Depresyon; isteksizlik, karamsarlık, hayattan tat alamama, enerjisizlik, özgüvende azalma gibi belirtilerin bir arada olduğu bir beyin hastalığıdır. Geçici depresif ruh hali “sağlıklı” bireylerde zaman zaman görülebilir, hatta gün içerisinde de kendini gösterebilir. Ancak bu şikâyetler bir kişide süreklilik kazanmış ve işlevselliğini de bozan bir şiddetteyse bu durumun artık “hastalık” olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Depresyondaki kişinin düşünceleri, algıları, duyguları ve davranışları bu hastalık sebebi ile etkilenir. Örneğin normalde hassas bir kişilik yapısına sahip bir kişinin, bu hastalık sebebi ile hassasiyeti artış gösterebilir ya da tam tersi körelebilir.
Depresyonun başlangıç belirtileri
-Üzgün, sıkıntılı ya da boşlukta hissetme
-Hayata, çalışmaya ve normalde keyif veren aktivitelere karşı ilgi ve isteğin kaybolması
-Günlük sorumluluklarıyla baş etmede zorlanma
-Unutkanlık, dikkat dağınıklığı, düşüncenin yavaşlaması
-Uykuya dalmakta güçlük ve erken uyanma
-Belirgin kilo artışı ya da kaybı
-Artmış ya da azalmış iştah
-Enerji yoksunluğu
-Aşırı endişelenme ve tükenmiş hissetme
-Dış görünüşünü ihmal etmek
-Kişisel bakımını temizliğini ihmal etmek
-İntihar düşünceleri
Destek olurken dikkat etmeniz gerekenler
İyileşme sürecinde sosyal desteğin önemi büyüktür. Yakınınızın depresif ruh halini anlamanız, yargılamamanız, eleştirmemeniz iyileşme süreçlerini hızlandıracaktır.
Öncelikle doktor takibinde olmasına ve psikoterapi başlanmışsa bunun devamlılığına destek olun. Ancak doktor rolünü üstlenmemeye özen gösterin. Tedavi ekibinin müdahale etmesi ve söylemesi gerekenleri siz üstlendiğinizde roller karışabilir ve ilişkinizi olumsuz yönde etkileyebilir. Bu tür durumlarda uyarıyı tedavi ekibine bırakın.
İntihar, ölüm düşüncesi gibi konuşmalar yapıyorsa öncelikle konuyu kapatmaya çalışmayın, kendisini ifade etmesine olanak verin. Bu noktadan sonra sorumluluğu siz üstlenmeyin, aldığınız bilgileri doktoruyla acil olarak paylaşın. Yapılan araştırmalar ve klinik gözlemler, intihardan söz eden hastaların girişimde bulunma riskinin çok yüksek olduğunu göstermiştir.
Akıl vermek, nasihat etmek, kişiye anlaşılmadığı duygusunu yaşatabilir. "Depresyonda olacak ne var?", "Bu kadar büyütecek ne var?" gibi cümleler kullanmayın. Kişinin duygularının farkında olduğunuz ancak çözüm odaklı olmaya çalıştığınız mesajını açık ve net bir şekilde verin.
Hastalık ile ilgili etiketlemelerden şiddetle kaçının. Depresyonun, her bireyin yaşayabileceği bir durum olduğunu unutmayın. Depresif belirtilerden dolayı suçlama, eleştirme ve imalarda bulunmayın.
İşlev kaybı, yavaşlama, isteksizlik ve enerjisizliğinin onun elinde olmadığını unutmayın ve onu bu durumlar için eleştirmeyin. Kişiden bir an önce değişmesi yönündeki beklentileriniz gerçekçi olmayacak ve üzerinde baskı hissetmesine sebep olacaktır. Değişim için kendisine zaman verin. Bu haliyle de kendisinden rahatsız olmadığınız mesajını almasını sağlayın ve "Hadi artık çık şu depresyondan" gibi bu süreci kabullenmekte zorlandığınız anlamına gelebilecek cümlelerden kaçının.
Koşulsuz kabul ve sevgi mesajını almak depresyondaki kişiler için oldukça önemlidir. "Artık benden sıkıldılar", "Depresyonda olmamdan bıktılar" şeklinde düşünceleri olabilir, bu mesajı tavır ve mimiklerden bile alabilirler. Bu noktada hassasiyet ve duyarlılığınızı canlı tutarak kendisine onu olduğu hali ile kabul edildiği ve değişimin kendisi için iyi olacağı için istendiği mesajını verin.
Kişinin eski sorumluluklarına yumuşak geçiş yapmasını sağlayın. Birden eski yükümlülüklerini üstlenmesi kendisini zorlayacaktır. Bu konuda kendisine destek olun.
Meşguliyet alanları oluşturmasına yardımcı olun, kendisi ile birlikte vakit geçirin. Ancak desteğinizi bunu baskı şeklinde hissedeceği noktaya taşımamaya özen gösterin.
Olağan dalgalanmalar, geçici depresif belirtiler sizi endişelendirmesin. İyileşme sürecinde kişinin ruh hali devamlı olarak artan bir şekilde pozitife gitmeyecektir. Zaman zaman dalgalanmalar, iniş ve çıkışlar olacaktır. Bu durumu gerileme olarak yorumlamayın ve hastaya da bunun olağan olduğunu hatırlatın.