Umberto Eco’nun yıldızları güçlü bir heves ve çalışkanlığı yanyana getiriyor
Geçtiğimiz günlerde bu dünyadan ayrılan İtalyan dilbilimci, yazar ve filozof Umberto Eco, astroloji derslerimizin sürekli konukları arasındaydı. Öğrencilerle birlikte onun yılmaz Oğlak burcundaki gezegen birikimine dikkat çekerdim. Akademik anlamda son derece üretken ama aynı zamanda geniş kitleleri de etkilemiş Eco’nun astrolojik haritasında bu ikili yapıyı kolayca farkedebiliriz. 5 Ocak 1932 doğumlu Eco güçlü bir Oğlak üyesi idi. Bu burçta 6. evde Güneş’le birlikte, yücelmiş Mars ve yönetici durumda Satürn yer alıyordu. Altıncı ev her zaman sıkı çalışma, kölelik ve hizmetle ilişkilidir. Kuşkusuz böyle bir görünüm güçlü, sıkı çalışma ve belirli bir konunda konsantrasyon ve uzmanlık göstergesidir. Çalışkan Oğlak bu evde hedefe odaklı, kimi zaman kendine dahi acımayan bir tutum sergiler.
Ancak bir yandan Eco’nun daha görkemli, cömert ve bilge kişiliğinde yükselen Aslan burcundaki Jüpiter’in de payı çok büyük. Geçmişe, tarihe meraklı katı Oğlak’ın Aslan’la pek ortak yönleri yoktur. Zira Aslan hayata açık daha dikkat çekici görünüm sergiler. Gecenin hakim olduğu saatlerde doğmuş olması Yay burcundaki Ay’ın ve dolayısıyla Aslan burcundaki Jüpiter’in onun varoluşunda önemli bir yeri olduğunu görüyoruz. Jüpiter yükselen Aslan’da gösterişli ama yıllar içinde bilge, görüş ve inançları ile dikkat çeken bir kimliğe dönüşmekte. Eco’nun 1980’de yayınlanan Gülün Adı romanının bu karizmatik ve güçlü kişiliğini, büyük (Jüpiter) şahsiyetini (yükselen) iyice ortaya çıkardığını görmekteyiz. Eco bu dönemde, eski bir astroloji tekniğine göre içerisinde şans noktasının da bulunduğu Başak burcunu yaşamakta, alt dönemde de Güneş, Mars ve Satürn’ün olduğu Oğlak burcunu deneyimlemekteydi.
Tüm bunların yanında, Umberto Eco’nun astrolojik haritasında ateş elementinde (heves, kişisel karizma ve kendine güven) büyük bir üçgen görmekteyiz. Yükselen burcundaki devasa Jüpiter’in, yaratıcılık, sahne ve kendini ortaya koyma evindeki (5. Ev) Ay-Merkür birleşimi ve haritasının tepe noktasında Koç burcundaki Uranüs’le (buluşçu, radikal ve özgün) oluşturduğu büyük ateş üçgeni ona hem akıcı yetenekler hem de güçlü bir öz güven getirmekte. Sonuçta, bu çarpıcı hevesin, sıkı çalışan Oğlak’la olan kombinasyonundan kendi alanında ne kadar verimli ve aynı zamanda özgün bir varoluş çıkardığını görüyoruz. Bu çarpıcı motivasyon ve mücadeleci tutumun yanında, Eco’nun doğum öncesi tutulma burcunun Terazi burcunda olduğu görülmekte. Bilindiği gibi Terazi, estetik, sanat ve denge ile yakından ilişkili bir burçtur. Nitekim Terazi onun haritasında algıyı, iletişimi ve zihin alanını gösteren 3. Evde durmakta. Tutulma derecesi Satürn ve Uranüs’le yakın bir açıda görülmekte. Bu kombinasyon bir yandan inşa edici, bir yandan da yenileyen, reforme eden özelliklere sahip.
Son olarak Eco’nun doğum gününde Başak burcunda, üzüm toplayan kadın anlamına gelen Vindemiatriks adlı yıldızın dikkat çekici olduğu görülmekte. Bu yıldız sürekli nesne, bilgi toplayan, son derece iyi organize olabilen özellikler getirir. Hayatının ilerleyen dönemlerinde Satürn’le de bağlantılı duran bu yıldız yeni sistemler yaratmak yönünde güçlü bir disiplin ve bilgi toplamaya işaret etmekte. Eco’nun yıldızları hep aramızda kalmaya devam edecek.