Tarih boyunca kadını kadın yapan özellikleri; gücü, bilgisi, yaratıcılığı, enerjisi, duyguları, sezgileri ile hareket etmesi kısıtlanmaya çalışılmıştı. Zaman içinde kadının kabiliyetleri kısıtlanmış ve sınırlandırılmıştı. En önemlisi kadının ruhu yağmalanmıştı. Kadın baskılanmış; pervasızca duyguları, yaşamı, kendisi olduğu her bir özellik yok edilmişti. Bununla kadının değişimi hedeflenmiş, yalnızca başkalarını memnun etme üzerine kurulu bir kadın yaratılmak istenmişti. Zamanla kadına doğal dengesinden çıkarak yavaş yavaş ruhlarını bırakmaları öğretilmişti. Herkesin her şeyi olması öğretilmişti…
Şimdi kadın; ruhları mühürlenmiş, parlaklığı göz almasın diye kararlıkta tutulan birer mücevher.
Oysa,
Huzur bir kadının ruhunda
Şefkat bir kadının ruhunda
Merhamet bir kadının ruhunda
Sevgi bir kadının ruhunda
Aşk bir kadının ruhunda
Güç bir kadının ruhunda
Dua bir kadının ruhunda
Aradığın her ne ise bir kadının ruhundaydı
İşte tam “O” boşluk bir kadının ruhu ile dolacaktı.
Onun içindir ki; kadın ruhlarını mühürleyenlerden anahtarı geri istiyor.
Ve kadınlar kendi dünyalarının derinliklerinde bulunan ruhlarını geri kazanacaklar.