Hücre koruyucu, yüksek potensli, sinerjik etkiye sahip olan antioksidanlar serbest radikallerle savaşabilen ve bu süreçte hücre hasarını engelleyebilen maddelerdir. İnsan vücudu antioksidanları doğal olarak üretebildiği gibi dışarıdan takviye olarak da alabilmektedir.
Vücudumuzda besinlerin yıkımı için oksijene ihtiyaç vardır. Bu döngü de serbest radikaller yan ürün olarak ortaya çıkmaktadır. Normalde vücut, serbest radikallerle mücadele edebilirken; bazen bağışıklık sistemi virüs ve bakteriler ile baş edebilmek için serbest radikalleri oluşturabilir ya da stres, yanlış beslenme, yoğun egzersiz, çevresel faktörler, alkol ve sigara kullanımı, yaş ilerlemesi nedeniyle hücreye zarar vermesi ile ciltte yaşlanma ve dejeneratif hastalıklara neden olur.
Başlıca antioksidan kaynakları nelerdir?
Beta Karoten, C Vitamini, E Vitamini, Selenyum, Ginkgo Biloba, Koenzim Q10 başlıca antioksidan kaynaklarındandır.
Her gün 1 fincan demlenmiş Ginko Biloba.... Ginkgo Biloba, dolaşım sisteminin işleyişini hızlandırıcı etkisiyle, beyin ve kalp başta olmak üzere daha kaliteli oksijen taşınmasına ve zihinsel fonksiyonları desteklemeye yardımcı olur.
Peki sporcularda etki mekanizması nasıl?
Sporcularda immün fonksiyonları korumak için ilk olarak dengeli bir diyet ile gereksinimler karşılanılmalıdır. Bu süreçte en çok dikkat edilmesi gerekilen nokta sporcunun yetersiz ve düzensiz beslenmesi ile immün fonksiyona etki edip etmediğidir. İmmün sistemin geliştirilmesi için proteinler, karbonhidratlar ve yağlara ekstra bazı antioksidan vitaminler, immünonutrient gibi ek bileşenlere ihtiyaç duyulduğu durumda destek alınması tartışmaya açık konulardan biridir.
Uzun ve şiddetli egzersizler immün hücre fonksiyonlarının bozulmasına yol açabilir. Bu durum karşısında serbest radikaller vücudun savunmasına karşı redoks dengesini bozabilirler. Bu dengesizlik başta çizgili kaslarda hücre performans düşüklüğüne neden olarak
yapısına ve mitokondiriyal fonksiyonlara zarar verebilmektedir. Diyet ile alınan antioksidan besinler ise, çizgili kaslarda egzersiz sırasında bozulan redoks dengesini düzelterek performans artışına sağlayabilir.
Sporcularda artan oksidatif stres optimal performans ve egzersiz sonrası toparlanma dönemi için oldukça önemlidir. Bu durum için sporcularda supleman kullanımı oldukça yaygındır. Fakat; bitki ve meyvelerden elde edilen antioksidan içerikli destek ürünlerin yapısı ve biyolojik etkileri içerik optimal dozajlardan dolayı kontrollü kullanılması gerekmektedir.
Fazla miktarda alınan antioksidanların performansa olumlu/olumsuz etki ettiğine dair yeterli bilimsel veri bulunmaktadır.
Antioksidan vitaminlerin başında C ve E vitaminleri gelmektedir. Özellikle dayanıklılık sporlarında C vitaminine ihtiyaç artmaktadır. Bu nedenle sporcularda, enerji üretiminin normal siklusta sürdürülebilmesi için C vitamin miktarının dokularda optimal düzeyde olması gerekmektedir.
Son yıllarda yapılan bir çalışmada; 21 futbolcuya 7 gün boyunca antioksidan takviyesi olarak günlük C vitamini(500mg/d) ve E vitamini(400UI/d) verilerek direnç egzersizleri yaptırılmış ve oksidatif stres düzeyleri gözlemlenmiştir. Gözlem sonucuna göre kan örnekleri, performans testleri, egzersiz öncesi kas ağrıları değerlendirildiğinde kan plazmalarında C ve E vitaminlerinde kaynaklı oksidatif stresi azaltırken kas ağrıları da belirli ölçüde azalmıştır. Dolayısıyla sporcularda antioksidanların;
-Besinlerle alınması gerektiği fakat kan değerlerinde herhangi bir sorun olduğunda takviyeye başvurulması gerektiği,
-Dayanıklılık sporlarında C vitamini desteğinin mutlaka sağlanması,
-Kas hasarı ve kas ağrılarında antioksidanların olumlu etki ettiği fakat ilk hedefin mikro ve makro elementlerin optimal seviyelerde karşılanılması gerektiği dikkat edilmesi gereken noktalardandır.
Dyt. Öykü Yıldırım