Bazı ailelerden çocukları hakkında konuştuklarında şöyle cümleler duyuyorum: ''Bu çocuk benim umudum.'', ''Bakalım, geleceğimiz o bizim!'', ''O, iyi yerlere gelecek.'', ''Annesine, babasına bakacak.'', gibi.

Bu cümleler benim tüylerimi diken diken ediyor. Bu sebeple yazımda bu konuyu mercek altına alacağım.

Bir ailenin kalkınması demek, o ülkenin kalkınması demek. Peki bir ailenin kalkınması çocuklarına mı bağlı? Beş-altı yaşlarında oyuncaklarıyla oynayan bir çocuğa bakıp bu kadar büyük bir sorumluluk yüklemek çok ta iyi değil gibi. Peki sorun nerede başlıyor?

Haberin Devamı

Bu işin püf noktasını görememekle başlıyor. Püf nokta ise şu: Çocuk gözünden yetişkinlere bakmak.

Bir çocuk yetişirken, yetişkinlerden yeterlilik, destek, yüksek bilinç düzeyi, kararlılık, gerekli tüm imkanların sağlanmasını bekler.

Ancak 'tek umudum çocuğum' dediğiniz noktada, yetişkin olarak siz çocuğunuzdan, onun sizden beklediklerini bekliyor oluyorsunuz.

Eğer yukarıda saydığım dinamikler yoksa çocuk kimsenin umudu olmak zorunda değildir. Bu dinamikleri sağlamadan bir ailenin çocuk üzerinden kalkınması mümkün değildir.

Önce ebeveyn olmaya hazırlanan bireylerden bu dinamiklerin sağlanması beklenir ve sonrasında doğacak çocuğun biri on yapması tabii ki makuldur. Ancak bu durumda çocuk bir umut olmaktan çıkar ve artan bir değer devamlılığı oluverir.

Bu da kalkınmayı sağlar.

Psikolog/Yazar Seray Küçük

Online Psikolojik Danışmanlık: 05522682410

https://www.instagram.com/seraykucukkk/

https://psikologseraykucuk.weebly.com/