Bireylerin yaşamını sağlıklı devam ettirebilmesi ve dış dünyaya açılabilmesi için aileye gereksinim vardır. Dış dünyaya açılmak için aile içerisinde özellikler geliştiren insan yaşamında daha sonraki yıllarda yaşayacağı problemlerine çözümler bulabilmek için yine aile ortamında öğrendiği çözümler ile hareket etmektedir. Bireylerin küçük yaşlardan itibaren sağlıklı ve dengeli bir kişilik geliştirebilmeleri aile içerisindeki tutumlarına bağlıdır. Kişilik gelişimi insanın yaşamı boyunca gelişse de temelinde çocukluk dönemine dayanmaktadır. Bu sebeple ailenin çocuk üzerindeki tutum ve davranışları büyük önem taşımaktadır. Özellikle anne ve babanın tutumu gelişmekte olan çocuğa model olmaktadır. Çocuk gördüğü bu modeli taklit ederek ve özümseyerek kişiliğini yavaş yavaş oluşturmaya başlar. Dolayısıyla ebeveynler çocuklarından bekledikleri davranışlara uygun davranmalıdırlar. Özellikle anne baba tutumları incelendiğinde ebeveynlerin çocuklar üzerindeki tutumları incelendiğinde kendi ebeveynlerinden etkilenmekte olduğu görülmektedir. Çocukluk dönemlerinde herhangi bir nedenle engellenme ile karşılaşmış olan bireyler ebeveyn olduklarında kendi ailesinden görmüş olduğu tutum ve yöntemler ile çocuklarını eğitmeye çalışabilmektedirler. Çocuğun bazı olumsuz tutumlar ile karşılaşması neticesinde olumsuz davranışlar meydana gelebilmektedir.
Çocuklar anne ve babalarının iletişimlerinin güçlü olmasını isteyebilir, onlarla büyümek isteyebilirler fakat bazı durumlarda hayatın doğal akışı içersin de böyle bir ortam çocuklara sunulamayabilir. Anne ve babanın ayrılması sürecinde çocuk uyum sorunları yaşayabilmektedir. Özellikle ayrılmanın ilk evrelerinde bu durum her çocuk için stres kaynağıdır. Anne babanın ayrılmasının ardından çocuklarda akademik başarıda düşüş, kaygı, kurallara uymada zorluk ve depresyon gözlemlenebilmektedir. Özellikle bu tür bir durumu yaşayan çocuklar da sosyal ilişki sorunları görülebilmektedir. Çocuk eğer aile arasında oluşan çatışmalara maruz kaldıysa duygusal bir biçimde de etkilenebilir. Boşanma neticesinde genellikle çocuklar çoğu zaman babalarını görememektedirler ya da görme imkanları azalabilmektedir. Özellikle baba ile yakın ilişkisi olan çocukları daha da fazla strese iten bu durumun devamında anne ile de ekonomik sorunlar ya da çalışma hayatından dolayı daha az etkileşim kuran çocuğu da olumsuz bir biçimde etkileyebilmektedir. Eğer çocuk ayrılmanın neticesinde evinden, arkadaş çevresinden de ayrılmak zorunda kalırsa kendi yakın çevresini de kaybetmiş olacaktır. Dolayısıyla yaşanan bu durumlara verilemeyen uygun tepkiler neticesinde çocuğun daha saldırgan ya da içe dönük olma olasılığı artabilecektir.
Anne babaları o ya da bu nedenle ayrılmış çocukların anne babaları ile olan ilişkisi ve uyum düzeyleri farklılık gösterebilmektedir. Özellikle boşanma sürecinde çocukların algıladığı anne baba tutumu onların sosyal uyum düzeyini de etkileyebilmektedir. Özellikle bu konu ile ilgili yapılan araştırmalara göre anne babası boşanmış ailelerde olan erkek çocuklarının daha çok annelerinden psikolojik bir biçimde kontrol algıladıkları, kız çocuklarının ise babalarından daha çok psikolojik kontrol algıladıkları görülmüştür. Anne babası boşanmış çocukların sosyal uyum düzeylerinde de düşüş görülebilmektedir. Özellikle boşanma sürecinde iletişim kopukluğu yaşayan bir ebeveynin varlığında çocuk bir orada bir burada oluyor ve tutumlarda da tutarsızlık meydana gelebiliyorsa bu durumda tutarsız anne baba tutumunun çocuklar üzerinde olumsuz etkilerinin olabileceği de düşünülmelidir. Anne babalarının çocuklar üzerinde tutarsızlık sergilemeleri çocukların gelişimini olumsuz etkileyebilmektedir. Örneğin anne babaların birbirinden habersiz çocuğun istediği bir şeye birinin evet demesi diğerinin ise hayır demesi ya da annenin ak babanın kara demesi durumlarında çocuk neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt edemeyecek, şımarık, kural tanımaz, saygısız tavırlara sahip olabilecektir. Bu durumun yaşanmaması için eşler arasında uyumun olması iletişimin kuvvetli olması gerekmektedir. Çocuk ile ilgili verilecek herhangi bir kararda çocuğu dinlemek ve ortaklaşa karar vermek gerekmektedir.
Peki bu durumda çocuğun yaşadığı kaygıyı ve stresi en aza indirmek, olumlu tutuma sahip olmasını sağlayabilmek adına neler yapılmalıdır?
Ayrılma döneminde özellikle çocuğa gelişim dönemine uygun bir biçimde bilgi verilmeli, anne ve baba birbirini suçlamamalıdır. Çocuklar anne ve baba ayrılma kararı verdiğinde kendilerini suçlayabilirler. Ayrılma durumunun çocuklar ile ilgili olmadığı çocuklara uygun bir dille aktarılmalıdır. Çocuğa sınır koymaya ve sevgi göstermeye aynı biçimde devam edilmelidir. Çocuklar ile kaliteli zamanlar geçirilmeli ve çocukların akademik başarıları ile ilgili sorun yaşamamaları için desteklenmeleri gerekmektedir. Boşanmanın ardından yaşanan çatışmalar çocuklar katılmamalıdır. Bu durumda çocuğun yaşayacağı sorunlar en aza indirgenebilir. Anne ve baba çocuğunu sürekli eleştirir ve kötülerse bu durum ilerleyen zamanlarda kendilerine taksit taksit geri dönecektir.
Psikolog Dilek Memnun
Astrolog Aslıhan Doktoroğlu
16 Aralık Haftası burç yorumları - Haftalık burç yorumları
16 Aralık 2024
Dt. Pertev Kökdemir
Diş çürümesini engellemenin 5 etkili yolu
16 Aralık 2024
Astrolog Seçkin İlbuğa
15 Aralık 2024 İkizler Dolunayı: En üst versiyona çıkmamızı sağlayan mucize
14 Aralık 2024
R.Hakan Kırkoğlu
Dolunay neler getiriyor?
14 Aralık 2024
Astrolog Aslıhan Doktoroğlu
9 Aralık Haftası burç yorumları - Haftalık burç yorumları
9 Aralık 2024