Yakın İlişki içindeyken en fazla sorgulanan konulardan birisi; doğru kişiyle mi birlikteyim ve kendim için doğru olan bir ilişkide miyim? Oluyor. İlişkilerin başlangıç evresi yani hoşlanmanın başladığı ve aşk ile yoğun duygulara karıştığı ilk evrelerde kişiler aşık oldukları için karşı tarafı ya da kendini sorgulamak yerine yükselen duygularının etkisine kapılmışlardır. Aşk dönemi kişiler için en tatmin edici ancak göze inen perdelerin en sık olduğu dönemdir. Çiftler birbirlerine aşık olduklarında adeta bir görme problemi yaşarlar. Bu problem aslında kişinin karşısındakini tamamen tanıyıp ona hayran kaldığı anlar değil; zihninde ki ideal ölçütlerine can buldurmaya çalıştığı bir dönemdir. Yani kişiler aşıkken karşısında ki kişiyi mükkemmelleştirme ve beklentilerine uydurma eğiliminde olurlar. Ne zaman ki aşk mutasyona uğramaya başladığında, yani yerini gerçek hayata ve gerçek kişiliklere bıraktığında o zaman karşısında ki kişiyi tanımaya ve sorgulamaya başlanır. Bu süreç başladığında idealler ile gerçekte ki kişi birbirine yakınsa ilişki süresi ve kalitesi daha uzun ömürlü yaşanır. Ancak kişiler kendilerini ve ilişkilerini fazla sorgulayan bir halde ise o zaman aşkın perdesi kalkmaya ve görme kusurunun bitmesi başlamış demektir.
Doğru ilişki ve doğru kişi kavramının tanımı kişiden kişiye değişirken, dikkat edilmesi gerekenler mutlaka vardır. Özellikle ilişkinin kişiyi neye dönüştürdüğü en önemli konulardandır. İlişki sizi geliştiriyor mu? Yoksa sizi istemediğiniz bambaşka birisine mi dönüştürüyor? Yani kendinizden uzaklaştırıyor mu? Bir diğer nokta ise çiftlerin birbirine benzerlik oranlarıdır. Zıt kutuplar kısa vade de çekici gelse de uzun vade de birbirlerini çeker ve patlatır. Ortak noktalar ise kişiler için adeta ilişkinin temel besin kaynaklarıdır. Ancak çok uç olmamakla beraber farklılıklar mutlaka olacaktır. Burada bu farklılıkların ilişkiyi zenginleştirdiğini ya da fakirleştirdiğini iyi gözlemlemek gerekir. Bir başka doğru ilişki noktalarından biri ise, gerçekten karşımızda ki kişiden mi etkileniyoruz yoksa onun bize yansıma yaptığı ancak fark edemediğimiz, tanıdığımız başka kişileri mi anımsatıyor? Yani seçiminiz ve tanımadığınızı sandığınız kişi geçmişinizde ki veya aileniz de ki bir kişinin yansıması mı olup olmadığını fark etmek gerekir. Çünkü insanoğlunun acısı neredeyse kalbi de orada atar. Acıyla dolaylı yoldan yüzleşmek ve kendince onu tamir etmek için bilinçdışınızın oyunlarına dikkat etmek gerekir. Örneğin; babası alkolik ve şiddet uygulayan birisinin eş seçimi olarak aynı bu özelliklerde ki kişiyi seçmesi tesadüf değildir. Tamamen bilinç dışının seçimidir. Kişi burada ya alıştığı ve kendini güvende hissettiği olumsuz düzeneği tekrarlatmaya çalışıyordur ya da annesinin düzeltemediği babasının özelliklerine benzer kişiyi seçerek kendi düzeltmeye çalışıyordur. Bunları iyi incelemek ve çalışmak gerekir.
Son olarak doğru ilişkiyi sorgulamak her koşulda yanlış bir ilişki de olduğunuz anlamına gelmez. İlişkinizi geliştirmek ve onu daha sağlıklı hale getirmek için bir miktar herkesin ilişkisini sorgulaması oldukça yararlıdır. Bunun için çift terapilerinde ilişkiler çalışılmaktadır ve olumlu sonuçlar elde edilmektedir.