03.06.2015 - 14:57 | Son Güncellenme:
Terleme ile su ve vücudumuz için gerekli sodyum, potasyum gibi tuzları da kaybederiz. Böbreklerimiz kaybettiğimiz su ve tuzları vücutta tutmaya çalışır, damarlarımızı büzer, darlaştırır. İstanbul FlorenceNightingale Hastanesi, İç hastalıklar ve kardiyoloji uzmanı Dr. Hayri Parlar yaşanan tüm bu etkilerin sonucunda dolaşıma ve kalbe daha çok yük bindiğine dikkat çekiyor. İşte cevaplanması gereken sorular…
Peki nasıl hareket edelim?
1-Sıcak hava ve terleme ile su ve tuz kaybettiğimizde kanın akışkanlığı azalır, yoğunluğu artar. Böylece kan daha kolay pıhtılaşır ve damar tıkanıklığı sonucu oluşan kalp krizi riski artar.
2-Yüksek tansiyonu, kalp yetersizliği, kalp damar tıkanıklığı ya da ritim bozukluğu olanlar bu nedenlerle sıcak havalardan en fazla etkilenebilecek hastalardır.
3-Göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, bayılma hissi, bulantı, soğuk terleme gibi şikayetleri olan hastaların mutlaka acile ya da doktorlarına başvurması gerekir.
4-Daha çok yüksek tansiyon ve kalp yetersizliği olan hastaların kullandıkları idrar söktürücü özelliği olan ilaçlar vücuttan su ve tuz kaybına yol açarlar. Sıcak havalarda terleme ile de su ve tuz kaybettiğimizden bu ilaçlar tansiyon düşmelerine, aşırı sıvı kaybına, böbrek fonksiyonlarının bozulmasına neden olabilir. Bu ilaçları kullanan hastaların doktorları ile konuşarak doz ayarlaması yapmaları gerekebilir.
5-Yaz aylarında ağır yemeklerden, fazla yağ ve et tüketiminden uzak durulmalı, bol sıvı tüketilmesi atlamayın.
6 -Alkol, sigara ve fazla çay, kahve tüketimine dikkat etmenin zamanı geldi!
7-Kalp hastaları sıcak saatlerde mümkün olduğunca az hareket etmeli, ev içi ya da gölge bir yerde bulunmalıdır. Dışarı çıkmak gerekiyorsa geniş kenarlı şapka takılmalı, açık renkli, ince, bol giysiler tercih edin…
Kalp sağlığı için nasıl bir deniz ve tatil bölgesi seçelim?
Öncelikle kalp hastalarının tatil öncesi doktor kontrolünden geçmeleri ve gerekiyorsa ilaçlarında düzenleme yapılması önemlidir.
Tatil için en uygun yerler düşük sıcaklık ve nem oranı olan bölgelerdir. Deniz tatilinden vazgeçmek zor, ancak karasal iklime sahip yaylalar gibi iç bölgeler nem açısından yaz için en uygun yerlerdir. Deniz tatili için Antalya gibi akdeniz sahilleri yerine Ege sahilleri daha az nem ve sıcaklık nedeniyle tercih edilebilir.
Yüzerken ve denize girerken nelere dikkat etmeliyiz?
Güneş ışınlarının dik olarak geldiği 11-16 saatleri arasında hem yüzmemek hem de güneş altında olmamak önemli. Sadece serinleme amacıyla yüzmeden deniz ya da havuza kısa süreli girilebilir.Bir şikayet olduğunda geri dönebilmek ve panik yapmamak için fazla açılmadan kıyıya paralel yüzülmeli
Sıcaktan bunaldıktan sonra vücut ısısı yüksek iken hızlıca değil, alıştıra alıştıra suya girilmeli, balıklama suya atlanılmamalı.Ani sıcaklık farkı damarlarda büzüşme ve kalp krizi riskini artırabileceğini unutmayın!
Sıcak saatlerde güneş altında olunacaksa geniş kenarlı şapka giyilmeli, olduğunca az hareket edilmeli,deniz kenarında bulunulacak ise yarı geçirgen şemsiye altında değil tam gölge sağlayan yerlerde veya ağaç altında dinlenilmeli
Klima kalp sağlığını nasıl etkiliyor?
Sıcak ve nemli havalardan kaçmak için klimalı ortamlar hepimizi rahatlatıyor, ancak bazı noktalara dikkat etmezsek sağlımıza ciddi zararlar verebiliriz:
Sıcak ortamlardan klimalı ortama özellikle de terli isek hızlıca geçmek hem kalp hastalarında kalp krizi riskini artırabilir hem de üşütme ve gribal enfeksiyonlara davetiye çıkarabilir
Klima ısısı en düşük 20 C olmalı ya da nem alma modunda çalıştırılmalı, klima fan ayarı, üfleme hızı düşük tutulmalı
Gece klima açık olarak uyumamalıyız!
Klima soğuk havayı üstümüze değil de tavana ya da yan duvarlara üfleyecek şekilde ayarlanmalı. Araçlardaki klimaların da insan yüzüne değil de ön cama ve ayak bölgelerine doğru yönlendirilmesi uygun olacaktır.
Klima bakımlarının yapılması özellikle enfeksiyonlar için önemli. Bazı mikroplar klima filtreleri gibi nemli bölgelere yerleşip ciddi solunum yolu hastalıklarına yol açabiliyor. Lejyoner hastalığı diye bilinen ve ölümcül olabilen zatürreye neden olan bir mikrobun en çok otel, alışveriş merkezi gibi kalabalık yerlerdeki klimalardan kaynaklandığını biliyoruz.
Kalp sağlığı için doğru beslenmenin adımları nelerdir?
1-Ağır, yağlı yemeklerden kaçınılmalı, bol sebze, meyve tüketilmeli, yağ olarak zeytinyağı, ayçiçek yağı gibibitisel yağlar tercih edin.
2-Az ve sık sık yemek yenmeyi unutmayın.
3-Haftada 2 gün kırmızı et, diğer günlerde balık ve tavuk tercih edilmeli. Kalp için omega-3 içeriği de olan balık en fazla önerdiğimiz et türü. Balık ve tavuk tüketirken yağlı olan deri kısmının yenmemesi ve kızartma yerine ızgara veya haşlama tercih edilmesi önemli.
4-Günde en az 2-2.5 litre( 10-12 bardak) su tüketilmeli. Soda, ayran gibi içecekler de tüketilebilir ama su en önemli sıvı kaynağı olmalı. Kalp, böbrek yetersizliği ya da yüksek tansiyon hastaları günlük tuz ve sıvı alımı konusunda doktorları ile görüşmeli. Bu hastalarda soda, tuzlu ayran tuz içeriği nedeniyle sakıncalı olabilir…
5-Hazır gıdalarda koruyucu olarak sodyum içeren kimyasallar kullanılıyor. Yerken çok tuzlu gelmese de vücudumuz için bu tuz anlamına gelmekte. Bu nedenle herkesin özellikle de kalp hastalarının tüketmemesinde fayda var.
6-Kola, kahve, demli çay kafein içeriği nedeniyle çarpıntı, ritim bozukluklarına neden olabilir veya tansiyonu etkileyebilir!
7-Alkol tüketimi sıcak havalarda kısıtlanmalı…
8-Kalp hastaları doktorları farklı şekilde önermedikçe az tuz tüketmeli, günde 2-3 gr tuzu geçmemeli, bu miktar tuz pratik olarak bir silme çay kaşığıdır. Bu kadar tuz da peynir, zeytin, ekmek gibi kendiliğinden tuzlu gıdalarla alınmaktadır. Bu yüzden yemekler hazırlanırken az tuzlu hazırlanmalı ve sofrada ek tuz atılmamalıdır.
9-Kurubaklagiller gibi lif oranı yüksek gıdalar tercih edilmeli. Beyaz ekmek yerine kepekli, tam tahıllı ya da tam buğday ekmeği kullanılmalı. Yüksek oranda lifli gıdalar ile beslenmenin kan kolesterol seviyesini düşürmeye katkısı olduğunu biliyoruz.