23.02.2024 - 06:45 | Son Güncellenme:
Derleyen: Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - Bugüne dek yapılmış araştırmalar uçakların seyahat konusunda en güvenli ulaşım araçları olduğunu gösterdi. Kara yoluyla seyahatte ölüm oranları 5 binde 1 iken, hava yoluyla seyahatte bu oran 11 milyonda 1 görülüyor. Ancak yine de tarih birbirinden ilginç uçak kazalarıyla dolu, tıpkı 1994 yılında gerçekleşen Aeroflot'un 593 sefer sayılı uçuş gibi. Tarihte eşi benzeri olmayan bu uçak kazasının sebebi ne pilotlar ne yolcular ne de uçağın kendisi. Sorumlu tek kişi pilotun 16 yaşındaki oğlu.
UÇAKTA HİÇBİR ARIZA YOKTU
Takvimler 23 Mart 1994'ü gösteriyordu. F-OGQS numaralı Airbus A310 tipli uçak Moskovo'dan Hong Kong'a gidecekti. Rusya'nın hava yolu şirketi Aeroflot, 593 sefer sayılı uçuş için her şeyi en ince ayrıntısına kadar hazırladı. Uçak da, uçuş ekibi de yerlerindeydi. Uçakta 63’ü yolcu ve 12'si uçuş ekibi olmak üzere toplam 75 kişi vardı. Yolcuların içinde ikinci kaptanın kızı ve oğlu da bulunuyordu.
Aeroflot Airbus A310, 23 Mart 1994'te Moskova'dan Hong Kong'a gitmek üzere göklere çıktığında yalnızca üç aydır hizmetteydi. Yani uçağın hiçbir teknik arızası olamazdı, yepyeniydi. Sonunda uçak kalkışını başarılı bir şekilde yaptı. İlerleyen saatlerde ikinci kaptan Yaroslav Vladimirovich Kudrinsky'nin çocukları Eldar ve Yana babalarını kokpitte ziyaret etmek istediler. Çocukların isteği prosedüre aykırı değildi, dolayısıyla iki pilot da çocukların kokpite gelmesini onayladı.
FARK ETTİKLERİNDE HER ŞEY İÇİN GEÇTİ
Otopilot devrede olduğundan uçağın kontrol kolonundaki yapılan küçük hareketler uçağın dönmesine neden olmazdı, bu yüzden iki pilot da rahattı. Çocukları pilot koltuklarına yerleştirmiş, sohbete dalmışlardı. Ancak Kudrinsky'nin oğlu Eldar, otopilotu devre dışı bırakan kontrol kolonunu çekti. Uçak sağa doğru yatmaya başladı ama şaşırtıcı bir şekilde pilotların ikisi de bunu fark etmedi. Hatta kokpitteki yanıp sönen ışıkları bile görmediler. Uçağın kontrolünü tekrar ele geçirdiklerinde ise artık her şey için çok geçti. Pilotlar durumu kontrol edemeden uçak, Rusya’nın güneyindeki Kemerovo Oblastı’nda ‘Kuznetsk Alatau’ sıradağlarına düştü.
Uçağın içindeki herkes hayatını kaybetti. Yetkililer henüz 3 aylık olan, bakımları ve kontrolleri yapılmış bir uçağın düşmesini kafa karıştırıcı buldu. Yapılan teknik incelemerin ardından uçağın sistemsel olarak hiçbir sorunu olmadığı ortaya çıktı. Peki bu uçağı kim düşürmüştü? Onlar bu sorunun cevabını bilmiyordu. Ancak ne yazık ki uçağın düşmesinden sorumlu olan kişi yardımcı pilotun oğluydu.
'PİLOTLAR MÜDAHELEDE ETMESEYDİ BU KAZA OLMAYACAKTI'
Kara kutu incelendi. Uçağın kontrolü Eldar’da olduğu dakikalarda uçak sağa yatmıştı. Eldar uçağın kontrol çubuğunu kendisine doğru çektikten sonra uçağın burnu, 45 dereceyi bile aşarak 90 dereceye yakın dikliğe ulaştı ve tamamen yönünü gökyüzüne çevrildi. Hızını neredeyse tamamen kaybetmek üzere olan uçağın motor gücü artırıldı ancak bu da işe yaramadı, dahası bu kez burnu yeryüzüne dik bir şekilde döndü. Uçağın yere çakılmasına saniyeler kalmıştı. Pilotlar durumu düzeltmek için hamleler yapsa da uçak, artık kurtarılamayacak derecede alçalmıştı ve sonunda uçak dağ yamaçlarına çarparak 75 kişiye mezar oldu.
Kaza sonrasında uçaktan alınan verilere göre yayınlanan raporda, eğer pilotlar hiçbir müdahelede bulunmasalardı uçağın bu düşüşten kendi kendine kurtulabileceği yazıyordu. Pilotlar, ilk otopilot manevrasından itibaren kontrolleri hiç ellemeseydi, uçak kurtarma manevrasını tamamlayacak ve rotasına devam edecekti. Belki de böyle bir kaza hiç yaşanmayacaktı.
75 kişinin ölümüyle sonuçlanan kazanın ardından Aeroflot, uçağın düşüş sebebini yalanladı. Çünkü uçağı kiralık olarak kullanıyordu ve kiralama şirketine bu kazanın kokpitte bulunan bir çocuk tarafından yapıldığını söylemek zordu. Ancak bu yalanlama kısa sürdü ve Moskova merkezli Obozrevatel dergisinin kokpit içindeki kayıtları paylaşmasıyla birlikte gerçeği itiraf etmek durumunda kaldı.
Bu uçak kazasına kadar uçuş sırasında yolcuların kokpit ziyareti yapması yasak değildi. Tuhaf olan bu olaydan sonra da kokpit ziyaretleri yasaklanmadı. Ta ki 11 Eylül 2001 saldırılarına kadar. 11 Eylül'e kadar uçuş ekibi ve pilotların insiyatifinde olan bu ziyaretler 11 Eylül’ün ardından tamamen yasaklandı.