24.01.2024 - 06:52 | Son Güncellenme:
Derleyen: Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr - Dünya üzerinde lanetli olduğu düşünülen birçok yer var. Antik Roma şehri Pompei de 'Lanet' denildiğinde akla ilk gelen yerlerden yalnızca biri. İtalya'daki Pompei şehri M.S. 79'da Vezüv Yanardağı'nın patlamasıyla yok olmuş, kent volkanik külle kaplanmış ve 16. yüzyılda yeniden keşfedilene kadar korunmuştu. Günümüzde ise bu kent, felakette ölenlerle aynı sokaklarda yürüyen ve onların korkunç son anlarını düşünen turistlerin ziyaretine açık. Ancak bazıları için burada yalnızca yürümek yeterli değildi. Yıllar geçtikçe birçok turist Pompei'de çakıl taşlarından kayalara, fayanslardan çömleklere kadar bilinmeyen sayıda çok fazla eser çaldı. Ancak görünen o ki suçüstü yakalanmayanlar bile özel bir cezaya maruz kaldı: Bir lanet. Bölgeden eser veya parça çalan birçok kişi, çaldıkları eser ve parçaları lanete sebep olduğunu düşünmesi sebebiyle geri gönderdi. Yaşadıklarından sonra çaldığı parçaları geri gönderenlerin ortak cümlesi ise "Laneti bilmiyordum" oldu. Peki Pompei'den çalınan bu parçalar, çalanların hayatını nasıl etkiledi?
'HABERİM YOKTU, MEME KANSERİNE YAKALANDIM'
Geçtiğimiz günlerde Pompei'den üç adet ponza taşı çalan bir turist, çalınan parçaların 'lanetli' olduğunu iddia eden bir mektupla birlikte iade etti. Kadın, güney İtalya'daki tatili sırasında eserleri çaldığında Pompei'nin lanetinden haberi olmadığını belirten, içinde üç küçük taş ve İngilizce yazılmış mektup bulunan bir paket gönderdi. Paketi gönderme sebebi ise Pompei'yi ziyaretinden sonraki 1 yıl içerisinde meme kanseri teşhisi konulmasıydı. Talihsiz kadın yazdığı mektupta şu ifadelere yer verdi:
"Taş almamam gerektiğini bilmiyordum. 1 yıl içinde meme kanserine yakalandım. Ben genç ve sağlıklı bir kadınım ve doktorlar bunun sadece bir talihsizlik olduğunu söyledi."
Turist, mektubu İtalyanca "Özür dilerim" diyerek imzalamadan önce, "Lütfen özrümü ve bu parçaları kabul edin" diye ekledi. Pompei Arkeoloji Parkı Müdürü Gabriel Zuchtriegel, mektubu ve iade edilen eserlerin resmini sosyal medyada, "Bu mektubu gönderen sevgili isimsiz, ponza taşları Pompei'ye ulaştı. Geleceğiniz için iyi şanslar" diyerek paylaştı.
15 YIL BOYUNCA ŞANSSIZLIK YAKASINI BIRAKMADI
Bir turistin Pompei'den çaldığı eserleri 'lanet'i gerekçe göstererek iade etmesi aslında ilk kez yaşanmıyor. 2020 yılında, Nicole adlıKanadalı bir kadın da Pompei'den çaldığı iki mozaik karo, amfora parçaları ve seramik içeren bir paketi İtalya'daki bir seyahat acentesine gönderdi. 2005 yılında eserleri çalan Nicole, kendisine 15 yıl boyunca şanssızlık yaşattıktan sonra bunları iade edeceğini söyledi. Hırsızlığının ardından iki meme kanseri atlattığını ve yaşadığı mali sıkıntılar da dahil olmak üzere başına gelen talihsizlikleri ayrıntılarıyla anlatan itiraf mektubunda şunlar yazıyordu:
"Lütfen onları geri alın, kötü şans getiriyorlar. Eserleri, kimsenin sahip olmadığı bir tarih parçasına sahip olmak istediğim için aldım. Ancak bunlar Pompei'nin yaşadığı yıkıma bağlı olarak çok fazla negatif enerjiye sahipler. Şu anda 36 yaşındayım ve iki kez meme kanserine yakalandım. En sonuncusu çift mastektomiyle sonuçlanmıştı. Ailem ve benim de maddi sıkıntılarımız oldu. Biz iyi insanlarız ve bu laneti aileme veya çocuklarıma geçirmek istemiyorum."
İADE EDİLEN ESERLERDEN MÜZE KURULDU
Pakette ayrıca 2005 yılında sit alanında hırsızlık yapan Kanadalı bir çiftin yazdığı başka bir itiraf mektubu da vardı. Mektuplarında binlerce yıl önce orada acı çekenleri düşünmeden eserleri aldıklarını söylemişlerdi. Öte yandan kentten eser ve parça çalıp iade edenlerin sayısı 3-5 turist ile sınırlı değildi.
Suçluluk duygusunu ifade eden mektuplarla birlikte o kadar çok çalıntı eser iade edildi ki Pompei'deki yetkililer bunları sergilemek için bir müze kurdu. Gabriel Zuchtriegel, antik bölgeden eserler çalan turistlerden birçoğunun 'lanet'ten bahsettiği yüzlerce özür mektubu aldıklarını söyledi.
Pompei Arkeoloji Parkı Müdürü Gabriel Zuchtriegel ise yaşanan bu durum için, "Arkeolojik alanlardan mal çalmak bir suçtur. Birçok kişi bize iddia edilen lanet hakkında yazıyor ve iş yerinde, hastalık sırasında yaşadıkları talihsizlikleri anlatıyor. Bunlar dokunaklı ve üzücü şeyler. Birçoğu çocukken çalınan eşyaların iade edildiğini yazıyor, bunlar onlarca yıl önce meydana gelen hırsızlıklar. Bu nesneleri götürmenin hiçbir anlamı yok" ifadelerini kullandı.