26.10.2015 - 15:34 | Son Güncellenme:
Beyin-Omurilik-Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Gökhan Özçınar “ Belirsizlik sonucu oluşan stres zihni çok meşgul eder. Vücudun yükünü taşıyan kasların gevşemesi için uyku, uyku içinde huzur gerekir. Huzursuzluk kalitesiz uyku, kalitesiz uyku yorgun kas, yorgun kas ağrı, ağrı da tahammülsüzlük demektir. Sonuçta; yorgun kas zamanla fıtığa dönüşür.” dedi.
Tüm gün vücut yükünü taşıyan kasların gün sonunda dinlenmesi gerekir. Kasların dinlenmesi uykuda olur. Huzur içerisinde dalınan uykuda ancak kaslar dinlenir. Zihin rahatlamayınca kaslar gevşeyemez. Kaslar gevşeyemeyince kaliteli uyku olmaz. Ertesi gün kaslara aynı yük tekrar yüklenir, dinlenemeyen kaslar güne yorgun başlar.
‘Kısa bir süre öncesine kadar yaşlılık hastalığı olarak tanımlanan fıtık şimdilerde genç yaşlara indi nedeni yorgun kaslar, kasları yoranda stres’ diyenBeyin-Omurilik-Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Gökhan Özçınar sözlerine şöyle devam etti:
“Yorgun kaslar etrafındaki iskeleti iyi tutamaz. Sorunlar yaşanmaya başlanır. En sık yaşanan sorun omurgadadır. Çünkü insandan başka dik duran omurga yoktur. Omurgayı dik tutan kaslar dinlenemediği için zaman içinde yorgun düşer, kemik yapısında bir süre sonra kireçlenme adı verilen deformasyonlar yani şekil bozuklukları oluşur. Kaslar iyi tutamadığı için kemikler arasındaki kıkırdak doku yerinden çıkıp sinire baskı yapmaya başlayınca bel, boyun, sırt ağrıları görülür.
Stres toplumu fıtık etti…
Stres boyun ve belin tutulmasına sebep olur. Yakın bir geçmişe kadar yaşlılık hastalığı olarak tanımlanan boyun düzleşmesi, bel veya boyun fıtığı artık gençlerde yaygın şekilde görülmeye başladı. Çünkü gençlerde okul, sınav, iş ve en önemlisi ekonomik endişeler yoğun yaşanıyor. Meslek seçimi yeteneğe göre değil de alınan sınav puanına göre yapılmak zorunda kalınıyor. Genç sevmediği mesleği öğreniyor.
Mezun olunca iş arıyor. Sonuç…? Gerilen kaslar tutulup, bel-boyun bölgesinde dayanılmaz ağrılar başlar. Yorgun kaslar omurgayı tutmayınca diskler bombeleşmeye başlar ve omuriliğe baskı yapar. Hem baskının oluşturduğu tahriş ağrıları hem de o basıların omuriliği aşındırması ile beyin denilen pilden, vücuda gövdeye kola bacağa giden sinirin aşınması ve voltajın düşmesine bağlı olarak his, güç, yetenek kayıpları ortaya çıkar.
Kas-iskelet sistemi için 5 önemli ŞART!
1-Stresle başa çıkmayı öğrenmek. Kişi şartları değiştiremediğinde sinirli, sinir sonrası tahammülsüzlük, tahammülsüzlük sonrasında ise şiddete yönelir. Bugünkü toplumumuzda maalesef tahammülsüzlük ve hoşgörüsüzlük en üst düzeyde. Bunun bir şekilde düzeltilmesi gerekir. Gergin insan gergin kaslar demektir. Gergin kas sonrasında bel ve boyun tutulması sonrasında ise fıtık, oluşabilir. Ayrıca psikoloji-ağrı arasındaki doğru orantılı ilişkiyi de dikkate almak gerekir. Psikoloji bozuk olunca ağrı artar, ağrı artıkça psikoloji bozulur, tahammülsüzlük artar.
Ağrı yokken hoşgörüyle karşılanacak bir olay, sinir patlamasıyla sonuçlanabilir. Stresten en çok etkilenen üç organ vardır. Bir baş, iki bel ve boyun, üçüncüsü de mide. En kalıcı olanı bel ve boyun ağrılarıdır. Çünkü kireçlenme ile başlayan hastalığın bir sonraki aşaması fıtıklaşmadır. Fıtık zaman içinde ameliyatla, ve hatta platin takılmasıyla sonuçlanabilir. Binanın yıkılmaması için gerekli önlemleri zamanında almak gerek. Yaşlılık dönemi hastalıkları artık genç yaşlara indi. Hasta gençlik demek; iş gücü kaybı, ekonomik kayıp demektir.
2- Kilo vermek. Obezite çağının yaşandığı bir dönemde tabii ki öncelikli hedef iskeletin taşımak zorunda kaldığı kiloyu azalmaktır. Dengeli ve sağlıklı beslenmek şart.
3-Klimayı doğru kullanmak ve cereyandan sakınmak. Terli terli klimanın karşısına geçip serinlemek veya cereyanda kalmak kas tutulmalarına sebep olur.
4-Hareket ve spor. Bedenimize ihanet etmeyelim. Hareket edelim, spor yapalım özellikle de yüzelim. Suyun kaldırma kuvveti vücudun yükünü hafifletir, kol ve bacak hareketi kasların çalışmasını ve rahatlamasını sağlar.
5- Öndeki ağırlığı azaltmak. Ağırlık taşınması gerekiyorsa, kucaklayıp omurgaya yakın ya da ağırlık sağ ve sol da eşitlenerek taşınmalıdır.