Ergenlik dönemi gelişim seminerlerimden bir tanesinde sunumun son sayfasında G.Stanley Hall’un şu sözü yazıyordu; ‘’Ergenlik, insandaki en kötü ve en iyi dürtülerin birbiriyle savaştığı ve kişiyi ele geçirmeye çalıştığı dönemdir.’’ Bir katılımcı anne söz aldı ve dedi ki: ‘’Siz bir de bizim evdeki savaşı görün Gizem Hocam, her gün kapılar çarpılıyor, hırçınlaşıyor, yorum yapmamıza bile izin vermiyor.’’ Bunun üzerine şu cevabı verdim: ‘’Kendi içindeki çatışmayı en iyi siz tahmin edebilirsiniz o zaman.’’
Ergenlik dönemi bireyin kendisiyle en çok meşgul olduğu dönemdir. Somut olarak değişmekte olan bir beden ve bu bedenin nasıl gözüktüğü hakkındaki düşünceleri ergenin zihnini meşgul eder ve zamanla yerini endişeye bırakabilir. Gelişip değişmekte olan bu bedeni kendisi kabul etmeye çalışırken bir yandan da çevreden kabul görme çabası içerisinde olacaktır. Ergenlik dönemi fiziksel değişimleri çocuklarda duygusal olarak da etkiler gösterebilir. Ergen hoşlanmadığı şekilde bir gelişim gösteriyorsa genellikle ciltte yağlanma, kıllanma ve cinsel organların belirginleşmesi gibi her gün bu gelişimin ayna karşısında takipçisi olabilir. Okul dönemi çocukları olduklarını düşünürsek eğer en temel ihtiyaçları olan aidiyet duygusunun tam aksi yönde bir de akranları tarafından eleştirilirse ergen duygusal olarak zayıflayabilir. Bir diğer önemli nokta ise ergenlikte hormonların değişmesi sonucu karşı cinse duyulan ilgi ve karşı cins tarafından beğenilme derecesi. Karşı cinsin ilgisin çeken şeyler merak edilir, öyle ki hem cins arkadaş toplantılarından bu konular sıklıkla konuşulur. İşte tam da burada çocuğun çevresinden ve akranlarından öğrendikleri, zihnine yerleştirdikleri aileler için çok önemlidir.
Ergenlik döneminde çocuklar yavaş yavaş bireyselleşme ile birlikte aileden ayrışarak arkadaşlarını tercih etmektedirler. Yani terazide arkadaş grupları aileye göre biraz daha ağır basmakta olabilir. Bu aileleri kaygılandırmamalı. Büyüyor ve tabi ki arkadaşları onun için kendi belirlemiş olduğu aile üyeleri.
Şimdi lütfen akıllı telefonunuzu elinize alın ve çevrenizdeki ergenlerin sosyal medya, özellikle instagram hesaplarına bir göz atın. Çoğunlukla profil resimlerinin aile üyeleri değil arkadaş gruplarından oluştuğunu ve profil bilgilerinde en yakın arkadaşlarının baş harflerinin olduğunu görebilirsiniz. Çok sevdiğim bir öğrenci grubum ‘’Hocam sizi çok seviyoruz, sizin de baş harfinizi instagrama ekleyebilir miyiz lütfen?’’ dediğinde kendimi sevildiğimi anladığım için şanslı hissetmiştim J
Ergenlik dönemi ile ilgili ne konuşuyorsak konuşalım söz sosyal medyaya geliyor. Aileler de sosyal medya ve etkilerinden korkuyorlar. Aslında sosyal medya yeni neslin kendini ifade aracı. Bu yüzden aileler sosyal medya araçlarını çocuklarından daha ustalıkla özellikle belirtiyorum ustalıkla kullanmak durumunda ki kötü etkilerinden çocuklarınızı koruyabilin. Onlar için beğeni ve takipçi sayısı çok önemli çünkü ergenliğin gelişiminde zaten sosyal görünüş kaygısı varken, sosyal medya da onların diliyken beğeni ve takipçi sayılarına takılmaları sizce de normal değil mi? Burada önemli olan şey ne derece olduğu. Yani 25-30 yaş grubundaki yetişkinler bile sosyal medyaya yükledikleri fotoğrafları üzerinde ciddi oynamalar yapıyorsa ergenlere çok da kızmamak lazım J
Olumlu bir beden algısı için neler yapılabilir?
· Çocuğunuza sevginizi fiziksel olarak göstermekten çekinmeyin; sevin, okşayın, sarılın, öpün…
· Fiziksel gelişimini destekleyecek hobilere yönlendirin; spor, dans…
· Okulu ile iletişim halinde olun ve arkadaşları arasında alay konusu olup olmadığını öğretmenlerinden gözlemlemelerini rica edin.
· Sizde aynı şeyi evde kardeşler arasında kontrol altında tutun.
· Çocuk medyada gördüğü ünlüler gibi olmakla fazla ilgiliyse bir konuşma yapma zamanı gelmiş olabilir.
· Onun kendisi ile ilgili beğenmediği yönlerini sebeplerini anlamadan, düşüncelerini kırar biçimde aksini diretmeyin. Önce anlamaya çalışın, anlaşıldığını hissetsin, sonra bunun gelişimin bir parçası olduğunu açıklayın.
Sevgiyle..
Psk. Dan. Gizem KOLÇAK
@pskdangizemkolcak