' sloganının sahibi. Her zaman neşe dolu ve enerjik. Peki ya mikrofonu kapatınca?
Bu durumda bile Cem Ceminay için hiçbir şey değişmiyor. Günün her saati aynı dinamizmi yakalayabiliyor. Özel hayatını tamamen radyonun dışında tutuyor.
İnsanların dil, din, ırk ayrımı olmaksızın eşitliğine inanıyor. En çok, onu gören insanların 'Canım Türkiyem' demelerini seviyor. Son derece sıkılgan bir kişiliği var. Özgürlüğüne düşkün. Birine tutulmak değil de, tutkulu yaşamak zor geliyor. Eğlenmeyi çok seviyor ve nerede olduğuna değil, kimlerle olduğuna önem veriyor. Ender çıktığı akşamlarda Pasha, Şamdan gibi bilindik mekanları tercih ediyor.

Tur rehberi Levent Erim, işsiz kaldığı bir dönemde özel radyoların açılmasıyla Balins Fm'e başvurmuş ve torpille radyo programcısı olmuş. Ancak burada radyoculuğu pek kısa sürmüş. Çünkü program içinde kendi adını birkaç kez tekrarladığı için kendisinin programdan daha öne çıkmak istediğini düşünerek Levent'i radyodan atmışlar. Levent'te o gün, "Siz beni atıyorsunuz ama, bir gün öyle bir yere geleceğim ki siz utanacaksınız" demiş. Aradan beş sene geçmiş olmasına rağmen, Levent hala aldığı intikamın gururunu yaşıyor.
Erim'in yayını kimi zaman romantik, kimi zaman saldırgan. Yayın sırasında dinleyiciye kolaylıkla 'salak' diyebiliyor. "Ama öyle salaklıklar yapıyorlar ki, suskun kalmak mümkün değil" diye de kendini savunuyor. Herşeyi çok yoğun ve uçlarda yaşadığını söylüyor, "Ben ya çok mutluyum, ya çok mutsuz; ortası yok" diye konuşuyor.

İşte bir Levent daha. Levent Ünsal tiyatrocu. Onu oyunlarından tanıyoruz. Peki ya radyoda neler yapıyor? 'L Cetveli', hafta İçi hergün Best FM'de yayınlanıyor. Ünsal evli ve bir çocuk babası. Bazen çocuğuyla ilgilenmek zorunda kalıp radyoya gitmediği oluyor, ama dinleyicileri bu durumu kanıksamış. Hatta kendi eşlerine Levent Ünsal'ı örnek gösteriyorlar.
Ünsal, radyoda şarlatanlık yapmanın ve komik olmanın çok kolay olduğunu, çünkü argo konuşmanın bile bizim insanlarımızı güldürmeye yettiğini savunuyor. Ünsal, radyocuların 'Halk bunu beğeniyor' mantığıyla hareket etmesini eleştirerek sözlerini şöyle bitiriyor: "Aslında halk bunu istemiyor. Bir silah var elimizde; adı mikrofon. Yanlış gördüğüm herşeye bu silahla ateş edebilirim. Radyodan bu tip yayın yapan insanlara da mikrofonumla karşı koyabilirim."

Namı diğer Cem Nadiran, ya da tanınan adıyla 'Funcky C'. Power FM'in dört senelik DJ'i. Radyoya 1993'de Power FM'in DJ yarışmasında şampiyon seçilerek başlamış. 29 yaşında olmasına rağmen, 14 yıldır klüplerde DJ'lik yapıyor. Radyodan dans ve undergraund müziklerini tanıtmaya dikkat ediyor. Dinleyici profilini, "Gece dışarı çıkmayı seven, hafta sonları partilere giden, 16 ile 35 yaş arası insanlar" olarak tanımlıyor. Spor yapmak ve köpeğiyle koşmak en büyük zevkleri arasında. Funkcy C, gece hayatından uzak duruyor. Ender çıktığı zamanlarda Pasha ya da Zihni'yi tercih ediyor. Bu arada Funkcy, piyano ve akordiyon çalıyor. Bir süre sonra da bir albüm çıkartmayı planlıyor.

Yarın: Radyonun kızları

Onu 'Komutan Sezgin' adıyla tanıyoruz. Power FM'in trafikteki gözü kulağı, hatta eli ayağı... Yol durumundan, flaş haberlere kadar her yerde 'Komutan Sezgin' var. Trafikte verilen hediyeleri de unutmamak lazım. Komutan Sezgin, aslında Power FM'in 'Noel Babası'. "Trafikte hiç tanımadığın insanları sevindirmek çok hoşuma gidiyor. Hediye veremediğim zaman üzülüyorum. Bazen, sırf hediye verebilmek için 10 km takip ettiklerim oluyor" diyen 'Komutan', hayatın her yanını şeffaf yaşamaktan yana.

RADYO 5'in başka bir programcısı Hadi Elazzi, Boğaziçi Üniversitesi'nde öğrenciyken 'Radyo Boğaziçi'ni kurmuş. Sonra çeşitli radyolarda çalışmış. Şimdi Radyo 5'te görevini 'Yeni parçaları getirip bilgisayara yükleyen kişi' olarak tanımlıyor. Hadi'yi hayata bağlayan tek şey müzik, para ve lüks yerine; fazla insan tanıyıp, kültürlerini görmek istiyor. Hadi, "Radyocular popüler olmak ister. Bense, programım benim önümde olsun diye çabalıyorum" diyor. Doyumsuz insanlardan nefret ediyor.