19.09.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
İhsan Dindar - İstanbul
21 Eylül'de Kapadokya'dan başlayacağı "Beethoven'dan Rock'a" turnesiyle Türkiye'yi dolaşacak olan Ayşe Deniz Gökçin 22 Eylül'de Ankara, 28 Eylül'de İzmir ve 6 Ekim'de İstanbul'da birer konser verecek Turne öncesi Ayşe Deniz Gökçin ile hem daha önceki projeleri hem de yeni hazırlıkları üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.
Müzikseverler sizi Pink Floyd şarkılarına kattığınız Liszt yorumunuzla tanıdı. Sonrasında da Nirvana Project geldi. Klasik müziği rock ile bir araya getirme fikri ortaya nasıl çıktı?
Ben hiçbir zaman sadece klasik müzik dinlemedim ve bütün amacım kendi sevdiğim diğer müzik türlerini de piyanoda çalabilmekti. Rock muzik de klasik gibi çok felsefi ve anlamlı olduğu icin bu ikisini birleştirerek hem klasik müziği gençlere tanıtmış oldum hem de rock müziğini çalarak sahnede mutlu ve dürüst olabildim!
Pink Floyd ve Nirvana yorumlarınız klasik müzik ve rock camiasında ne yönde tepkiler aldı?
Klasikcilerden çok Rock’çıların ilgisini cekti diyebilirim. Birden bana yüzlerce mesaj gelmeye başladı: “Bize Franz Liszt’i tanıttığın icin çok teşekkürler” “klasik müzik hiç boyle dinlememiştim”, “piyanoyu bırakmıştım tekrar başladım” ve “arkadaşım Pink Floyd hastası, beyin ameliyatı geçirdikten sonra senin albümünü hediye etmek istemiyorum, imzalaman mümkün mü?” gibi. Bunlar muhteşem anlar oluyor; insanların hayatlarını fark etmeden etkileyebilmek sanırım işimle ilgili en sevdiğim özellik!
Hem klasik hem de çağdaş müzikten beslenen biri olarak size en çok ilham veren müzisyenler kimdir?
Klasikte: Martha Argerich icracı olarak; Max Richter, Chilli Gonzalez, Fazıl Say, Yann Tiersen ve Ludovico Einaudi. Besteci olarak; Red Hot Chilli Peppers, Nirvana, Pink Floyd, Billy Joel, MJ, Coldplay gibi saymakla bitmeyen muzisyenler.
Piano Playlist no.1 isimli albümünüzde Suriyeli çocuklara adadığınız besteleriniz var. Bu besteleri yaparken neler hissettiniz?
Bu besteyi yaparken Türkiye-Yunanistan kıyılarında yaşanan kazaları ve ölümleri, bunların çocuklarda yaratacağı acıları düşünüyordum. Çok acı bir global sorun...
Genç bir piyanist olarak pek çok ödül kazandınız. Bundan sonraki süreçteki hedeflerinizi nasıl tanımlarsınız?
Birçok albüm çıkartıp her yerde icra etmek istiyorum. Yeni bir Michael Jackson caz albümüne başladım mesela. Bunun yanısıra minimalist besteler ve elektronik artistlerle çalısmaya devam etmek istiyorum. Bu yıl da Covers & Originals ve Beethoven Şenses albümlerim çıkacak.
Uzun soluklu turneler gerçekleştiriyorsunuz. Bu yorucu tempoda en büyük motivasyonunuz ne oluyor?
Evet o kadar yorucu ki piyanodan üç fıtığım ortaya çıktı. Bu benim için bir uyanış oldu ve vücuduma daha çok önem vermem gerektiğini anladım. Yüzmeye gitmek benim yeni bir hobi oldu. Ama tabii devam ettirmek zor.
Önümüzdeki günlerde Beethoven’dan Rock’a isimli projenizle Türkiye turnesi yapacaksınız. Bize projenizin içeriğinden bahsedebilir misiniz?
Öncelikle uzun zamandır böyle bir turnem olmadığı için şu an cok mutluyum. Konserlerde Beethoven’dan Rock’a içinde her tarz eser olacak. İsteyen Pink Floyd, isteyen Coldplay, isteyen de Beethoven dineleyebilecek.
Türkiye turnesi nereleri kapsıyor? İzleyicileri nasıl bir konser dizisi bekliyor?
Kapadokya, Ankara, İzmir ve İstanbul ve Lefkoşa’da bu besteleri çalmayı çok istedim ve şu an oluyor! Konserler keşke hep böyle olsa!
ihsan.dindar@milliyet.com.tr