Elbette ki her evlilik kendine has koşullarda, kendine has özellikler barındırır. Bu tıpkı parmak izinin biricikliği gibi tek ve özeldir. Bunun yanında başarılı ve mutlu evliliklere baktığımızda, hemen hemen hepsinin ortak paydada buluştuğu bir takım özellikler de çıkıyor karşımıza.
Evlilikte, her iki tarafın da ilişki bağlarını güçlü tutmak adına üzerlerine düşen görevleri yapmaları gerekmektedir. Mutsuzluğun hakim olduğu evliliklere bakıldığında, çiftlerin kendi davranışlarının sorumluluklarını almaktansa, sürekli olarak karşı tarafı suçlama ve eleştiri yoluna gittikleri gözlemlenmektedir. Suçlama ve eleştiri, yetişkin egosuna ait bir davranış değildir. Çocuk egosunda olan bir birey davranışlarının sorumluluğunu üstüne almaktan kaçınır ve suçu hep karşı tarafa atar. Yetişkin ego ise ilişki bazında kendi katkılarını sorgular ve sorumluluk alır. Ortada bir problem varsa suçlamaz ve kaçınmaz, bunun yerine çözüm üretme yoluna gider.
Mutlu bir evlilik için ilk şart; her iki tarafında yetişkin ego düzeyinde olması gerekmektedir. Çocuk ego düzeyinde takılı kalmış, ilkel savunma düzeneklerini kullanan bireyler, evliliklerini kaosa çevirmek için adeta ellerinden geleni yapar. Her iki tarafında, oluşturdukları kaosta kendi katkılarının fark edebilecek düzeyde olması gerekmektedir. Çünkü, ilişkide etki-tepki yasası işler ve çiftler davranışları ile bir döngü oluşturur. Bu döngü, olumsuz bir davranışla başlamışsa olumsuz olan bütün davranışları içine alarak büyür ve devam eder. Tam tersi olarak, olumlu bir davranışla da olumlu bir döngü yakalamak mümkündür.
Eşinize İzin Verin!
Evlendikten sonra yapılan hatalardan birisi de, her iki tarafında bireyselliğini kaybetmesidir. Evlilikte ‘Biz’ olmak çok önemlidir. Öte yandan ilişkinin tutku ve heyecanını kaybetmemesi için her iki tarafında bireyselliğini kaybetmemesi gerekmektedir. Bir ilişkinin sağlıklı ilerlemesi için sağlıklı bireylere ihtiyaç vardır. Eğer eşler kendi kimliklerini ilişki içerisinde eritip yok ediyorsa bu ilişki sağlıklı bir ilişki olmaktan çıkar. Kendiniz gibi var olabildiğiniz, aynı zamanda eşinizin de kendi gibi var olmasına izin verdiğiniz ilişkiler kurmalısınız.
Eşinize Zaman Verin!
Eşlerin birlikte eğlenceli vakit geçirmesi ilişkinin olmazsa olmazlarındandır. Fakat zaman zaman, belli aralıklarla her iki tarafında eşinden ayrı sosyalleşmesi ilişki için çok önemlidir. Bu, ilişkiyi canlı ve sağlıklı tutar. Eşlerin, sınırlarını ve zamanını birlikte belirledikleri, her iki taraf içinde geçerli olan kendilerine ait özel zaman geçirmeleri, eşlerin deşarj olmasını sağlar.
Eşinize Özen Gösterin!
Çiftlerin birlikte kaliteli zaman geçirmesi ilişki açısından belki de en önemli unsurdur. Eşler birlikte zaman geçirebilirler fakat geçirdikleri her zaman dilimi kaliteli olmayabilir. Kaliteli zamanlar; eşlerden her ikisinin de sevdiğini, sevildiğini ve değerli olduğunu hissettiği zaman dilimleridir. El ele, göz göze, gönül gönüle vererek eşlerin birbirini aktif dinlediği zamanlar kaliteli zaman dilimleridir. Bütün dış etkenlerden uzakta baş başa çıkılan bir tatil, bir şehri keşif, bir filmi birlikte izlemek gibi birlikte paylaşımın olduğu her şey kaliteli zaman dilimleri demektir. Bütün bu örnekler kişilerin hayal gücüne bağlı olarak değişebilir ve artabilir.
Eşinizin Dilini Öğrenin!
Kadınlar ve erkekler farklı dilleri konuşurlar. Kadınlar daha dolaylı yoldan bir anlatım tarzını kullanırken, erkekler ise doğrudan bir anlatım tarzı kullanır. Kadınların kullandığı dil daha ağdalı ve dolaylıdır. İmgeler, çağrışımlar, tasvirler bolca kullanılır. Erkeklerin kullandığı dil ise bütün bunlardan arınmış, sade bir dildir. Tam da bu noktada kadın ve erkek bir ilişkideyken kullandıkları farklı diller iletişim kazalarına yol açabilmektedir. Kadın eşinin de kendisi gibi imalı bir dil kullandığını zannederek söylemlerin altında sürekli farklı niyetler arama yoluna gidebilir. Öte yandan erkek, kadının imalı ve dolaylı bir dil kullandığının, kastederek ve asıl söylemek istediği şeyleri hedef şaşırtarak anlattığının farkında olmayabilir. Bütün bunlar ilişkide ‘dil kazalarına’ yol açar. Kadın ve erkeğin sağlıklı iletişim kurabilmesi için kadınca ve erkekçe dillerini öğrenmesi gerekmektedir.
Sağlıklı ve Mutlu Bir Cinsel Yaşam İçin Kapıları Aralayın!
Cinsel yaşam evliliğin olmazsa olmazıdır. Eşleri birbirine bağlayan bir güce sahiptir. Sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam için tabuları yıkmak gerekir. Hem kendinizi, hem de eşinizi iyi tanımanız, isteklerinizi iyi bilmeniz, cinsel yaşamın kapılarını size daha kolay açacaktır. Cinselliğin göz ardı edildiği bir ilişki, sağlıklı bir ilişki değildir. Sağlıklı bir ilişkide masanın dört ayağından biri de cinselliktir. O ayak kırık veya yoksa masa devrilmeye mahkumdur. Cinsel yaşama dair tabuları yıkmak, tekdüzelikten çıkmak için donanımlı bir bilgiye sahip olmak gerekir. Eşler her konuda olduğu gibi cinsellik konusunda da bilgi paylaşımı yaparak, araştırarak ve okuyarak sağlıklı bilgiye ulaşabilirler. Sağlıklı cinsel yaşam, sağlıklı bir ilişkinin olmazsa olmazıdır.