09.04.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
İhsan Dindar - milliyet.com.tr
Alanınızda ünlü bir doktorsunuz. Sizin konumunuzda olanların genelde iş dışında vakit harcayacakları bir hobileri olur. Ancak müzik sizin için hobiden de öte belli ki. Üçüncü albümünüze imza attınız. Müzikle ilişkiniz nasıl başladı? Bu yolculukta sizi etkileyen müzisyenler kimlerdi?
Çok erken yaşlardan itibaren müzik hayatımın en önemli parçalarından biri ve özellikle şarkı yazmak, benim için neredeyse günlük doğal bir eylem oldu Caz müzisyenlerinden çok etkilendim. Charlie Parker, Miles Davis, gibi isimler nefesli çalgılara, özellikle saksafona ilgi duymama neden oldu. Gitar ve piyano şarkı yazarken çok eskiden beri yanı başımda olan enstrümanlar. Şarkı yazma biçimimi en çok etkileyen müzisyenler Michael Franks ve Sting olmuştur. Eric Clapton da çok dinlediğim bir müzisyendir.
Albümünüzün ismi 4 Mevsim 1 Hikaye. Mevsimler tarih boyunca pek çok besteciye ilham olmuştur. Peki siz neden mevsimleri seçtiniz?
Yıllar önce “buzdan hayaller”i yazmıştım. Bir kış hikayesiydi. Daha sonra bir yaz, “boş zamanlar” ortaya çıktı. “Derin Nefes” sonbaharı anlatan bir şarkıydı. Bunlardan gelen esinlenme bana bir ilkbahar şarkısı da yazdırdı ki onun adı da “unutulmuş aşklar mevsimi oldu. Her biri ayrı şehirde yaşanan tek bir hikayeyi anlatıyor. Bu nedenle albümün ismi 4 mevsim 4 şehir mi yoksa son hali gibi 4 mevsim 1 hikaye mi olsun diye epeyce düşünmüştüm. Son enstrümantal parçaya Celil’in şarkılarda geçen hikayeden hissettiklerini okumasıyla albümün ismi şekillendi. Yani süreç doğal gelişti.
Vivaldi’nin Yazı’nı hüzünlü bulan biri olarak benzeri bir durumu sizin albümde de ilkbahar mevsimini anlattığınız “Unutulmuş Aşklar Mevsimi” bestenizde hissettim. Mevsimlerin ruh halinizdeki yansımalarını öğrenebilir miyiz?
“Hüzün” kelimesi genelde çok negatif yansımaz. İçinde biraz kabul etmişlik barındırır ki çoğu zaman “neşe” ile birlikte yaşanabilir. Yani mevsimlerin, dolayısı ile güneşin, yağmurun, karın, açan çiçeklerin kokusunun üzerimizde yarattığı etkiler bu iki duyguyu ayrı ayrı ya da birbirine çok yaşatabilir. Benim şarkılarımda bunların etkileri vardır belki de...
Artık daha az rastladığımız, bir bütünlük arz eden türden bir albümle dinleyicinin karşısına geçtiniz. Albümünüzü dinlemeye başlayacak olanlar neyle karşılaşacaklar?
Klasik bir eser dinler gibi şarkıların hepsini arka arkaya dinleyecekler. Hikayeyi öğrenip sonra yine dinleyecekler. Melodi ve sözlerin akışı içinde kendi hikayelerinden bir şeyler bulacaklar.
Önceki iki albümünüzün aksine bu albümünüzde beş beste bulunuyor. Kimi zaman bu durum yapımcıların çekinceleriyle karşılaşıyor. Sizde nasıl gelişti bu süreç?
Konsept albüm olduğu için hiç yadırganmadı. Eminim birçok sanatçıya örnek olacak ve sayısı artacak bu tip albümlerin.
4 Mevsim 1 Hikaye albümünde alanında en iyi isimlerle çalıştınız. Tüm bu isimleri bir araya getirmek zor olsa gerek. Bunu nasıl başardınız? Bu isimlerle çalışmak nasıl bir duygu?
Bu şans bana ilk albümden itibaren geldi. İlk albümün aranjörü Cem Erman çok özendi ve gerçekten tek tek alanımda en iyileri seçerek albümü tamamladık. Piyanist Burçin Büke ilk albüm “Aşk Bekler mi?” Den başlayıp “amorf” la ve şimdi “4 mevsim 1 hikaye” ile devam eden süreçte hep oldu ve birlikte hep süper müzisyenlerle çalışmaya devam ettik. Tecrübeleri ve yetenekleri yanımda, şarkıları da iyi hissediyorlar ve her biri bir şey katıyor. Tarifsiz bir mutluluk tabii ki onlarla çalışmak.
Gelecek için yeni bir müzikal planınız var mı? Mevsimlerin ardından ne gibi bir beklenti içersinde olabiliriz?
Kısa aralıklarla yeni çalışmalar geliyor. Celil Nalçakan’la bir albüm tamamlıyoruz. Genelde konsept albümlerle devam edecek.
ihsan.dindar@milliyet.com.tr