Karşılaştığı doktor hayatını değiştirdi! 'Diğer ihtimaller ölümden daha korkutucuydu'
9 yaşından bu yana kalp hastası olan 22 yaşındaki Ceren Yılmaz, 16 yaşında tedavisini yarıda bıraktı. Ta ki depremden sonra yardım için gittiği Hatay'da ağrıları yeniden başlayana kadar. Onun için tek seçenek ameliyat olmaktı. "Eğer işler plandığı gibi gitmezse ömür boyu kalp piline ihtiyaç duyabilir, felç kalabilir, en kötü ihtimalle ölebilirdim" diyen Ceren'in hayatını ise karşılaştığı bir doktor değiştirdi.
Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr - Bulgaristan göçmeni bir ailenin kızı olan 22 yaşındaki Ceren Yılmaz, 5 yıl ailesiyle birlikte Hollanda’da yaşadı. 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş depremlerinden 1 yıl önce dünya turuna çıkan Ceren Yılmaz, Asya bölgesindeyken Türkiye’de deprem olduğunu öğrendi ve yardım için Hatay’a geldi. Depremin üzerinden 3 ay geçtikten sonra yardım bölgesindeyken ağrıları yeniden başlayan Ceren, deprem bölgesinde bir doktorla tanıştı ve bu doktor problemin üzerine gitmesi için onu cesaretlendirdi. Doktor, İzmir’e geri döndüklerinde Ceren’i çalıştığı hastanesine davet edip tetkikleri yaptı daha sonrasında genç kadının ameliyat olması gerektiğine karar verildi. "Bana kalmış olsaydı ne üzerine düşecektim ne de ilaçlarımı kullanacaktım. Zaten uzun bir süre önce de bırakmıştım" diyen Yılmaz, "Depremden sonra Hatay'a gelmem ve şu anda hayatımda olan doktorla tanışmam, evrenin yaptığım iyiliklerin karşısında kayıtsız kalmamasıydı benim için" diye konuştu.
'DİĞER İHTİMALLER ÖLÜMDEN DAHA ÇOK KORKUCUYDU'
Genellikle aritmi tedavileri için uygulanan ablasyon yöntemi çok sık yapılan ve tecrübeli ellerde yüzde 80 oranında başarı gösteren bir işlem. Fakat komplikasyon gerçekleşirse ömür boyu kalp piline ihtiyaç duyabilir, felç kalabilir, en kötü ihtimalle ise hayatınızı kaybedebilirsiniz. Ceren Yılmaz, tetkikler yapıldıktan sonra panikle iyi bir doktor aramaya başladı. 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde çok önemli profesörlerin olduğunu biliyordu ancak yoğunluklarından dolayı onlara bir türlü randevu bulamadı. Ceren de profesörün ekibinde olan Doç. Dr. Oğuzhan Ekrem Turan’a randevu aldı.
"Bana görüşmede tekrar komplikasyonlardan bahsetti" diyen Ceren Yılmaz, "Korkmuştum, felç kalmak ya da ömür boyu kalp piline ihtiyaç duymak beni ölümden daha çok korkutuyordu. Ne de olsa bunların hepsi sadece prosedür gereği anlatılması gereken şeylerdi. Ben de bu prosedürleri dinledim ve çok korkmama rağmen düşük bir ihtimal olduğu için güzel geçeceğine inanmak istedim. Fakat ameliyat günüm geldiğinde 1000/1 komplikasyonlardan bir tanesi maalesef beni buldu" diyerek şöyle devam etti:
"Ameliyat uyanık yapılıyordu ve ben ameliyathanede yaşadıklarımın hepsine tanık olmak durumdaydım. Kalbimdeki problemli hücrelerim çok fazlaydı ve hayati noktadaydılar. Epikriz raporumda aort damarıma tam 3 mm yakınlıkta olduğu yazıyor. Bu korkutucu. Operasyonda her yakımda acı çekiyor fakat nefes alamıyordum. Doktorlarım ameliyat boyunca derin nefes almayı yasaklamıştı. Bir süre sonra Oğuzhan hocam büyük ölçüde temizlemişti ama hayati noktalara dokunmadı. Genç olduğum için risk almak istemedi ve ameliyatı burada durdurmaya karar verdi. Bir süreliğine ortadan kayboldular, geri gelmelerini beklerken içeriye bir anda Prof. Dr. Emin Evren girdi. Apar topar ameliyat önlüğü giydirildi ve başıma oturup ameliyatımı devraldı. Benim ise şaşkınlıkla olup biteni izlemek ve nefesimi tutmaya çalışmak dışında elimden bir şey gelmedi, randevu bile bulamadığımız doktor ameliyatımdaydı."
'O AN KURTULDUĞUMU ANLADIM'
Tam da bu kritik anda doktorlar Ceren’e derin nefes almaması gerektiğini söyledi. Onlara yardımcı olabilmek ve bu odadan felç ya da ölü olarak çıkmamak için olabildiğince paniğini bastırmaya çalıştığını ve derin nefes almadığını anlatan Ceren, "Dakikalar sonra başka bir doktor başıma gelip yeni kalbimle nasıl hissettiğimi sordu. O an kurtulduğumu anladım. Oğuzhan Hoca'nın almadığı riski o sırada ameliyatımı izleyen Emin Hoca almaya karar vermişti" diye devam etti.
"Öleceğinizi düşünmemeye çalışarak bir operasyona pozitif kalmak gerçekten çok zor. Sanırım ameliyat esnasında derin nefes alamamak beni en zorlayan şeydi. Özellikle de aileniz sizden binlerce kilometre uzaktaysa. Ameliyattan bir gün önce annem geldi. Ameliyat günü ise babam hastanedeydi. Yetişmişti hepsi. Onların duaları hep benimle birlikteydi."
Hastalığa karşı savaşmak yerine kabullendiğini ancak bu düşüncenin doğru olmadığını zaman içinde fark ettiğini söyleyen Ceren Yılmaz, "Pes etmek sizin için ne demek bilmiyorum ama ben geleni de gideni de kabullenmiştim sadece. Bu hastalık benimleydi ve Azrail ile savaş olmazdı. O bir gün çelme takana kadar ben hayata karşı koşmaya devam edecektim. Ancak öyle olmadı, yolumu değiştirdim. Çelme yiyebileceğim bir köşe yok artık. Hayat işte bu şekilde hiçbir şeyi ertelememeyi öğretiyor insana" diye konuştu.
'KÜÇÜCÜK BİR ŞÜPHENİZ VARSA BİLE DOKTORA GİDİN'
"Siz benim gibi öyle geleni de gideni de kabullenmeyin. Küçücük bir kitleden bile şüphelenseniz asla ertelemeyin, doktorunuzun yolunu tutun’ diye konuşan Ceren Yılmaz, “Şifayı alternatif tıpta değil, bilimde arayın. Her zaman bulamasak da mutlaka bir yol vardır. Belki de biz bu yolun ya altından ya üstünden gidiyoruzdur. İhtiyacınız olan tek şey bir kılavuz" dedi.
"Hayatınıza bazen bazı insanlar girer, bazı teklifler gelir ya da ayaklarınız o gün başka bir yoldan gider. Onlar size gönderilen kılavuzlardır" diyen Yılmaz, "Evrene iyilik gönderin. Ne yapar eder o bir şekilde size geri döner. Şu anda doktorlarımın deyimiyle saat gibi bir kalbim var artık. Doğduğumda bile bu kadar iyi değildim. Artık gayet iyiyim. Atatürk’ün de dediği gibi, 'Beni Türk hekimlerine emanet ediniz'" diyen Yılmaz, sözlerini şöyle noktaladı:
"Yakın zamanda yarım kalan dünya turuma tekrardan çıkmayı hedefliyorum. Bıraktığım yerden, Asya bölgesinden başlayacağım. Daha sonra Güney Amerika’ya doğru yol alacağım. Bütün bunların hepsini paylaştığım bir sosyal medya hesabım var. Benim gibi kalp hastası olan ve durumunu erteleyen birçok insanla tanıştım. Birçok kişi videolarım sayesinde cesaretleniyor. Sanırım artık gittiğim yerlere umudu ve ikinci şansların varlığını da götüreceğim."
