Astroloji öğrenenlere kısa bir rehber
Astroloji ile şöyle bir ilgilenenler burçların önemli bir belirleyici olduğunu düşünebilirler. Yükselen burç, Güneş ya da Ay burcu gibi. Halbuki durum sadece böyle değildir. Bilincimizin farklı yönlerini ortaya koyan aslında burçlardan çok gezegenlerdir. Gezegenler aktif ögelerdir. Burçları daha çok bir tiyatro sahnesi gibi düşünmek doğru olur. Gezegenler oyuncular, burçlar sahnedir. Dolayısıyla bu ikisinin arasındaki ayırımı netleştirdiğimizde, astrolojik haritayı ve bu haritada vücuda gelen konuları görmek, anlamak, yorumlamak kolaylaşır.
Burçlar sanki bir coğrafya gibidir. Her burcun coğrafyasında farklı özellikler bulunur. Örneğin zorlu bir burç olan Satürn yönetimindeki Oğlak’ın taşlı, topraklı, sarp kayalarla dolu olduğunu söyleyebiliriz. Oğlak dayanıklı ve mücadeleci olmayı gerektiren bir coğrafyadır. Tam da bu nedenle, duygusal ihtiyaçları, hassasiyetleri anlatan Ay’ın bu burçta rahat edemeyeceğini, kendini hoşnutsuz hissedeceğini görebiliriz. Oğlak burcundaki Ay erken çocukluk koşullarının daha yorucu ve sınırlayıcı olduğunu gösterebilir. Anne ile ilişkinin zorlandığı, eksik kaldığı yönler olabilir. Buna karşılık, örneğin mücadele ve savaş gezegeni Mars bu burçta aradığı eğitim ortamını daha kolay bulur. Kişi hırslarını yöneltebileceği hedefler bulmakta zorlanmaz. Oğlak’ın meydan okuyan ortamında Mars daha disiplinli ve katı olabilir.
Başka bir örnek olarak Boğa burcunu ele alalım. Venüs’ün yönetimindeki Boğa güzel bir bahçe gibidir. Çiçekler, renkler ve güzel kokularla bezelidir. Huzur veren, sakin, keyifli hatta bizi tembelliğe yönelten bir coğrafya söz konusudur. Hassasiyetleri ve güven arayışını anlatan Ay bu burçta aradığı huzuru ve tatmini bulacaktır. Boğa burcundaki Ay, Oğlak’ın tersine daha iyi beslenen, uyuyan, güven bulan bir çocuğa benzer. Bu durumda anne (Ay) çocuğun ihtiyaçlarını hemen karşılamaktadır. (doğal olarak Ay’ın diğer açılarını hesaba katmazsak) Mücadele gezegeni Mars ise bu güzel bahçeli burçta aradığı dinamizmi bulamaz. Kendisini zevk ve sefaya, fiziksel tatmine verecek, hantallaşacak ve daha bir inatçı hale gelecektir. Mars Boğa’da kıvraklığını kaybeder, sahip olduğu şeyleri kaybetmek istemez.
Diğer açıdan bakıldığında ise, gezegenler aktif ögeler, bilincimizin parçaları gibidir. Güneş kimliğimizi, kim ve ne olmak istediğimizi, Ay duyguları ve yumuşaklığı, ev ve aileyi, Merkür zekayı, yetenekleri, hareket ve iletişimi, Venüs güzellik duygumuzu, değerlerimizi ve zevklerimizi, Mars mücadelemizi, arzularımızı, ele geçirme isteğimizi, Jüpiter kendini maddi ve manevi zenginleştirme, hayatı anlama ve anlamlandırma kapasitemizi, inançlarımızı, Satürn ise hayatta neyi inşaa ettiğimizi, sorumluluklarımızı ve özellikle kariyerimize yönelik konuları açıklar. Satürn ötesindeki gezegenler de önemlidir, onlar daha çok yenilenme, değişim ve dönüşümle ilgilidir.
Astroloji ile yakından ilgilenenler, haritalarını yorumlaya çalıştıklarında, hayatın değişik boyutlarında ortaya çıkan bu enerjileri, bilinçleri hesaba katarak, hayat enerjilerini ve kapasitelerini daha rahat yorumlayabilirler. Ezbere bilgi ile yorum yapılmaz. Zira her harita, kişinin özgün imkanlarını, sınırlarını, kapasitesini açıklar. Kuşkusuz yorumda, değişik gezegen noktaları gibi daha fazla detaylarda vardır.