Bu sabah uyanıp, yüreğimi yokluyorum. Yine oracıkta olan yüreğimin acısının 10 Kasım sabahı adı değişmiş.
Ve bu sabah Ata’ma sesleniyorum:
Ben bir hayal kuruyorum.
“Yalnız değilmişiz.”
Hayal bu ya, Ülkemde Eğitim iyileşmiş, öğretmenler hak ettikleri değeri görmüşler. Öğretmenler yeni nesli nitelikli ve kabiliyetli; Cumhuriyetin istediği gibi fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar olarak yetiştiriyorlarmış. Eğitim öğretmenler için kutsal, her çocuk için adilmiş. Senin dediğin gibi, öğretmenler Ülkemde insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıymış Ata’m.
Öğretmenler yalnız değilmiş Ata’m.
Dokunuyorum yüreğime hafiflemiş.
Hayal bu ya, Ülkemde kadınlara karşı yürütülen, aşılamamış olumsuz duygular, düşünceler ve davranışlar bitmiş. Kadınlar, fiziksel olarak ve zihinsel olarak özgürlermiş. Senin dediğin gibi, Kadınlar yerlerde değil, omuzlar üzerinde göklere yükseltilmeye layık görülüyormuş.
Kadınlar artık yalnız değilmiş Ata’m.
Hayal bu ya, Ülkemde çocuklar senin kurduğun Cumhuriyet ile ve cumhuriyetin yetiştirdiği öğretmenler ile fikri hür, vicdanı hür nesiller oluyorlarmış.
Çocuklar artık yalnız değilmiş Ata’m.
Hayal bu ya, Özel Gereksinimli Çocuklar ve aileleri artık kendilerini güvende hissediyorlarmış. Senin dediğin gibi herkes, her insanın engelli adayı olduğunu ve asıl engelin zihinlerde olduğunu anlamış, ayrımcılık ve dışlanma bitmiş.
Farklılıklarımızla birlikte özgürce ve güven içinde birlikte yaşıyormuşuz. Ülkemde Tersine kaynaştırma, bütünleştirici yaşam ile sorunlar çözüme kavuşmuş.
Özel Gereksinimli Çocuklar ve Aileleri artık yalnız değilmiş Ata’m.
Hayal bu ya Ata’m, yine bir sabah uyanıyorum yüreğimi dinliyorum, artık acımıyormuş.
Ata’ mızı ve bize bıraktığı yüce mirası sevgiyle anarak, üzerimize düşen görevleri yerine getirmek dileğiyle.
Huzurla uyu Ata’m.