Günümüzde saç ekimi ve saç restorasyon cerrahisi denildiğinde akla ilk gelen artık ülkemizde de çok kullanılan teknik FUE tekniği. Yani ağrısız, izsiz, bıçaksız teknik dediğimiz, saç köklerinin mikromotor ve “punch” larla tek tek alındığı yöntem. Bu operasyondaki en önemli dezavantaj, operasyona başlarken greftleri tek tek alabilmek için saçların 1 numara tıraşlanarak kısaltılması. Bu tıraşlama şart çünkü saçın çıkış açısını belirlemek ve 1 milimden daha küçük deliğe sahip “punch” dediğimiz keskin borucuklarla saçın alınabilmesi ancak bu şekilde mümkün. Fakat bu durum günlük yaşamdan uzun süre uzaklaşamayan, yoğun iş hayatına sahip kişilerde önemli bir sıkıntı oluşturmakta. Çünkü saçların ense ve ekilecek olan alanda kısaltılması, hastanın en az 15 gün kadar günlük yaşamdan uzaklaşması demek. Bu süre içinde saçlar uzuyor, kabuklar temizleniyor ve hasta ancak işine dönebiliyor.
Bu sorunun üstesinden gelebilmek için kullanılabilecek yeni bir teknik var: Tıraşsız FUE tekniği. Bu teknikle hastanın saçları tamamen tıraşlanmadan kısıtlı miktarlarda saç kökü çıkarılabiliyor ve hasta hemen günlük yaşama dönebiliyor.
Peki ama tıraşsız FUE tekniğinde saçlar nasıl çıkarılıyor? Saçları kesmeden, tıraş yapmadan nasıl FUE tekniği uygulanıyor?
Bu teknikte hemşire ya da teknisyen yardımcı kişi, bir tarak ya da ıslak gazlı bez yardımıyla uzun saçları ayırarak açar, daha sonra cerrah saç kökü çıkış açısına göre punch yardımıyla deriye girerek saç kökünü çıkarır. Burada saç çıkaran doktorun çok sabırlı dikkatli olması şart çünkü bu teknikte uzun saç arasında çalışıldığı için saç kökü çıkarmak çok daha zor ve meşakkatli; uzun zaman ve sabır gerektiriyor. Maksimum alınabilecek kök sayısı, tıraşla yapılan FUE saç ekimine oranla çok daha az. Ancak belirli küçük alanları kapatmak için kullanılabilecek olan bu teknikte, her seans 500- 700 greft alınıp ekilebilir. Ama hem hasta hem doktor hem de tüm ekip için uzun ve yorucu bir teknik olduğunu tekrar belirtmekte fayda var.
Bilinen tıraşlı FUE tekniğiyle karşılaştırıldığında tıraşsız FUE yönteminin avantajları arasında, hastanın çok hızlı bir şekilde, operasyondan hemen sonra hayata karışabilmesi ve herhangi bir pansumana ihtiyaç duymaması başta gelir. Bunun yanı sıra doktor uzun saçlar arasında çalışırken alacağı saçların özelliklerini direkt olarak görebiliyor. Buna göre istenilen renk, kalınlık ve incelikte; dalgalı /kıvırcık ya da düz; tekli veya 2-3’lü kök ihtiva eden greftlerin belirlenebiliyor. Yani ihtiyaç olan alanda ne tür saç tipi gerekliyse, saç greftlerinin seçilerek alınabilmesi gibi avantajları da var. Verici yani donor bölgede, çok kontrollü ve kısıtlı sayıda saç alımı gerçekleştiğinden, gerektiğinden fazla greft alındığında oluşan eksilme ve seyrelme gibi problemler de yaşanmıyor.Tıraşsız FUE tekniği özellikle kadınlar için de çok avantajlı çünkü saçların hemen hiç kesilmeden nakledilmesi mümkün .
Tıraşsız FUE tekniği ile saç ekiminin ana dezavantajları ise operasyonun hasta için uzun sürmesi; daha pahalı bir teknik olması; ekip, doktor ve hasta açısından daha yorucu olmasıdır.
Özetle, iş yaşamı yoğun, saçının kesilmesine ve zaman kaybına tahammülü olmayan kişilerde, az miktarlarda ekim yapılacaksa “tıraşsız FUE tekniği” yapmak mümkün. Uygun hastalarda estetik cerrahinin hastalarımıza sunduğu, “vakit nakittir” ilkesini saç ekimine uygulayan, yeni bir fırsat.