Ne hasta bekler sabah,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?
Yas, insan hayatında doğum ve yaşam kadar olağan bir süreç... Ne var ki insanı hayata bağlayan, geleceğe ümitle bakmasını sağlayan 'seçilmişlik' duygusu herhangi bir kayıp ve terkedilme durumunda büyük bir 'yıkım' duygusuna yol açar. O zamana kadar, 'benim başıma gelmez, gelemez' diye düşünen insan, kocaman bir boşlukla yapayalnız kalır. Kayıp, her insan için farklı sonuçlar doğursada nihayetinde her insan hemen hemen aynı süreçlerden geçer. İleri düzeyde yaşanan acı insana ilk anda şok etkisi yaşatır.
Halk arasında bu acı şöyle anlatılır; İnsan sevdiği birini kaybettiği ilk gün, kalbinde kırk mum yanarmış. Bu kırk mum insanın kalbini yakar, kor edermiş. Fakat bu kırk mum, gün geçtikçe bir bir sönermiş. Nihayet kırkıncı gün insanın kalbinde sadece bir mum kalırmış oda sonsuza kadar yanarmış...İster ölüm, ister kayıp, ister ayrılık olsun, kalan son mum insana insan olduğunu, duyguları, hisleri olduğunu anlatır her zaman.
Kayıp veya ayrılık durumlarında insanın ruhsal dünyası harekete geçer. O zamana kadar halledemediği bütün travmaları gün yüzüne çıkar. İnsanilk şoku atlattıktan sonra elinde kalan kocaman boşluğu kendi hayal gücü ile, kendi oluşturduğu imgeler ile doldurur. Ondandır yukarıda ki şiirin ikinci mısrasında sevgilinin istenmeyişi.. O boşluk dolduğunda, acılar basamak yapıldığında insan acının üstüne basarak yükselir, ruhsal olarak büyür ve olgunlaşır. Her sürecin aşamaları olduğu gibi yas sürecinin de aşamaları vardır.
İnsan yaşadığı şokla önce 'İnkar' eder. (İlk Evre)
Uzun süre inkar edilen, yaşanması engellenen her yas kronikleşir. Yaşanıp bitebilecekken bütün bir ömrü mahveder.
İkinci evre 'Öfke ve Kızgınlık' evresidir.
Bu aşamada kişi sorgulama evresini yaşamaktadır. Bütün yaşananlara anlam verme, cevap arama sürecindedir.
Üçüncü evre 'Pazarlık' evresidir.
Soruların cevabı bulunmuştur fakat kabul edilemeyen şeyler hala vardır.
Dördüncü evre 'Depresyon' evresidir.
Depresyon, acının bir şekilde kabul edildiğini fakat gidenin ardında bıraktığı boşlukla ne yapacağını bilememenin en net göstergesidir bu süreçte. Kişi bu evrede kendisi yanlız,çaresiz, umudunu kaybetmiş hisseder.
Beşinci evre 'Kabullenme' evesidir
Kişi depresyon sürecini atlatmıştır. Yağmur dinmiş, güneş açmıştır.. Bastırılmayan, yaşanan bütün duygular sağlıklı bir kabullenme dönemine dönüşür.
Normal bir yasa dönemi 6 aydır. Herkes için bu süre farklı olsada genel olarak 1 yılı aştığında müdahale edilmesi gerekir. Öncesinde ise kişinin yas dönemini yaşaması engellenmemelidir.
Son olarak; Kalan o son mum ışığında hep güzel anılar hatırlanır..