31.05.2021 - 10:59 | Son Güncellenme:
Omurga Sağlığı, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Alanay “Omurga eğriliği, en sık olarak ergenlik çağında ortaya çıkar. Büyüme devam ettikçe eğrilikler de ilerlemeye devam eder. Özellikle ergenlik büyüme atağı sırasında 2-3 aylık dönem içerisinde hafif ve orta sınırlarda olan eğrilikler orta ve ileri düzeylere ulaşınca tedavi, zorlaşabiliyor ve tek çözüm füzyon cerrahi tedavisi oluyor. Pandemi şartları nedeniyle hastaneye gitmekten çekinen aileler, skolyoz genellikle ağrı da yapmadığı için, beklemeyi tercih edebiliyorlar. Halbuki geçen zaman omurga eğriliklerinin ilerlemesine ve ameliyatsız veya hareketi koruyan ameliyat tedavileri için altın pencerenin kapanmasına neden olabilir. Bu nedenle skolyoz şüphesi oluştuğu anda, çok vakit kaybetmeden uzman görüşü alınması ve ilerleyici skolyozun erken teşhis edilerek tedavisinin yapılması önemlidir” diyor. Küçük ve orta derecelerde yakalanan skolyozlar korse, egzersiz ve füzyonsuz hareketi koruyan cerrahi tedaviler ile durdurulabileceği için erken teşhis önemlidir” diyor.
1. Skolyozda erken teşhis fayda sağlamaz
Doğrusu: Bu düşünce, günümüzde artık geçerli olmayan korsenin başarısız olduğu düşüncesine ve tek tedavinin füzyon cerrahisi (omurların vida ve çubuklarla birbirine sabitlenmesi ve bu bölgede hareketin ve büyümenin ortadan kaldırılması) olduğuna dair kanaate bağlı olarak gelişmiştir. Ancak son yıllardaki veriler, erken başlanan ameliyat dışı tedaviler ile (korse ve skolyoza özgü fizik tedavi egzersizleri) eğriliklerin kontrol altına alınabildiğini göstermiştir. Ayrıca füzyonsuz omurga cerrahisi (bant ile gerdirme; vertebral body tethering, VBT) giderek yaygınlaşmaktadır. Bant ile gerdirme tekniğinin başarısı uygun hasta seçimi ve ideal zamanda uygulamaya bağlıdır. Tüm bu nedenlerden dolayı erken teşhisin önemi giderek artmaktadır. Erken tanı, daha fizyolojik tedavi yöntemlerine olanak sağlamaktadır.
2. Bazı sporlar skolyoza neden olur, bazıları skolyozu önler
Doğrusu: Herhangi bir spor ile hobi düzeyinde veya profesyonel olarak ilgilenmenin skolyoz sıklığını artırdığına dair bir veri yoktur. Benzer şekilde, sportif aktiviteler ile uğraşarak kas gücünü artırmanın skolyozun oluşumunu veya ilerlemesini engellediğine veya skolyozu iyileştirdiğine dair de yeterli kanıt bulunmamaktadır. Fakat duruş kaslarının güçlenmesi, genel olarak, omurga sağlığı için iyidir. Bunun yanı sıra, skolyoza özgü fizik tedavi egzersizlerinin, özellikle korse ile birlikte uygulanmasının, etkin olabileceğine dair bilimsel veriler mevcuttur.
3. Skolyoz ağrılı bir hastalıktır
Doğrusu: Hafif ve orta dereceli skolyoz eğrilikleri ağrıya neden olmaz. Omurga dizilimi düz veya eğri olan bireylerde omurga ağrısının en sık sebebi, mekanik ağrı olarak ifade edilen, kas gücü zayıflığına bağlı ortaya çıkan kas yorgunluk ağrısıdır. Skolyoz derecesi önemli ölçüde ilerlerse ağrıya sebep olabilir. Ancak her sırt-bel ağrısı skolyozun ilerlediği anlamına gelmez. Benzer şekilde, skolyozlu bireyler erişkin hayata geçtiklerinde ve eğriliğe ve yaşa bağlı kireçlenme bulguları ortaya çıktığında da ağrı meydana gelebilir.
4 .Skolyozda korse tedavisi işe yaramaz
Doğrusu: Korse günümüzde hala el emeği ve ustalık ile yapılan bir üründür. Günümüzde etki mekanizması birbirinden farklı çok sayıda korse tasarımı bulunmaktadır. Bu nedenle, geçtiğimiz yıllar içerisinde korsenin başarısı hakkında çelişkili sonuçlar yayınlayan makaleler olmuştur. Fakat daha güncel olarak Amerika ve Kanada Sağlık Bakanlıkları tarafından desteklenen bir çalışmada korse tedavisinin etkinliği kesin olarak gösterilmiştir. Korse tedavisinin en başarılı olduğu aralık 20 ile 45 derece arasındaki eğriliklerdir. Korsenin en önemli etkisi, ameliyata gidiş oranlarını önemli ölçüde azaltmasıdır. Bunun haricinde korseden beklenen en temel fayda eğriliğin ilerlemesinin önlenmesidir. Daha az sıklıkla eğriliklerde iyileşme yönünde azalma görülebilir.
5 .Skolyoz ameliyatı olmuş bireyler spor yapamaz
Doğrusu: Modern enstrümantasyon teknikleri ve implantlar ile ameliyat bölgesinde füzyon sağlanmaktadır. Bu nedenle kemik ve vidaların kaynaması tamamlandıktan sonra füzyon ameliyatı olmuş bireyler spor yapabilirler. Genellikle ekstrem sporlar dahil her türlü spor yapılabilmekle birlikte, füzyon ameliyatı sonrası yapılması uygun sporlar ameliyatın seviyesine göre değişiklik gösterebilir. Bant ile gerdirme yöntemi ise füzyonsuz bir işlem olup, kemik kaynaması beklenmediği için ameliyattan sonra erken dönemden itibaren her türlü sportif faaliyet yapılabilmektedir.
6. Kötü duruş skolyoza neden olur
Doğrusu: Kötü duruş, uygunsuz pozisyonlarda oturma ve ağır okul çantası taşımanın skolyozu başlatıcı yönde etki yaptığına dair yeterli bilimsel kanıt yoktur. Fakat omurgada simetrik olmayan yük dağılımına neden olan durumlar, bir kez ortaya çıkmış ve başlamış olan skolyozun ilerlemesine zemin hazırlayabilir. Skolyozun varlığından, oluşmasından ve ilerlemesinden bağımsız olarak, kötü duruşta uzun süre kalmak, yanlış oturmak ve ağır yükleri asimetrik olarak taşımak genel olarak omurga sağlığı açısından da zararlıdır.
7. Skolyoz sıklığı son yıllarda çok artıyor
Doğrusu: Yıllar içerisinde, özellikle de sosyal medya sayesinde, skolyoz farkındalığı artmış ve bu sanki skolyoz sıklığı artmış gibi bir kanı yaratmıştır. Oysa skolyozun görülme sıklığı dünyanın değişik bölgelerinde benzerdir ve son yıllarda değişmemiştir. Dünya genelinde yaklaşık yüzde 3 oranında görülür. Ülkemizde ve yurt dışında yapılan güncel çalışmalar da benzer oranlara işaret etmektedir. Skolyoz ile ilgili toplumsal farkındalık artışı, erken teşhisi ve dolayısıyla tedavide başarıyı artırmıştır.
8. Skolyoz anne-babadan çocuğa geçen genetik bir durumdur
Doğrusu: Genetik ya da kalıtsal hastalıklar, ebeveynlerden bir sonraki kuşağa kromozomlar ve DNA yolu ile aktarılır. Skolyoz için bu tabir tam olarak doğru değildir. Birebir aynı genetik yapıya sahip tek yumurta ikizleri üzerinde yapılan çalışmalar bir ikiz eşinde skolyoz varsa, diğer ikiz eşinde skolyoz olma ihtimalinin yüzde 70 civarında olduğunu göstermiştir. Bu durum genetik faktörlerin yanı sıra çevresel etkenlerin de skolyoz gelişimindeki önemini ortaya koymaktadır. Tüm veriler bir arada değerlendirildiğinde sebebi bilinmeyen skolyozların büyük kısmının kalıtsal olmaktan ziyade rastlantısal olarak ortaya çıktığı görülmektedir.
9. Skolyozda cerrahi tedavi 18-20 yaşına kadar yapılamaz
Doğrusu: Skolyozun her yaşa uygun bir cerrahi tedavi uygulaması vardır. Büyüyen çocuklarda öncelikli olarak cerrahi olmayanlar seçilir, ancak bu yöntemlerle her zaman başarı sağlanamamaktadır. Böylesi durumlarda büyümenin bitmesi beklenirse eğrilikler çok ileri derecelere kadar kötüleşebilir ve ameliyatları daha zorlu ve riskli hale gelebilir. Bu nedenle, ameliyatsız tedaviye yanıt alınamadığı durumlarda büyümeyi durdurmayan, destekleyen (büyüyen çubuklar) veya büyümeyi yönlendiren (bant ile gerdirme; vertebral body tethering, VBT) cerrahi tedavilerin uygulanması ile eğrilikler kontrol altına alınır.
10. Skolyozlu bireyler hamile kalamaz ve doğum yapamaz
Doğrusu: Skolyozlu bireyler, hangi tip tedavi uygulanmış olursa olsun (cerrahi veya cerrahi olmayan) istedikleri sayıda hamilelik yaşayabilir ve hem normal doğum hem de sezaryen ile çocuk doğurabilirler. Tedavi olmamış veya geç tedavi edilmiş çok ileri eğriliklerde, akciğer ve kalp sorunları başlamışsa, skolyozlu bireyler hamile kalmadan önce doktorlarına danışmalıdır.
Çocuğunuzu zaman zaman kontrol edin!
Prof. Dr. Ahmet Alanay, anne-babaların hızlı büyüme dönemindeki çocuklarını sık olarak kontrol etmesi gerektiğini belirterek “Skolyozda omuz ve bel asimetrisi, öne eğilince sırt veya belin bir tarafında oluşan kabarıklık gibi klinik bulguları vardır. Her ne kadar, skolyozu başlatan sebep bilinmese de skolyozun nasıl ilerlediğinin biyomekanik temelleri aydınlatılmıştır. Bu nedenle çocukları zaman zaman kontrol etmekte fayda var. Eğer şüpheli bir durum varsa mutlaka hekime vakit geçirmeden danışmak gerekiyor” diyor.