Bir Göksel şarkısı vardı hatırlar mısın?
‘Bugün evden çıkmadım,
Telefona bakmadım,
Çok yedim, çok ağladım,
Arandım bir sigara daha.
Saçlarımı taradım,
Dudağımı boyadım,
Giydim giydim çıkardım;
Beğenmedim, güzel olmadım.
Depresyondayım,
Unutuldum,
Aldatıldım.
Sevgilimden ayrıldım,
Çok yalnızım.’
diyordu Göksel ve o kadar da güzel anlatıyordu ki herhalde herkes kendinden bir parça bulmuştu ve bu şarkıyı söylüyor; depresyon sözcüğü ve ‘depresyondayım fikri’ dilimize iyice yerleşmişti. Ergenlik dönemi çocuklarından tutun da ileri yaşlı bireylere kadar büyük bir çoğunluk her kendini iyi hissetmeme halini depresyon olarak nitelendiriyor gibi. Peki gerçek klinik depresyon ile geçici kendini kötü hissetme hakkında neler bilmemiz gerekiyor? Gerçekten ben ya da bir yakınım depresyonda olabilir mi? Depresyondaysam ne yapmam gerekiyor? Geçici kendini kötü hissetme hali nasıl geçecek?
Klinik Depresyon
Depresyon psikiyatrik hastalıklar arasında en sık görülenlerden birisi olup tüm tıbbi durumlar arasında yeti yitimine en çok sebep olandır. Prof. Dr. Bengi SEMERCİ depresyonu bir yazısında: ‘’Kendini üzgün, boşlukta hissetme, bu durumu sen fark edemesen de başkalarının fark etmesi, günlük aktivitelere ilginin azalması, zevk alamama, istemediğin halde aşırı kilo kaybı ya da kilo alımı, uyuyamama ya da aşırı uyuma, devamlı nedenini bilmediğin huzursuzluk, bazen hiçbir şeyi umursamama, yorgunluk, bitkinlik hissedip, adeta elini bile kaldıracak gücü bulamama, işe yoğunlaşamama… Bunların bir kısmını yaşıyorsan, bir de bunlara ek kendini değersiz, anlamsız hissetme, suçlama, hatta yaşamdan vazgeçecek kadar bunu düşünme gibi şeylerin biri bile varsa bahanelere gerek yok, depresyondasınız demektir’’ şeklinde anlatıyor. Görüldüğü üzere pek çok alt başlık ile incelenen depresyonun duygu durumu bozuklukları altında farklı türleri de var. Tanı koyulması ve tanıdan sonra tedavi (ilaç – psikoterapi) edilmesi gereken bir psikiyatrik bozukluktur depresyon.
Peki egzersizin depresyon tedavisinde çok önemli bir payı olduğunu biliyor musun? Bu konuda yapılan pek çok araştırma var:
Araştırma 1
Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırmada depresyon hastalarının derdine çare olabilecek olan bir çözüm bulunmuştur. Ortalama 7 yıldır depresyondan şikâyetçi olan ve antidepresan tedavisine yanıt vermeyen 18 ile 70 yaşları arasındaki bir grup kişi gözlem altına alınırken, bu grup kendi içerisinde ikiye ayrılarak 12 hafta boyunca farklı seviye ve yoğunlukta egzersiz gerçekleştirmesi isteniyor. 12 haftalık sürümün arından katılımcıların %20'sinin iyileşme belirtisi gösterdiği belirtilirken, yaklaşık %30'nun tamamen iyileştiği gözlenmiştir. Araştırmada, erkeklerde ağır antrenman, orta yoğunluktaki antrenmana göre daha iyi sonuçlar verdiğini de tespit eden bilim adamları, kadınlarda ise bu tür egzersizin sadece ailede akıl hastalığı geçmişi yoksa daha etkili olduğu sonucuna ulaştığını söylemekteler.
Araştırma 2
152 kadın ve erkek (50 yaş üzeri) majör depresyon tanısı alan katılımcı ile gerçekleştirilen araştırmada bireylerin depresyon tedavisinde egzersizin ilişkisi incelenmiş. 16 hafta süren araştırmada çalışma grubu sadece egzersiz yapan, sadece ilaç alan, ilaç ve egzersizi kombine den grup olarak ayrılıyor. Grupların en başta kaydedilen depresyon tanı skalası puanları (Beck Depression Inventoryi Hamilton Rating Scale for Depression) ile tedavi protokolleri sonrası skala puanları karşılaştırılıyor. Tedavi sonrası tüm grupların depresyon tanı skalası puanları birbirine yakın olarak bulunmakla beraber, egzersiz ve ilaç tedavisini kombine eden grubun daha az ciddi depresif semptoma sahip olduğu görülmüş.
Araştırma 3
Major depresyon tanısı koyulan 5 kadın 7 erkek araştırmaya katılıyor. Araştırmada bireylerin 10 gün boyunca günde 30 dakika aerobik egzersiz yapması sağlanıyor. Bu sürenin sonunda katılımcıların egzersiz öncesi ve sonrası depresyon tanı skalalarından (Hamilton Rating Scale for Depression) aldıkları puanlar karşılaştırılıyor. Katılımcıların araştırma öncesi ortalama puanı 19.5 iken araştırma sonunda ortalama puan 13’e düşüyor yani depresyon seyri geriliyor.
Araştırmalar gösteriyor ki egzersiz yapmak insan duygu durumu üzerinde somut şekilde (skalalar ve ölçeklerle) büyük ve önemli bir paya sahip. Yani diyorum ki sadece yaz geliyor, kilo vermem lazım, fit olmalıyım düşüncesiyle değil; egzersiz yaparken bunun insan vücudu üzerinde pek çok önemli katkısı olduğunu unutma.
Egzersiz yapmak endorfin salgısının artmasına neden olur. Maraton koşucularının yarışın sonlarına doğru hissettikleri öfori hali de buna delil olarak sunulmaktadır. Özellikle yürümek, koşmak, yüzmek gibi aeorobik egzersizler endorfin düzeyini yükseltmektedir. Dolayısıyla düzenli olarak egzersiz yapanlar, daha çok endorfin salgıladıkları için, yaşamdaki küçük şeylerden de daha fazla keyif alırlar, daha yoğun daha mutlu, arkadaşlıklardan, ilişkilerinden, yemeklerinden, hobilerinden hatta sokakta gülümseyerek geçen insanlardan bile keyif alırlar. Yani depresyonun tam tersi olan hazzı yaşarlar.
Harekete geç, spor yap!
Önce tanı, kendini tanı, anla, bir sorun var mı, varsa ne yapacağına karar ver, harekete geç, çözüm üret, destek al, destek ol, sana iyi hissettirecek şeyleri bul, keşfet, anla, iyi beslen, spor yap, kendine iyi bak ki iyi yaşa, dolu dolu yaşa, kocaman yaşa…
Sevgiyle..
Psk. Dan. Gizem KOLÇAK
www.gizemkolcak.com
@pskdangizemkolcak
@gizemkolcak
pskdangizemkolcak@gmail.com