Dikkat Eksikliğini Çağırmayın

(Çocuğunu Fark Et Kitabımdan)

Günümüzde en büyük sorunlardan birisi haline gelen ekran bağımlılığından sadece çocuklar sorumlu değil. Sorun tamamen teknolojinin gelişmesi ve ayak uydurmaya çalışmakta değil. Her aletin bir kullanım kılavuzu vardır ve kullanıcı hatalarından sorumlu değiliz yazısı vardır. Bu kullanıcı hataları yerini dikkat eksikliği olarak çocuklara bırakabiliyor. Telefon, televizyon ve ipad gibi cihazların kullanımında aileleri yaklaşımları ile 3’e ayırabiliriz;

1) Aslında televizyon, telefon yararlı bir sürü eğitici oyun buluyoruz, çizgi film izliyoruz yeni şeyler öğretiyor bizde izliyoruz diyenler.

Haberin Devamı

2) Çocuk televizyonsuz, telefonsuz yapamıyor çok alıştı yemek yerken bile olmazsa savaş çıkıyor, durmuyor.

3) Biliyoruz çok zararlı ama ne yapsak olmuyor kurtulamıyoruz diyenler

Birinci gruptakiler, yararları var bizim zamanımız da bunlar yoktu okumayı, saymayı hatta birçok bilgiyi öğrendi çocuğumuz şeklinde kolaya kaçan aileleri görüyoruz. Çocuğunuz saymayı pirincin içinden taş ayıklarken de öğrenebilir, annesine çamaşır asması için mandal verirken de üstelik elleri çalışır kaba-ince motor dediğimiz becerisi artar. Hem kalıcı öğrenir, hem size yardım eder, sorumluluk alır, öz güveni gelişir, aile ile iletişim kurar, dokunur keşfeder saymakla da bitmez. Peki diğer türlü ne oluyor?

Çocuk sürekli ekrana bakıyor tıpkı dondurulmuş bir insan gibi kıpırdamadan. Bir çizgi film karakteri çıkıyor sesler, görseller eşliğinde çocuğunuza bir şeyler öğretmeye çalışıyor. Çocukta sonra gördüklerini zihninde tekrarlıyor. Sizde tekrar ettiğinde mutlu oluyor, öğrendiğine seviniyor ve döngü bu şekilde ilerlemeye devam ediyor ta ki ergenlik çağına gelip internet kafelerde gençliğini, zamanını harcayana kadar, ailesinden, çevresinden kendini soyutlayana kadar isyan etmiyor çoğu aile. Asılda olan peki ne?

Çocuk öğreniyor ama öğrenirken ekranda yan taraflardan ışıklı, yanıp sönen reklamlar, uyarıcılar geliyor hem ses hem görüntüler derken birde ekranın dışından aldığı evden ya da bulunduğu ortamdan gelen uyarıcılar (sesler, görüntüler, oyuncaklar vs.) var tabi, buyurun dikkat eksikliği kapınızı aşındırmaya başlıyor Tüm hayatı ve hayatın bilgisini çocuklarınıza kutu gibi bir ekrandan sunarsanız istediğiniz önlemi alsanız da hayatta ki problemlerini çözmeye değil, aksine başka sorunlara davetiye çıkarmaya engel olmuyor. Hayatı bir kutudan değil hayata karışarak neden öğrenmesin çocuklar?

Haberin Devamı

Sonrasında çizgi filmlere ekrana çocuk bağımlı olmaya başlıyor ve ikinci grup aileler devreye giriyor. Her eylemi yapması için çocuğa telefonlar ve televizyon eşliğinde susturucu takılıyor. Açalım sussun, verelim yapsın… Çünkü yemek yemiyor, ağlıyor, ısrar ediyor, susmuyor ve durmuyor çocuğunuz. Misafirliğe gidilince sıkıldım diyen, otobüste ağlayan, yemeğe çıkınca yemeyeceğim diyen, bağıran her çocuğun tabletler, telefonlar eline veriliyor. Saatlerce oynuyor ve siz istediklerinizi sessizce yaptırıyorsunuz. Her ağladığında telefonu kapan çocuk kendi sınırlarını kendi çiziyor kuralları size kendi koyuyor. Çekişmeler ve güç savaşları başlıyor, evdeki gerilim artıyor. Söz geçiremediğiniz, sizi hiçe sayan bir yapı beslenmeye başlıyor ve çocuklarınız yalnızlaşıyor. Sosyalleşemeden, iletişim yeteneğinden yoksun kalıyor. İnsanlarla daha az konuşuyor, daha az oyun oynuyor, ağaçları inceleyemiyor, kuşlara bakamıyor, tanımsızlıklar peşinde sürükleniyor. Üçüncü Grup aile tipi ise, biliyoruz çok zararlı ama ne yapsak olmuyor kurtulamıyoruz diyenler. İşte burada neler yapılabileceğini bilmek, öğrenmek ve kullanıcı hatalarını kaldırmak çok önemli.

Haberin Devamı

Çocuğun birden alıştığı kadar çizgi film izleyememesi, aniden saattin azaltılması evde şiddetli krizlere neden olur. Bu krizler çocuğunuzda inat, karşı gelme, yemek yememe, uykusuzluk gibi birçok alanda sorunlar yaratabilir. O yüzden öncelikle çocuğun ekrana alıştığı zaman dilimini belirlemekle işe başlamak gerek. Günde sabah akşam evinizde bu ekrana çocuğunuzun ne kadar maruz kaldığını bilmeniz gerekiyor. Daha sonrasın da belirlenen bu saat aşamalı şekilde azaltılmalı. Örneğin 3 saat televizyon izleyen bir çocuğa birden 1 saatte indirme yerine, her hafta yarımşar saat azaltarak başlayabilirsiniz. Fakat burada ki en önemli nokta bu kısıtlamayı gerçekleştirirken yerine bir şey koyulmasıdır. Çocuğu meşgul edecek ve ilgisini yönlendirebileceğiniz bir ortama aktarma yapılmalıdır. Bu ilk adımlar denenmeye başlandığında ilk zamanlarda pek çok zorluk ve krizle karşılaşılabilir. Çocuğun bu tepkisi, anne babanın çocuğa önceden gösterdiği tolerans düzeyi ile ilgilidir. Kararlılığı ve yönlendirmeleri doğru şekilde gösterdiğinizde ise sonsuza kadar çocuğunuzun direnmediğini göreceksiniz.

Psk. Merve Savaşkan

www.mervesavaskan.com