2015-2018 yılları arasında din, politikalar, ideolojiler, uluslararası konular üzerinde çok daha kafa yoracağımız anlaşılıyor
Bu yazıyı öğretmenler gününde kaleme almam belki güzel bir rastlantı olabilir ama Satürn gerçekten de kozmik anlamda bir öğretmen gibidir. Yunanlılar onu zaman anlamında Kronos adıyla andılar, Araplar, o dönemde en uzaktaki gezegen olarak bilinildiği için, geri duran, uzaklaşan anlamıda Zuhal olarak adlandırdılar. Satürn astroloji’de ağır başlılığı, olgunluğu, yalnızlığı, derin düşünmeyi açıklar. Daha çok yaşlı bir adam olarak betimlenen Satürn, gezegenler arasında kurallar getiren, sınırlandıran, disipline ederek öğreten bir güç olarak görülmüştür. Psikolojik açıdan, yaşlanarak kazandığımız tecrübeler sayesinde inşa etmek, kendimizi tanımlamak ve dolayısıyla sınırlamakla da ilişkilidir. Sınırlarımız olmazsa kendimizi tanımlayamaz, dağılırız. Satürn her şeye bir sınır ve kural koyar. Sınırlar gereklidir çünkü sınırlar olmazsa büyük karışıklık yaşar, kaosa düşebiliriz. Tüm bu nedenlerle, Satürn aynı zamanda düzen, hiyerarşik yapılar, devlet ve özellikle ataerkil yapıyla ilişkili olmuştur.
Şimdi Satürn burçlar kuşağındaki yolculuğunda, 23 Aralık’ta Yay burcuna girmeye hazırlanıyor. Aslında etkilerini bir süredir hissettirmeye başladı. Eğer siz de Temmuz ayından bu yana hayatınızın belirli alanlarında, özellikle mesleki konularınız ve sorumluluklarınızla ilgili değişik işaretler görmeye başlamışsanız, kuşkusuz bu yaklaşan Satürn transitinin öncül etkileri ile ilgilidir. Ancak biz bu yazıda burçlara etkisinden çok genel temalarından söz edeceğiz, burçlara etkisini ayrıca işleyeceğiz.
Ateş elementinden Yay, burç olarak fikirler, ideolojiler, felsefeler ve düzen getiren inançlarla, dinlerle yakından ilişkilidir. Yay anlam arayışını, insanın evreni anlama ve anlamlandırma ve bu görüşleri yayma kapasitesi ile yakından ilişkilidir. Bu nedenle, akademik faaliyetler, medya ve bilginin dağıtılması ile de ilgilidir. Önümüzdeki 2015-2018 yılları arasında Yay burcunda ilerleyecek Satürn işte tüm bu konulara ciddi bir ağırlık merkezi getirmeye başlayacak. Satürn’ün ciddi bir öğretmen gibi olduğundan söz etmiştik. Satürn girdiği her alana ciddiyet, sorumluluk ve gerçekçilik getirir. Bunu da bize eksiklerimizi ve sınırlarımızı göstererek yapar. İdeolojilerin, inançların ve tasarımların burcunda Satürn bizi bu alanlarda sınırlamaya geliyor. Kuşkusuz bu sürecin uluslar arası boyutları da var.
Doğal olarak gerek siyasette, gerekse günlük hayatın içerisinde, inançlar ve felsefeler üzerine oturan düşünceler, ön kabuller ve politikalar gözden geçirilmek zorunda kalacak. Özellikle körü körüne bağlı kalınan ve hayallere dayalı tasarıların değişmek durumunda kalacağını söylemeliyiz. Bu durum pek çok açıdan şu anda uluslararası planda yürürlükte olan siyasetlerin de sıkı bir gözden geçirileceğini açıklıyor. Ortadoğu’da Temmuz ayından beri yaşananlara bakarsak, önümüzdeki dönemi daha iyi anlayabiliriz. Satürn din ve siyaset bağlantısına da yeni bir bakış açısı getirebilir. Önümüzdeki dönemde din, eğitim, uluslar arası koşullar, akademi ve politikaya çok daha güçlü şekilde odaklanabiliriz. Örnek olarak, bundan önce Satürn’ün Yay burcundan geçtiği 1926-1929 yılları arasında, 1928’de Harf Devrimi yapılmıştı. İçerisinde dinsel ögelerin, farklı ideolojik unsurların yer aldığı olaylar üzerinde daha fazla duracağımız anlaşılıyor.