Son günlerde çalışmalarım gereği 17. yüzyıl Osmanlı düşünürü, bibliyograf, coğrafyacı ve tarihçi Katip Çelebi üzerinde dururken, doğal olarak onun astrolojik temalarını da merak ettim
Son günlerde çalışmalarım gereği 17. yüzyıl Osmanlı düşünürü, bibliyograf, coğrafyacı ve tarihçi Katip Çelebi üzerinde dururken, doğal olarak onun astrolojik temalarını da merak ettim. Katip Çelebi, özellikle Keşfü’z Zunun an Esami’l-Kütübi ve’l Fünun, tam karşılığı ile “Kitapların ve İlimlerin İsimlerinden Şüphelerin Giderilmesi” adlı eseriyle bilinir ancak pek çok tarihi ve biyografik eser yazmıştır. Ölümününden iki yıl sonra müsveddelerinin ve kitaplarının pek çoğunu satın alan Vişnezade İzzeti Mehmet Efendi’ye göre Katip Çelebi kibar, iyi huylu, az konuşan, onun ifadesiyle hakim meşrepli bir kişiymiş. Hicivden (yergi) hiç hoşlanmazmış. Ancak Katip Çelebi’nin doğum tarihi pek çok kaynakta 1609 yılı Şubat ayı (Hicri 1017 yılının Zilkadesi) olarak verilmiş olsa da (İslam Ansiklopedisi, Encyclopedia Brittanica), Tarih Vakfı yayınlarından, Rüştü Balcı tarafından Arapça çevirisinden çıkan Keşfü’z Zunun eserindeki girişte, Katip Çelebi şöyle yazar: “Annemin bana bildirdiğine göre, doğumum 1018 yılının zü’l-ka’de ayının bir gününde oldu…” Bu durumda, doğum yılının 1609 değil, 1610 yılı da olabileceği anlaşılıyor.
İşte bu noktada astroloji’yi devreye sokabiliriz. Eğer olası doğum tarihinden önceki güneş tutulma haritalarını ele alırsak ve kişiliğine, hayatına bakarsak aslında hangi dönemde doğduğunu anlayabiliriz. Bu durumda, 4 Şubat 1609 ile 26 Aralık 1609 yılı tutulmalarını incelediğimde onun 1609 yılı Aralık ayından sonraki bir dönemde, başka bir deyişle, 1610 yılında, muhtemelen Şubat ayında doğmuş olabileceğini fark ettim. Böylece, doğum öncesi Güneş tutulması haritasına bakarak, Kitap Çelebi hakkında daha etraflı bilgi sahibi olabiliriz.
İstanbul’a göre çıkarılan tutulma haritasında tutulmanın Oğlak burcunda gerçekleştiği, yükselen burcun ise Saka (Kova) burcu olduğu görülüyor. Aynı zamanda bu burcun yöneticisi Satürn de, Saka burcunda ve haritanın tepe noktasında Yay burcu görülmekte. Tüm bu faktörler onun yukarıda sözü edilen karakter özellikleri ile paralellik göstermekte. Nitekim Oğlak çalışkan, hırslı, mücadeleci bir karakteri anlatırken, yükselen Saka bilimlere olan ilgisini açıklamakta. Katip Çelebi’nin Keşfü’z Zunun eseri düşünüldüğünde onun ne kadar yoğun bir araştırma, koleksiyon ve tarama yaptığını görebiliriz. 20 yıl süren bir çalışmadan söz ediyoruz. Bu uzun süre içerisinde 15.000’e kadar kitap ve risalenin isimleri, 9.000’den fazla yazar adının ve 300’den fazla ilim sınıfının derlendiğini görmekteyiz. Kuşkusuz böyle bir kapsamda, özellikle 16. yüzyılın şartları çerçevesinde ne kadar büyük bir sabır ve çalışkanlığın gerekli olduğunu söylemeye bile gerek yok. Doğum öncesi tutulma haritasında güçlü bir Satürn ile birlikte, Oğlak ve Saka burçlarının vurgulanmasının yanı sıra, ona bu güçlü ilhamı ve entelektüel enerjiyi veren bir başka astrolojik gösterge daha var. Tutulma haritasında Jüpiter ve Uranüs’ün İkizler burcunda, 5. evde kavuşum halinde olduğunu görmekteyiz. Kavuşumlar her zaman başlangıçlara, büyük döngülerin ilk aşamasına karşılık gelir. Merak ve marifet burcu İkizler’de yanyana gelen Jüpiter ve Uranüs, onun aynı zamanda ne kadar büyük bir heyecan, öğrenme isteği ve buluşçu bir zekaya da sahip olduğunu açıklamakta. Jüpiter-Uranüs kombinasyonu astroloji’de yeni buluşlar yapma heyecanı ve risk alan, radikal olabilen, elektrikli bir kişilikle ilişkilidir. Tutulma haritasında, yükselen burçtaki Satürn’ün bu birleşimi üçgen gibi rahat akan bir açı ile görüyor olması, sözü edilen güçlü ilham, heves ve yeteneklerin somutlaştırılabildiğini gösteriyor.
Benzer şekilde, onun içinde bulunduğu dönem içerisinde bilim adamların toplumun kalbi gibi gören ve bilgiye dayalı hiçbir şeyin küçük görülmemesini savunan dünya görüşünün bu yenilikçi astrolojik göstergelerde okunduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca bu yazıda doğum öncesi güneş tutulmalarının ne denli önemli bir gösterge olduğunu anlatmaya çalıştım.