Genetik nedenli saç kaybı sonrasında en etkili tedavi, saç ekimidir. Saç transplantasyonu hayatımızı gerçek anlamda değiştiren, kalıcı, doğal ve başarılı operasyonlardır. Ehli kişilerin ellerinde yani tecrübeli plastik cerrahlar tarafından yapıldığında sizin de bildiğiniz gibi çok iyi sonuçlar ortaya çıkabilmekte. Fakat yine de saç ekimi konusunda yanlış bilinen pek çok “gerçek” var ve ben bu yazımda bunların bazılarına değinmek istiyorum.
1) Ekilen saçlar asla dökülmez: Hayır, saç ekimi sonrasında ekilen saçların ömür boyu dökülmeyecekleri garanti edilse de 10-20 -30 yıl sonrasına bakıldığında ekim sırasında deriye yerleştirilmiş ve çıkmış olan saç sayısı azalabilir. Yani ekilen saçlarda on yıllar içinde biraz azalma olabiliyor. Bunun en önemli nedenlerinden birisi verici sahadaki saç tellerinin genetik dökülmeye olan dirençlerinin kişiden kişiye değişmesi. Bazı erkeklerde ya da kadınlarda saç telleri genetik dökülme trendine yatkın olabilir ve zamanla dökülebilir. Henüz ekilen saç tellerinin zaman içindeki immünolojik ve fizyolojik değişimleri çok detaylı bilinmiyor. Bazen de cerrah dökülmemeye garantili saçları değil de ileride dökülebilecek olan saç köklerini alıp ekebiliyor ve 5-10 sene sonra kişide elde edilen saç sayısında azalma olabiliyor.
Bir diğer sebep de kişinin yaşlanmasına bağlı saç kayıpları. .
2) Sadece tek seans ekim yeterli olur ve tüm alan kapanabilir: Bu tamamen yanlış bir görüş…Saç donor yani verici olan ense ve kulak üstü bölgeler seyrek ve/veya dar alana sahip olabilir ve kapatılacak olan sahaya yeterli grefti sağlayamayabilir. Bu durumda tek seans saç ekimi yeterli olamayacaktır. Ayrıca erkek ve kadınlarda görülen genetik saç dökülmeleri hemen daima ilerleyebilir ve açık alan artar. Genetik dökülme birkaç ay ya da yıl kadar dursa da biyolojik proses devam edecektir. 30’lu yaşlarında saç ekimi yaptıran bir erkek, büyük ihtimalle 40-50li yaşlarında tekrar bir seans daha saç ekimine ihtiyaç duyabilir.
3) Saç ekimi daima mükemmel sonuçlanır : Saç ekimleri genellikle başarılı ve tatmin edici sonuç verir. Bu yüzden çok popüler. Doğru hasta ve yetenekli bir ekip yan yana geldiğinde iyi sonuç da elde edilir. Fakat bazen hastaya bağlı (donor sahanın ve saç tellerinin çok cılız ve yetersiz olması; operasyon sonrası bakım hataları; sigara içilmesi ya da bir deri hastalığının varlığı gibi sebeplerle); bazen de cerrahi ekibe bağlı (cerrahın tecrübesiz ya da yeteneksiz olması; saç köklerini eken ekibin yeteneksiz ve özensiz olması gibi) nedenlerle saç ekimi düşünüldüğü sonucu vermeyebilir. Bu yüzden hasta beklentisini yükseltmemek ve gerçekçi açıklamalarla hastayı bilgilendirmek çok önemli.
4) Saç ekimi 1 gün içinde biten bir işlemdir: Evet saç ekimleri en fazla 6-7 saat içinde bitebilen operasyonlar olmalarına karşın, hastanın operasyon sonrasında normal hayatına dönmesi, müşterilerinin karşısına çıkması 2 haftaya yakın bir süreyi alabilir. Düşünün ki saçlarınızın tamamı tıraş ediliyor ve ense kısmınızda binlerce iyileşmekte olan minik yaralar var … Bütün bunların iyileşmesi ve hastanın kendini konforda hissetmesi en az birkaç gün en fazla 2 haftayı bulabilmekte. O yüzden saç ekimi hafife alınmamalı, dolgu, botilinum toksin uygulamaları gibi görülmemeli.
5) Saç ekimi sırasında ve sonrasında yüzüm gözüm şişer ve çok ağrı çekerim: Hayır, tamamen yanlış bir algı. Saç ekimi sırasında saç kökü verici alanı uyuşturmak için yapılacak olan iğneler son derece ince olup, bir soğutma işlemi sonrasında uygulanabilir. Operasyon öncesi yaklaşık 10 dakika süren bu lokal anestezi sırasında, kişiden kişiye değişen ağrı eşiği/seviyeleri olmakla birlikte, genellikle hafif ve geçici bir yanmanız olur. Cerrahın tecrübesi de uygulanan anestezinin hafif ve ağrısız olmasında çok etkili. Operasyon sırasında yapılan bazı ilaçlar sayesinde artık operasyon sonrası şişme de hemen hiçbir şeklide yaşanmıyor.
6) Saç ekimi, saç kayıplarının her türü için bir tedavi modelidir: Hayır bu yanlış bir görüş. İlk olarak hastaya saç ekimi yaparak, genetik olarak dökülecek olan saçları kurtaramazsınız. Yani ileride oluşabilecek açılmalara saç ekimi operasyonunun pozitif ya da negatif bir etkisi olmaz. Ayrıca bazı kişilerde saç dökülmelerini onarmak için, özellikle alopesi areata ve skarlı alopesilerde sadece medikal tedavi yeterli olabilir. Bu tür saç kayıplarında, saç ekimi hiçbir zaman tedavi seçeneği olmayabilir.
7) Saç ekimlerinin hiç komplikasyonu yoktur: Saç ekimleri güvenli sayılabilecek cerrahi operasyonlardır ama tabii ki saç ekiminin de komplikasyonları olabiliyor. En azından pek çoğunuz yakın zamanlarda saç ekimi sonrasında ense kısmı tahrip olmuş, saçları kalıcı olarak kayba uğramış bazı mağdur hastaları medyadan takip ediyor ya da görüyorsunuz. Ayrıca ekim sonrasında herkeste kabuklanma, kızarıklıklık vs olabiliyor. Bazen bu kızarıklık kalıcı olabiliyor. Bazen de ehli olmayan ellerde yapıldığında saç ekimi sonrası çok az ya da hiç saç çıkmıyor !
8) Saç ekimi ile gençlikteki saç yoğunluğuna tekrar ulaşılabilir: Maalesef hayır. Düşünün ki tek bir seans saç ekiminde yaklaşık olarak 10-12 bin kadar saç teli başka bir alana naklediliyor. Dar bir alana yapıldığında bu sayı oldukça yoğun bir saç dokusu oluşturur. Ama çok geniş bir alanda bu sayı yeterli olmaz. Genellikle saç ekimlerinde yaklaşık olarak santimetrekareye 30-35 greft ekilebiliyor. Normal saç sıklığında ise santimetrekareye yaklaşık olarak 90-100 greft (yaklaşık 100-120 saç teli ) mevcut. Bu kadar sık ekim teknik olarak yapılamayacağından (kan dolaşımını olumsuz etkileyerek saç köklerinin beslenmesini azaltabilir), saç ekimi sonuçları da %100 doğal saç sıklığından uzaktır.